- Katılım
- 18 Mar 2015
- Mesajlar
- 825
Ad Alain Delon Plus (Vintage): Ferah ve kaba bir açılış ile başlıyor. Daha çok çiçeksi bir başlangıç olarak ifade edilebilir. Orta kısımlar deri, tarçın, bal, lavanta ve meşe yosunu ekseninde, biraz daha kirli bir hava ile kendini gösteriyor. Değişik bir tarzı var. Şimdiye kadar koklamadığım cinsten. Deri mi baskın, tarçın mı baskın, lavanta mı? Epey zorladı beni. Ama aromatik olduğu kesin. Hatta oryantal sınıfına da girer bence. Gövde kısmı kaba, kirli, hafif bulanık ve yağlı metalik bir his veriyor. Enteresan olduğu için kullanılabilir olmasa da denemekte yarar var. Kişinin koku haznesine mutlaka bir şeyler katacağı kesin. 6/10.
Laura Biagiotti Tempore Uomo (Vintage): Freş meyveli, gayet aromatik bir açılışı var. Biraz sentetiklik de barındırıyor. Orta kısımlarına doğru odunsu bir gövdeye tutunuyor. İçerik olarak çok zengin ama koku güzelliği olarak biraz bulanık geldi bana. Tatlımtrak meyveli bir odunsu diyebilirim. Lavanta çok az da olsa hissediliyor. Tertemiz risksiz bir koku. Genel beğenisinin çok yüksek olacağına eminim. Ben çok beğenmedim ya da bana çok özel gelmedi. Denemeye değer mi? Bence bu tarzın meraklıları dışında hayır. 5/10.
Hermes Calèche (Vintage): Bolca aydınlık meyveler, aldehitler, beyazımsı çiçekler... Açılışı hafif yapay da olsa güzel. Ama sonra temiz çiçekler üzerine kurulmuş bir aldehit çalışma haline dönüyor. Benim aldehit ile aram hiç iyi değil. Eski kafa bayan parfümlerini çağrıştırıyorlar bana. Günümüzde belirli bir yaş ve olgunluk istiyor kesinlikle. Genç işi bir parfüm değil. Orta kısımlardan itibaren nispeten daha tatlı bir yapısı var ama her dem aldehit eksenli. O sebeple benim tarzım olmayan bir yapıda. Denemeye değer mi? Vintage olduğu için deneyecekseniz evet, başka bir nedenden ötürü ise hayır? 6/10.
Davidoff Zino: Piyasaya çıktığı zamanı düşünürsek (1988), abartıya kaçmadan, paçuli tabanlı bir maskülen nasıl yapılır? Dersi vermekte. Lavanta, yeşil limon, erkeksi çiçekler ile beslenen bir paçuli-vanilya gövdesine sahip. Bence bu alanda tam da türünün lideri. Bir designer markadan beklenenin çok çok daha üstünde. Orta kısımlar paçuli ekseninde çeşitli çiçeksi odunsular ile devam ediyor. Gül ve gül ağacı notalarına rastladım. Sanırım bu müthiş etkiyi veren birkaç notadan biri bunlar. Hafif tozlu paçuliye aynı zamanda eşlik eden çok naif bir de vanilya var. Yani harmanın her notasını neredeyse algılamak mümkün. Ağırlıklı görüşüm, kırmızımsı, çiçeksi, hafif yumuşak, tozlu bir paçuli parfümü. Denemeye değer mi? Kesinlikle değer. 8/10.
Dolce&Gabbana Sicily (Vintage): Şimdiye kadar pek benzerine rastlamadığım bir parfüm. Açılışını bol çiçeksi yeşil, pudramsı bir havayla yapıyor. Daha sonra çiçeksi bir tatlılığa, oradan da muzlu odunsu, mor çiçeksi bir parfüme dönüşüyor. Yapısı itibariyle enteresan bir çalışma olduğu kesin. Ama muz notasını baskın algıladığımdan pek kullanılabilir bulamadım. Denemeye değer mi? Bir şey kaybettirmez ama kazandırmaz da. 6/10.
Yves Saint Laurent Opium (Vintage 1983): kelimenin tam anlamıyla bir vintage. Belli ki çağının en popüler parfümlerindenmiş. Çok fazla nota üzerine değil ama, güçlü, sağlam ve az nota üzerine kurulmuş, belki de zamanının başyapıtlarından. Parfümün koku rengi çok koyu gibi durmasa da içeriğinden çok daha koyu olduğu kesin. Aromatik, yumuşak bir vanilya ile birlikte anason eşliğinde açılıyor ve orta kısımlardan itibaren daha baharatlı ve balzamik bir yapıya bürünüyor. Rahmetli dedemin Mekke’den getirdiği hacı yağına çok benzetiyorum ve beni çocukluğuma götürüyor. Çok rafine ve elegant bir kokusu var ama dediğim gibi deneyen çoğu kişi hacı yağı benzetmesi yapacaktır J Fazlaca olgun, yaş isteyen bir kokusu var. Bizim gibi gençlerin taşıyabileceğini sanmıyorum. Orta kısımlardan sonra anason ve kara üzüm ve vanilya birlikte ilerliyor ve kalıcılığı son derece iyi. Denemeye değer mi? Bence vintage parfüm meraklılarının kesinlikle denemekle kalmayıp koleksiyonlarına eklemeleri gereken bir parfüm. 9/10.
Weil Pour Homme (Vintage): 2004 yılında yenilenmiş hali nasıl bilmiyorum ama 1980 (yanlış bilmiyorsam) çıkışlı bu parfümün tarifini yapacak olursak; lavanta tatlılığında, hafif limoni ve yeşilimsi bir başlangıcı var. Orta kısımlara ilerlerken biraz daha çiçeksi dokunuşlar görülmeye başlıyor. Bu çiçeksilik odunsu bir gövdeye tutunuyor ve yeşil yosunlu, sedirli, parlak derili bir hal alıyor. Kesinlikle güzel bir iş. Yaş itibariyle 35-40 yaş üzerine daha iyi yakışır. Klasik bir tarzı var ama Bois du Portugal gibi Sartorial gibi berber dükkanı lavantası tarzında değil, daha modern bir lavanta kullanımına sahip. Takım elbise kokusu olmaktan ziyade günlük bir koku profili veriyor. Beni tek rahatsız eden şey, ara ara aldehit tadı gelmesi. Onu da yok sayıyorum. 7/10.
Laura Biagiotti Tempore Uomo (Vintage): Freş meyveli, gayet aromatik bir açılışı var. Biraz sentetiklik de barındırıyor. Orta kısımlarına doğru odunsu bir gövdeye tutunuyor. İçerik olarak çok zengin ama koku güzelliği olarak biraz bulanık geldi bana. Tatlımtrak meyveli bir odunsu diyebilirim. Lavanta çok az da olsa hissediliyor. Tertemiz risksiz bir koku. Genel beğenisinin çok yüksek olacağına eminim. Ben çok beğenmedim ya da bana çok özel gelmedi. Denemeye değer mi? Bence bu tarzın meraklıları dışında hayır. 5/10.
Hermes Calèche (Vintage): Bolca aydınlık meyveler, aldehitler, beyazımsı çiçekler... Açılışı hafif yapay da olsa güzel. Ama sonra temiz çiçekler üzerine kurulmuş bir aldehit çalışma haline dönüyor. Benim aldehit ile aram hiç iyi değil. Eski kafa bayan parfümlerini çağrıştırıyorlar bana. Günümüzde belirli bir yaş ve olgunluk istiyor kesinlikle. Genç işi bir parfüm değil. Orta kısımlardan itibaren nispeten daha tatlı bir yapısı var ama her dem aldehit eksenli. O sebeple benim tarzım olmayan bir yapıda. Denemeye değer mi? Vintage olduğu için deneyecekseniz evet, başka bir nedenden ötürü ise hayır? 6/10.
Davidoff Zino: Piyasaya çıktığı zamanı düşünürsek (1988), abartıya kaçmadan, paçuli tabanlı bir maskülen nasıl yapılır? Dersi vermekte. Lavanta, yeşil limon, erkeksi çiçekler ile beslenen bir paçuli-vanilya gövdesine sahip. Bence bu alanda tam da türünün lideri. Bir designer markadan beklenenin çok çok daha üstünde. Orta kısımlar paçuli ekseninde çeşitli çiçeksi odunsular ile devam ediyor. Gül ve gül ağacı notalarına rastladım. Sanırım bu müthiş etkiyi veren birkaç notadan biri bunlar. Hafif tozlu paçuliye aynı zamanda eşlik eden çok naif bir de vanilya var. Yani harmanın her notasını neredeyse algılamak mümkün. Ağırlıklı görüşüm, kırmızımsı, çiçeksi, hafif yumuşak, tozlu bir paçuli parfümü. Denemeye değer mi? Kesinlikle değer. 8/10.
Dolce&Gabbana Sicily (Vintage): Şimdiye kadar pek benzerine rastlamadığım bir parfüm. Açılışını bol çiçeksi yeşil, pudramsı bir havayla yapıyor. Daha sonra çiçeksi bir tatlılığa, oradan da muzlu odunsu, mor çiçeksi bir parfüme dönüşüyor. Yapısı itibariyle enteresan bir çalışma olduğu kesin. Ama muz notasını baskın algıladığımdan pek kullanılabilir bulamadım. Denemeye değer mi? Bir şey kaybettirmez ama kazandırmaz da. 6/10.
Yves Saint Laurent Opium (Vintage 1983): kelimenin tam anlamıyla bir vintage. Belli ki çağının en popüler parfümlerindenmiş. Çok fazla nota üzerine değil ama, güçlü, sağlam ve az nota üzerine kurulmuş, belki de zamanının başyapıtlarından. Parfümün koku rengi çok koyu gibi durmasa da içeriğinden çok daha koyu olduğu kesin. Aromatik, yumuşak bir vanilya ile birlikte anason eşliğinde açılıyor ve orta kısımlardan itibaren daha baharatlı ve balzamik bir yapıya bürünüyor. Rahmetli dedemin Mekke’den getirdiği hacı yağına çok benzetiyorum ve beni çocukluğuma götürüyor. Çok rafine ve elegant bir kokusu var ama dediğim gibi deneyen çoğu kişi hacı yağı benzetmesi yapacaktır J Fazlaca olgun, yaş isteyen bir kokusu var. Bizim gibi gençlerin taşıyabileceğini sanmıyorum. Orta kısımlardan sonra anason ve kara üzüm ve vanilya birlikte ilerliyor ve kalıcılığı son derece iyi. Denemeye değer mi? Bence vintage parfüm meraklılarının kesinlikle denemekle kalmayıp koleksiyonlarına eklemeleri gereken bir parfüm. 9/10.
Weil Pour Homme (Vintage): 2004 yılında yenilenmiş hali nasıl bilmiyorum ama 1980 (yanlış bilmiyorsam) çıkışlı bu parfümün tarifini yapacak olursak; lavanta tatlılığında, hafif limoni ve yeşilimsi bir başlangıcı var. Orta kısımlara ilerlerken biraz daha çiçeksi dokunuşlar görülmeye başlıyor. Bu çiçeksilik odunsu bir gövdeye tutunuyor ve yeşil yosunlu, sedirli, parlak derili bir hal alıyor. Kesinlikle güzel bir iş. Yaş itibariyle 35-40 yaş üzerine daha iyi yakışır. Klasik bir tarzı var ama Bois du Portugal gibi Sartorial gibi berber dükkanı lavantası tarzında değil, daha modern bir lavanta kullanımına sahip. Takım elbise kokusu olmaktan ziyade günlük bir koku profili veriyor. Beni tek rahatsız eden şey, ara ara aldehit tadı gelmesi. Onu da yok sayıyorum. 7/10.