Iron Duke - Beaufort London (2017)

azzura

Perfume Lover
Moderatör
Katılım
20 Haz 2017
Mesajlar
7,637
İron Duke dediğimiz zaman aklınıza ne geliyor? Türkçe çevirisi demir dük (Avrupada küçük bölgeleri yöneten kişilere verilen bir unvan). Mecazi anlamda tavizi olmayan güçlü sağlam anlamında kullanılmış da diyebiliriz demir sıfatı için. Ama hayatımızda kaç kişi bu ünvanı almış derseniz benim aklıma Napolyon’u yenmiş tek kişi geliyor. Wellington dükü “Arthur Wellesley”. Waterloo savaşı sonucunda bu ünvanı Napolyon’u yendiği için almış ve bir dönem başbakanlık da yapmış olan bir zat.


Waterloo’nun önemini şöyle belirteyim, eğer Napolyon bu savaşı kazansaydı bugün Amerika neyse Fransa da o olmuş olurdu. Napolyon’un büyük Fransa umudu bu savaş sonunda son buldu da diyebiliriz. Wellesley'e ait şu sözle incelememe başlayabilirim öyleyse: “ nothing is worst than a battle won, except a battle lost”.


Arthur WELLESLEY
Beaufort London markası “Fathom V” ile bence büyük bir çıkış yakalamış İngiliz niş parfüm evi olarak karşımıza çıkıyor. Bu markayı aklınıza kazımanızda fayda var çünkü yapmış olduğu her parfüm ticari kaygıdan uzak genel beğeni amacı gütmeyen “cesur” diyebileceğimiz tarzda. Parfüm evi en yumuşak tabiriyle ürettiği farklı kokularla imzasını parfüm dünyasına atıyor. Eski ile modern çizgileri birleştirip uygulayan bir parfüm evi bence. Kokulara gelirsek bu markanın ilk denediğim kokusu olan Fathom V bence müthiş ötesi bir koku. Herkesin beğeneceği bir koku olmasa da beni baştan çıkardı diyebilirim. İşte markaya merakım böyle başladı ve hazır gelmişken de memleketinde bu kokuyu denemeden olmaz diye düşündüm. Mağazaya girdiğimde kokuyu tanıtan görevli bana kokuyu “Guy Ritchie” filmleri ile özdeşleştirdiğini belirtti. (Guy Ritchie İngilizlerin en meşhur yönetmenlerinden biri)


Bildiğiniz üzere çoğu niş firma konsept ve sunumda size büyük şeyler vaad ederken kokuya geldiğinizde ortada genel beğeniye uygun sanattan ziyade sıradan kokulardan öteye gidemiyor. İşte Beaufort London bunun dışına çıkarak süreci tersten işletiyor. Kokuyu iyi yapıyor. Sunum kısmı size kalmış. Bence çok başarılılar.

Kokumuza geçersek, Beaufort London, İngilizlerin deniz ile ilgili olan mirasını esas alan “Come Hell or High Water” ile ortaya çıkardığı koleksiyonunun yanına bu yıl “Revenants” ismini verdiği tarihi figürleri esas alan koku koleksiyonunu ekledi. 2017 yılı için koleksiyon sadece tek koku ile başladı. İşte bu koku da Iron Duke. Parfüm gerek koku olarak gerekse de tasarım olarak çok özel. Matthew Seed’in çektiği ve dövme sanatçısı Robert Gisbourne-Ashby tarafından şişeye eklenen at motifi ile savaşın izleri verilmeye çalışılmış kendini “hayvani” olarak sınıflandırmış bir koku olarak sunulmuş bir koku.


Iron Duke - Beaufort London
Parfümün notaları: Deri, tütün, rom ve barut.

Parfümör: Julie Dunkley

Parfümü ilk sıktığınız anda sıcak baharatlar ve keskin bir deri ile açılış yapıyor. Notalarda açıklananlar dışında çok fazla farklı nota olması ve açıklanmaması enteresan geldi. Çünkü sıcak baharatların yanına yıldız anasonu andıran (lidge benzeri) anason da ekleniyor. Bu bende metalik bir hissiyat yarattı. Hatta ilk sıktığınız an çikolatamsı bir kıvamı andıran bu metaliksi his bana çok farklı geldi. Ancak gourmand bir tarzda veya tatlılıkta değil acımsı ve yemekten zevk almayacağınız bir çikolata diyebilirim bu hisse. Sert bir giriş yapıp kullananı neredeyse karnına yumruk yemiş gibi hissettiriyor. Yoğun ve güçlü bir açılışı var. Ayrıca baharatların karanlık ve sert tarafıyla da tanıştırıyor sizi.

Bu acı sert ve tatsız çikolatamsı kıvama orta notalarda duman ekleniyor ve bence parfümün en güzel yanı bu dumansı hissiyat oluyor. Yanmış deri ve odunun birleşimi halinde karanlık bir duman bu. Hem nefret edip hem de seviyorsunuz. Sanki bir orman yangınından kaçıyormuşsunuz da etrafta yanan ağaçlar ve diğer canlılar gibi vahşet içeren bir duman. Adını bir savaş sonucunda almış bir savaşçının karşılaştığı vahşet gibi düşünün bu durumu. Yani dumansı koku sevmiyorsanız kesinlikle uzak durmanız gereken bir koku.
Dip notalara çok geç geçen bir koku oldu. Dip notalarda bu hayvansı – dumansı kokuya tütün ve rom eklenerek biraz tatlılık kazandırıyor ve boozy havada o sert dumansılığı kırıp yumuşatıyor. Ateşlerin arasından kaçtığınız an hissettiğiniz o serinlik gibi rom da size bu hissiyatı yaratıp tütün ile biraz daha tatlılaşmaya ve sakinleşmeye başlıyor koku.

Kısaca sert ve yoğun baharat ve metaliksi his ile başlayan keskin deri (hayvansal bir deri) ile devam eden ve dumanın eklenmesiyle daha da karanlık hal alan kokumuz sonunda sakinleşip purosunu ve romunu yudumlayan bir şavasçıyı andırmakta. Başlangıç hariç orta ve dip notaları sevdim.

Bu kokuyu kullanır mıyım? Kesinlikle hayır. Ancak koklamak ister miyim? Kesinlikle evet. Kesinlikle bir sanat eseri. Kalıcılık ise kesinlikle bir fıs ile gün boyu hatta günlerce yetecek derecede güçlü. Fark edilirlik etrafta bir şeyler mi yanıyor dedirtecek kadar güçlü. Karanlık koku istiyorsanız kesinlikle denemelisiniz derim.

Benim kokuya puanım: 7/10
 

azzura

Perfume Lover
Moderatör
Katılım
20 Haz 2017
Mesajlar
7,637
enfes yazı eline sağlık. karanlık kokuların hastasıyız ekleyelim denenecekler listesine...
Ergün hocam kesinlikle deneyin fırsat bulursam kokuyu veya en azından sample getirmeye çalışacağım:) bence tam sizlik bir koku:)
 

Anofta

Extrait de Parfum
Satış Onaylı
Katılım
30 May 2016
Mesajlar
584
Kaleminize sağlık. Fathom V'i denemiştim. Ödüllü ve gerçekten çok özgün bir çalışma. Kurlar yüzünden şişesine yaklaşılmıyor ama split için harika bir seçim olurdu. Hatta getirebilirseniz şişesine talibim.
 

asumer

Founder Administrator
Yönetici
Katılım
25 Şub 2015
Mesajlar
1,657
İron Duke dediğimiz zaman aklınıza ne geliyor? Türkçe çevirisi demir dük (Avrupada küçük bölgeleri yöneten kişilere verilen bir unvan). Mecazi anlamda tavizi olmayan güçlü sağlam anlamında kullanılmış da diyebiliriz demir sıfatı için. Ama hayatımızda kaç kişi bu ünvanı almış derseniz benim aklıma Napolyon’u yenmiş tek kişi geliyor. Wellington dükü “Arthur Wellesley”. Waterloo savaşı sonucunda bu ünvanı Napolyon’u yendiği için almış ve bir dönem başbakanlık da yapmış olan bir zat.


Waterloo’nun önemini şöyle belirteyim, eğer Napolyon bu savaşı kazansaydı bugün Amerika neyse Fransa da o olmuş olurdu. Napolyon’un büyük Fransa umudu bu savaş sonunda son buldu da diyebiliriz. Wellesley'e ait şu sözle incelememe başlayabilirim öyleyse: “ nothing is worst than a battle won, except a battle lost”.


Arthur WELLESLEY
Beaufort London markası “Fathom V” ile bence büyük bir çıkış yakalamış İngiliz niş parfüm evi olarak karşımıza çıkıyor. Bu markayı aklınıza kazımanızda fayda var çünkü yapmış olduğu her parfüm ticari kaygıdan uzak genel beğeni amacı gütmeyen “cesur” diyebileceğimiz tarzda. Parfüm evi en yumuşak tabiriyle ürettiği farklı kokularla imzasını parfüm dünyasına atıyor. Eski ile modern çizgileri birleştirip uygulayan bir parfüm evi bence. Kokulara gelirsek bu markanın ilk denediğim kokusu olan Fathom V bence müthiş ötesi bir koku. Herkesin beğeneceği bir koku olmasa da beni baştan çıkardı diyebilirim. İşte markaya merakım böyle başladı ve hazır gelmişken de memleketinde bu kokuyu denemeden olmaz diye düşündüm. Mağazaya girdiğimde kokuyu tanıtan görevli bana kokuyu “Guy Ritchie” filmleri ile özdeşleştirdiğini belirtti. (Guy Ritchie İngilizlerin en meşhur yönetmenlerinden biri)


Bildiğiniz üzere çoğu niş firma konsept ve sunumda size büyük şeyler vaad ederken kokuya geldiğinizde ortada genel beğeniye uygun sanattan ziyade sıradan kokulardan öteye gidemiyor. İşte Beaufort London bunun dışına çıkarak süreci tersten işletiyor. Kokuyu iyi yapıyor. Sunum kısmı size kalmış. Bence çok başarılılar.

Kokumuza geçersek, Beaufort London, İngilizlerin deniz ile ilgili olan mirasını esas alan “Come Hell or High Water” ile ortaya çıkardığı koleksiyonunun yanına bu yıl “Revenants” ismini verdiği tarihi figürleri esas alan koku koleksiyonunu ekledi. 2017 yılı için koleksiyon sadece tek koku ile başladı. İşte bu koku da Iron Duke. Parfüm gerek koku olarak gerekse de tasarım olarak çok özel. Matthew Seed’in çektiği ve dövme sanatçısı Robert Gisbourne-Ashby tarafından şişeye eklenen at motifi ile savaşın izleri verilmeye çalışılmış kendini “hayvani” olarak sınıflandırmış bir koku olarak sunulmuş bir koku.


Iron Duke - Beaufort London
Parfümün notaları: Deri, tütün, rom ve barut.

Parfümör: Julie Dunkley

Parfümü ilk sıktığınız anda sıcak baharatlar ve keskin bir deri ile açılış yapıyor. Notalarda açıklananlar dışında çok fazla farklı nota olması ve açıklanmaması enteresan geldi. Çünkü sıcak baharatların yanına yıldız anasonu andıran (lidge benzeri) anason da ekleniyor. Bu bende metalik bir hissiyat yarattı. Hatta ilk sıktığınız an çikolatamsı bir kıvamı andıran bu metaliksi his bana çok farklı geldi. Ancak gourmand bir tarzda veya tatlılıkta değil acımsı ve yemekten zevk almayacağınız bir çikolata diyebilirim bu hisse. Sert bir giriş yapıp kullananı neredeyse karnına yumruk yemiş gibi hissettiriyor. Yoğun ve güçlü bir açılışı var. Ayrıca baharatların karanlık ve sert tarafıyla da tanıştırıyor sizi.

Bu acı sert ve tatsız çikolatamsı kıvama orta notalarda duman ekleniyor ve bence parfümün en güzel yanı bu dumansı hissiyat oluyor. Yanmış deri ve odunun birleşimi halinde karanlık bir duman bu. Hem nefret edip hem de seviyorsunuz. Sanki bir orman yangınından kaçıyormuşsunuz da etrafta yanan ağaçlar ve diğer canlılar gibi vahşet içeren bir duman. Adını bir savaş sonucunda almış bir savaşçının karşılaştığı vahşet gibi düşünün bu durumu. Yani dumansı koku sevmiyorsanız kesinlikle uzak durmanız gereken bir koku.
Dip notalara çok geç geçen bir koku oldu. Dip notalarda bu hayvansı – dumansı kokuya tütün ve rom eklenerek biraz tatlılık kazandırıyor ve boozy havada o sert dumansılığı kırıp yumuşatıyor. Ateşlerin arasından kaçtığınız an hissettiğiniz o serinlik gibi rom da size bu hissiyatı yaratıp tütün ile biraz daha tatlılaşmaya ve sakinleşmeye başlıyor koku.

Kısaca sert ve yoğun baharat ve metaliksi his ile başlayan keskin deri (hayvansal bir deri) ile devam eden ve dumanın eklenmesiyle daha da karanlık hal alan kokumuz sonunda sakinleşip purosunu ve romunu yudumlayan bir şavasçıyı andırmakta. Başlangıç hariç orta ve dip notaları sevdim.

Bu kokuyu kullanır mıyım? Kesinlikle hayır. Ancak koklamak ister miyim? Kesinlikle evet. Kesinlikle bir sanat eseri. Kalıcılık ise kesinlikle bir fıs ile gün boyu hatta günlerce yetecek derecede güçlü. Fark edilirlik etrafta bir şeyler mi yanıyor dedirtecek kadar güçlü. Karanlık koku istiyorsanız kesinlikle denemelisiniz derim.

Benim kokuya puanım: 7/10
çok uzun bir aradan sonra bir parfüme olan merak duygum tavan yapti ve "bunu denemeliyim" dedim kendi kendime. bana bu duyguyu hissettirdigin için teşekkür ederim kürşat hocam. aynen böyle devam ;)
 

Emirhan

Eau de Parfum
Katılım
23 Nis 2017
Mesajlar
218
Kokunun notaları ve verdiği hissiyat konseptinin mesajını hakkıyla vermiş gibi görünüyor. Yorumuna sağlık hocam.



Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
 
Son düzenleme:

Cangumus07

CanGumus
Katılım
10 Ara 2017
Mesajlar
110
İnceleme ve paylaşım için teşekkürler.Aydınlık adamların da karanlık kokusu diyebiliriz sanırım buna. ☺️
 

intensa07

Eau de Toilette
Katılım
30 May 2017
Mesajlar
158
Güzel yazı olmuş gerçekten elleriniz dert görmesin, benim de rom içeren kokulara karşı bi zaafım oluştu denemek gerek :)


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
 

denondj

Pure Parfum
Satış Onaylı
Katılım
12 Eyl 2015
Mesajlar
643
Duman kokusu is gibi mi, yoksa yanmış kibrit kokusu gibi mi, yoksa tütsü gibi mi bunu merak ettim oldukça.. Yanmış odun kokusunu çok keyifli bulurum ben de ama is kokusunu da çok sevmem.. elinize sağlık inceleme çok güzel.
 

MD

Founder Administrator
Yönetici
Katılım
16 Mar 2015
Mesajlar
2,286
İron Duke dediğimiz zaman aklınıza ne geliyor? Türkçe çevirisi demir dük (Avrupada küçük bölgeleri yöneten kişilere verilen bir unvan). Mecazi anlamda tavizi olmayan güçlü sağlam anlamında kullanılmış da diyebiliriz demir sıfatı için. Ama hayatımızda kaç kişi bu ünvanı almış derseniz benim aklıma Napolyon’u yenmiş tek kişi geliyor. Wellington dükü “Arthur Wellesley”. Waterloo savaşı sonucunda bu ünvanı Napolyon’u yendiği için almış ve bir dönem başbakanlık da yapmış olan bir zat.


Waterloo’nun önemini şöyle belirteyim, eğer Napolyon bu savaşı kazansaydı bugün Amerika neyse Fransa da o olmuş olurdu. Napolyon’un büyük Fransa umudu bu savaş sonunda son buldu da diyebiliriz. Wellesley'e ait şu sözle incelememe başlayabilirim öyleyse: “ nothing is worst than a battle won, except a battle lost”.


Arthur WELLESLEY
Beaufort London markası “Fathom V” ile bence büyük bir çıkış yakalamış İngiliz niş parfüm evi olarak karşımıza çıkıyor. Bu markayı aklınıza kazımanızda fayda var çünkü yapmış olduğu her parfüm ticari kaygıdan uzak genel beğeni amacı gütmeyen “cesur” diyebileceğimiz tarzda. Parfüm evi en yumuşak tabiriyle ürettiği farklı kokularla imzasını parfüm dünyasına atıyor. Eski ile modern çizgileri birleştirip uygulayan bir parfüm evi bence. Kokulara gelirsek bu markanın ilk denediğim kokusu olan Fathom V bence müthiş ötesi bir koku. Herkesin beğeneceği bir koku olmasa da beni baştan çıkardı diyebilirim. İşte markaya merakım böyle başladı ve hazır gelmişken de memleketinde bu kokuyu denemeden olmaz diye düşündüm. Mağazaya girdiğimde kokuyu tanıtan görevli bana kokuyu “Guy Ritchie” filmleri ile özdeşleştirdiğini belirtti. (Guy Ritchie İngilizlerin en meşhur yönetmenlerinden biri)


Bildiğiniz üzere çoğu niş firma konsept ve sunumda size büyük şeyler vaad ederken kokuya geldiğinizde ortada genel beğeniye uygun sanattan ziyade sıradan kokulardan öteye gidemiyor. İşte Beaufort London bunun dışına çıkarak süreci tersten işletiyor. Kokuyu iyi yapıyor. Sunum kısmı size kalmış. Bence çok başarılılar.

Kokumuza geçersek, Beaufort London, İngilizlerin deniz ile ilgili olan mirasını esas alan “Come Hell or High Water” ile ortaya çıkardığı koleksiyonunun yanına bu yıl “Revenants” ismini verdiği tarihi figürleri esas alan koku koleksiyonunu ekledi. 2017 yılı için koleksiyon sadece tek koku ile başladı. İşte bu koku da Iron Duke. Parfüm gerek koku olarak gerekse de tasarım olarak çok özel. Matthew Seed’in çektiği ve dövme sanatçısı Robert Gisbourne-Ashby tarafından şişeye eklenen at motifi ile savaşın izleri verilmeye çalışılmış kendini “hayvani” olarak sınıflandırmış bir koku olarak sunulmuş bir koku.


Iron Duke - Beaufort London
Parfümün notaları: Deri, tütün, rom ve barut.

Parfümör: Julie Dunkley

Parfümü ilk sıktığınız anda sıcak baharatlar ve keskin bir deri ile açılış yapıyor. Notalarda açıklananlar dışında çok fazla farklı nota olması ve açıklanmaması enteresan geldi. Çünkü sıcak baharatların yanına yıldız anasonu andıran (lidge benzeri) anason da ekleniyor. Bu bende metalik bir hissiyat yarattı. Hatta ilk sıktığınız an çikolatamsı bir kıvamı andıran bu metaliksi his bana çok farklı geldi. Ancak gourmand bir tarzda veya tatlılıkta değil acımsı ve yemekten zevk almayacağınız bir çikolata diyebilirim bu hisse. Sert bir giriş yapıp kullananı neredeyse karnına yumruk yemiş gibi hissettiriyor. Yoğun ve güçlü bir açılışı var. Ayrıca baharatların karanlık ve sert tarafıyla da tanıştırıyor sizi.

Bu acı sert ve tatsız çikolatamsı kıvama orta notalarda duman ekleniyor ve bence parfümün en güzel yanı bu dumansı hissiyat oluyor. Yanmış deri ve odunun birleşimi halinde karanlık bir duman bu. Hem nefret edip hem de seviyorsunuz. Sanki bir orman yangınından kaçıyormuşsunuz da etrafta yanan ağaçlar ve diğer canlılar gibi vahşet içeren bir duman. Adını bir savaş sonucunda almış bir savaşçının karşılaştığı vahşet gibi düşünün bu durumu. Yani dumansı koku sevmiyorsanız kesinlikle uzak durmanız gereken bir koku.
Dip notalara çok geç geçen bir koku oldu. Dip notalarda bu hayvansı – dumansı kokuya tütün ve rom eklenerek biraz tatlılık kazandırıyor ve boozy havada o sert dumansılığı kırıp yumuşatıyor. Ateşlerin arasından kaçtığınız an hissettiğiniz o serinlik gibi rom da size bu hissiyatı yaratıp tütün ile biraz daha tatlılaşmaya ve sakinleşmeye başlıyor koku.

Kısaca sert ve yoğun baharat ve metaliksi his ile başlayan keskin deri (hayvansal bir deri) ile devam eden ve dumanın eklenmesiyle daha da karanlık hal alan kokumuz sonunda sakinleşip purosunu ve romunu yudumlayan bir şavasçıyı andırmakta. Başlangıç hariç orta ve dip notaları sevdim.

Bu kokuyu kullanır mıyım? Kesinlikle hayır. Ancak koklamak ister miyim? Kesinlikle evet. Kesinlikle bir sanat eseri. Kalıcılık ise kesinlikle bir fıs ile gün boyu hatta günlerce yetecek derecede güçlü. Fark edilirlik etrafta bir şeyler mi yanıyor dedirtecek kadar güçlü. Karanlık koku istiyorsanız kesinlikle denemelisiniz derim.

Benim kokuya puanım: 7/10
İnceleme gibi inceleme , tebrikler ve teşekkürler Kürşat Bey , kaleminize sağlık , şiddetle yeni gelecek incelemelerinizi bekliyoruz ...
 

azzura

Perfume Lover
Moderatör
Katılım
20 Haz 2017
Mesajlar
7,637
Duman kokusu is gibi mi, yoksa yanmış kibrit kokusu gibi mi, yoksa tütsü gibi mi bunu merak ettim oldukça.. Yanmış odun kokusunu çok keyifli bulurum ben de ama is kokusunu da çok sevmem.. elinize sağlık inceleme çok güzel.
Dumansı koku biraz is gibi sanırım barut ile bu etkiyi sağlamışlar sert bi dumansılık yayıyor ama koklaması kesinlikle keyif veriyor. Ten üzerinde özellikle esmer tenliyseniz tamamen koyu bir is şeklinde beyaz tenlilerde daha az burun yoran şekilde kendini gösterdi :)
 
Üst