En Son İzlediğiniz Film

The Insider (1999) - 10/7,5​

The Straight Story (1999) - 10/8​

LİLA&EVE. 2015 yapımı bir gerilim-çok fazla dram filmi. Konusu: Lila'nın oğlu Stephon, bir torbacıdır ve bir gece mahallesinde öldürülür. Annesi lila, acının üstesinden gelebilmek için, çocuğu öldürülmüş annelere destek grubuna katılır. Lila, burada Eve isminde bir kadınla tanışır. Eve, acılı Lila'ya oğlunun intikamını almak için her adımı adeta ilmek ilmek öğretmeye başlar.
Konu bu. Filmin en büyük özelliği, her yerden çıkan haç işareti. Öyle ki, film boyunca Viola Davis'in (Lila rolünde yani baş rol) kulaklarında haç işaretli küpeler var. Film boyunca başka hiçbir takı takmadı. Katıldığı destek grubunda kadınlar haç kolyeli. Bir ara kendimi dandik bir vampir filminde sandım, işte o kadar yoğun Hristiyanlık propagandası var. Bunun dışında... Anormal mantık hatası var, çok akıcı bir film olmadığı için bunlar çok göze batıyor. Senaryo yetersiz, film Viola Davis'in oyunculuğu ve Jennifer Lopez'in güzelliği üzerine kurulu. Kısacası sadece Hristiyanlık propagandası için yapılmış, son derece yüzeysel bir film. Hiçbir güzel, elle tutulur yanı yok. Berbat.

Walk the Line (2005) - 10/8​

Wings of Desire (1987) - 10/7,5​

Tenet'i izledim. Klasik Christopher Nolan filmi, beyin yakan senaryo etkileyici sahneler. Bir İnception olmasa da beğendim.

Vietnam yapımı İnvisible Evidence/Bang Chung Vo Hinh adlı filmi izledim. 2020 yapımı film, aslında meşhur Kore gerilim filmi Karanlığın Gözleri adlı yapımın Vietnam versiyonu. Kısaca konusuna değineyim. Kardeşini bir trafik kazasında kaybeden genç kız, kazada gözlerini de kaybeder, görme engelli olur. Köpeğiyle, yaşadıklarının üstesinden gelmeye çalışan genç kız, bir gece taksi beklerken, önünde bir araç durur. Aracın taksi olduğunu sanan kız, şoförün yönlendirmesiyle araca biner. Şoför kıza bir şişe su verir ve içmesi için baskıda bulunur. Kız durumdan şüphelenince direnir ve bu esnada kaza yaparlar. Bu kaza, kızın iyice şüphelenmesine ve kaçmasına sebep olur. Kızın polise gitmesiyle işler karmakarışık bir hal alır.
Sadece gereksiz bir sahnesi var, ileri sardım.
Sapığımızın kadınların gözlerini çıkarıp yeme sahnelerine ben bakamadım. Iyyy, siz de bakmayın bence. Vahşete gerek yok.
Sapığın köpeği öldürme sahnesi canımı yaktı. Biliyorum, gerçek değil ama üzüldüm ben.
Heyecanı daima taze tutan, oldukça başarılı bir gerilim filmi. Oyunculuklar da iyi. Bana aşırı itici gelen şey ise Vietnamca. Sanki bir Türk bebeğinin, dili dönmeyerek yaptığı konuşma deneyimlerine benziyor Vietnamca. Çok irrite edici.

Sansasyonel kelimesinin filmde vücut bulmuş hali.Muazzam her ay izlemek rituelimdir

Boss Level 2020. Arınma Gecesi filmine hiç yakışmayan Frank Grillo, bu filmde çok iyi. Filmin konusu, zaman döngüsüyle ilgili kötü amaçlı deney yapan bir şirketin bilim kadını Naomi Watts, şirket yönetiminin niyetini fark eder ve oğlunun babasıyla iletişime geçer. Aynı günü sayısız kere yaşayan Roy artık bu işe bir dur demek ister.
Fuzuli tek bir yeri var, ileri sarın gitsin. Aksiyonu çok iyi, son derece sürükleyici bir yapım. Aksiyon severler kaçırmasın.

Timecrimes, Groundhog Day gibi tekrarlı kurguya sahip, masalsı korkulu yas filmi. Rüyalarda bazen bir şeyden kaçmaya çalışırsınız da hareket edemezsiniz, zemin sizi bataklık gibi çeker ya öyle bir film işte. Ayrıca Beyaz Takım Elbiseli Beyefendi; Frank, Gizemli Adam, Bob gibi tekinsiz David Lynch karakterlerini fazlaca andırıyor. Midsommar bu kadar yürüdüyse aslında bunun da yürümesi lazım. Sıkıntılı film.

I'M YOUR WOMAN/ZORLU KAÇIŞ. Konusu: Bir kiralık katil olan Eddie, Jean ile evlenir. Jean birkaç düşük yaptıktan sonra bebek sahibi olamayacağını kabullenir. Bir gün Ediie, eve bir erkek bebek getirir. Jean'a bu bebeğin artık onların olduğunu söyler. Jean ilk başta sorgulamaya çalışsa da Eddie buna izin vermez. Çaresiz Jean bebeği kabullenir. Bir gece Eddie eve gelmez, yardımcısı Cal'a Jean ile ilgilenmesini söyler ve işler bu noktadan sonra büyük bir kovalamacaya dönüşür.
Çok hareketli değildi ama bence güzel bir filmdi.
Özellikle Harry bebek, tüm bebekler gibi çok tatlıydı.
Cal; sağlam adam, iyi bir baba, çok beğendiğim bir karakter oldu.
Bu bir dönem filmi, zannediyorum 50'li yıllar resmedilmiş. Dönemin özellikleri, kıyafetleri, dekorlar, arabalar şahane aktarılmış.
Fuzuli tek sahnesi var, ileri sardırarak izleyebilirsiniz.
Çılgın bir aksiyonsever olsam da, ben bu filmi hafif durağanlığına rağmen sevdim.

Netflix - Bir Başkadır

İzleyip izlememe konusunda çok önyargılıydım. Diziden önce bazı yorumlara takıldım ve zaman kaybı olur mu diye düşündüm. Diziyi iki gecede bitirdik eşimle. Beni daha önce bu kadar etkileyen filmler olmuştu tabiki ama bu çok daha farklı duygular bıraktı üstümde. Bazen bir gülümseme, bazen bir çaresizlik, bazen kızgınlık... Önyargısız olarak izleyin. Bizi o kadar güzel anlatıyor ki. Yönetmenine ayrı saygı duydum, oyunculuklar zaten şaşırttı beni.

WALL- E

İzlediğim en iyi 2-3 animasyondan birisidir. Defalarca kendini izletebilecek kadar kaliteye sahip herkesin 7'den 70'e izlemesi gereken bir başyapıt.

Erim' Alıntı:

WALL- E

İzlediğim en iyi 2-3 animasyondan birisidir. Defalarca kendini izletebilecek kadar kaliteye sahip herkesin 7'den 70'e izlemesi gereken bir başyapıt.

Genişletmek için tıkla ...

Çok tatlı bir animasyon, hele o Wall-E robotu çok çok sevimliydi.

Erim' Alıntı:

WALL- E

İzlediğim en iyi 2-3 animasyondan birisidir. Defalarca kendini izletebilecek kadar kaliteye sahip herkesin 7'den 70'e izlemesi gereken bir başyapıt.

Genişletmek için tıkla ...

Dijital ve hareketsiz yaşamın ipuçları...

Heroic Losers. Hiç saklamayacağım Ricardo Darin'i hem aktör olarak hem de fiziksel açıdan çok beğenirim. Müthiş bir kariyer planlama becerisine sahiptir ve Arjantin yapımı en kaliteli filmlerde rol almıştır. Bu film de çok kaliteli, sımsıcak bir film. Bir grup köylünün(kendim de köy asıllıyım, asla aşağılamıyorum, haddimi bilirim) tarım kooperatifi yapmak için bir araya gelmesiyle sermaye oluşturmasını, bu sermayeyi; ülkede ihtilal olmasıyla bir avukata kaptırmalarını ve onu geri almak için aşırı güzel plan yapmalarını anlatıyor. Dostluk, azim, iş birliği, sevgi, romantizm, vicdani hisler, yer yer heyecan, yer yer komedi, sadakat... Her şey vardı filmde. Sımsıcak bir film. Gereksiz kısımlarını ileri sar ve filme kendini bırak. Biraz ağır ilerliyor olabilir ancak kesinlikle çok başarılı bir film.

The Thirteenth Floor​

bazı filmleri anlatması zor. imdb puanı hak ettiğinden kesinlikle daha az verilmiş.10 defa izletir kendini.

Tenet 2020
Yine güzel bir Christopher Nolan filmi. Çok guzel kurgulanmış bir film farklı bir çekim tarzı var. Filmi baştan sona çok dikkatli izlemek lazım yoksa anlaşılmayan bir sürü olay oluyor

Redmi Note 6 Pro cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

PerpetualBurn' Alıntı:

Ekli dosyayı görüntüle 15312
Timecrimes, Groundhog Day gibi tekrarlı kurguya sahip, masalsı korkulu yas filmi. Rüyalarda bazen bir şeyden kaçmaya çalışırsınız da hareket edemezsiniz, zemin sizi bataklık gibi çeker ya öyle bir film işte. Ayrıca Beyaz Takım Elbiseli Beyefendi; Frank, Gizemli Adam, Bob gibi tekinsiz David Lynch karakterlerini fazlaca andırıyor. Midsommar bu kadar yürüdüyse aslında bunun da yürümesi lazım. Sıkıntılı film.

Genişletmek için tıkla ...

Koko-di koko-da (2019) - 10/7​

Bence Timecrimes'ın yanına bile yaklaşamaz ama enteresan bir film olmuş.

2019 İngiltere yapımı Muhbir şimdi bitti. Eski bir suçlu olan Pete Koslow, Polonya'dan kaçmış ve ABD'YE sığınmıştır. ABD adına FBI Koslow 'u yasaklı madde işindeki çetelere sızması ve bilgi toplayıp muhbirlik yapması karşılığında, sığınma talebini kabul etmiştir. Ancak son muhbirlik işi batmış, yasaklı madde çetesi bir polisi vurmuştur. Bu durumda Koslow 'a hapse girip hapishanedeki yasaklı madde çetelerini çökertmek için bilgi toplama işi verilir. Bu arada Koslow için sadece ailesi ve dürüst bir ajan olan Wilcox endişelenmektedir. Hapiste çok zor zamanlar geçiren Koslow, FBI'YA güvenmemesi gerektiğini ve kurtulmak için yalnızca kendisinin bir şey yapacağını anlar. Bu arada vurulan polisin bağlı olduğu ulusal güvenlik kurumunun dedektifi, polisini vuranların peşine düşer. Dedektif Koslow 'un ailesine yardım etmeye karar verir. Bu siyahi dedektif inanılmaz rol yaptı, çok beğendim. Rosamund Pike çok iyiydi. Clive Owen satılmış ajanı süper canlandırdı. Son 35 dakikası muhteşem. Onun dışında fazlasıyla ağır ilerleyen bir film. Filmde yaklaşık üç metre boyunda haçlarla Hristiyanlık propagandası yapılıyor ki, bunu sevmedim. Bana " hocam Hristiyan filminde 54 farz mı olacaktı" derseniz, onda da siz haklısınız. Kabul. Son 35 dakikaya puanım 9/10. Hattâ bitime 3-4 dakika kala gözlerimden yaş bile süzüldü. Bu arada Ana De Armas çok güzel.

Garden State (2004) - 10/7​

In America (2002) - 10/8​

Mads Mikkelsen'in baş rolünde olduğu Druk 2020, şimdi bitti. Konusu: İş ve özel yaşamları berbat giden, aynı okulda çalışan 4 erkek öğretmen, bir araya geldikleri bir akşam toplantısında, oradan buradan konuşurken içlerinden bir tanesi ünlü bir varsayımdan söz açar. Bu varsayıma göre, insanlar doğuştan belli bir miktar alkolden yoksundurlar ve bu miktar alkolü tamamlayınca; kusursuz, başarılı, üretken insanlara dönüşebilmektedirler. Bu 4 süper zeka!!! erkek öğretmen, bu hipotezi, bir deneye çevirmeye karar verirler. Buna göre önce, doğuştan eksik olan alkol miktarınca, her gün alkol alacaklar ve bu miktarı yavaş yavaş arttırarak sonuçlarına bakacaklardır. Başta her şey güzel olsa da, zamanla alkolizm tehlikesi baş gösterecek ve bu durum onların, alkol tüketimine bir anda ''dur demelerine'' sebep olacaktır. Ancak içlerinden, Tommy adlı arkadaşları çoktan alkolik olmuştur bile...
Konu bu. Acı olan bu 4 süper zekanın, kendilerine güvenlerinin gelmesi için alkolü kullanmaları. Kendine güveni tam olan bir bireyim. Bundaki en önemli etken dini inancım ve ailemin büyük sevgisi. Sevgi kadar kişinin kendine olan inanç ve güvenini destekleyen bir şey yok. Bundan dolayı hiçbir zaman alkol vs maddeye gerek duymadım. Allah esirgesin.
Sevmediğim ikinci şey, finalde, öğretmenlerin öğrencileriyle birlikte alkol almaları. Böyle bir şey olabilir mi...Ülkeme kurban olayım, nasıl bir pislik bu?
Sevmediğim üçüncü şey gereksiz bir +18'lik sahne olması. Ama hep diyorum, ileri sarılabilir, ben öyle yaptım.
En sevdiğim şey ise, finalde Mads Mikkelsen'in çılgın dansıydı. İnanılmazdı. Resmen dans etmek adama yakışmış, figürleri de çok iyiydi. Belli ki, bunun için ders almış. Mikkelsen zaten müthiş oyuncu, işini ciddiye almış ve doğru şekilde hazırlanmış. Ben de işimi çok önemserim.
Müzikler çok başarılıydı. Piyano konçertosunda istemsizce ellerim piyano hareketleri yapmaya başladı.
Bu arada bu film ile Danimarka'daki günlük yaşam hakkında da bilgi sahibi olduk. Aşırı alkol tüketiyorlar, öğretmen-öğrenci ilişkisi çok laçka, kadın eşini aldatıyor ve eşi bu durumu kabulleniyor. Elbette, adam kadını öldürmesin ama aldatanı affetmek nedir be kardeşim? Yol ver, def et gitsin. Bu durumu, kendimle empati yapınca, sonuç bu. At gitsin.
İMDB puanı 8.1/10. Sadece Mikkelsen'in klasiklere girebilecek dans sahnesi benim için 10/10. Filmin geri kalanı çöp.

Metin_06' Alıntı:

Vikram Vedha (2017) - 10/8​

Genişletmek için tıkla ...

Kahaani tavsiye ederim. Müthiş.

elle61' Alıntı:

Kahaani tavsiye ederim. Müthiş

Genişletmek için tıkla ...

Teşekkür ederim izledim, gerçekten çok güzel film, bundan daha iyi :)

ama ikisinden de daha iyi bir film tavsiye edebilirim;

Drishyam (2015) - 10/9 :)​