- Katılım
- 10 Ağu 2024
- Mesajlar
- 1,261
Aslında bu yazı Instagram blogumdaki ilk yazıydı. Explorer Extreme çıkınca aklıma geldi ve buraya da yazayım diye düşündüm.
Bugün sizlere parfüm yolculuğumun ilk durağını, beni bu büyülü dünyanın içine çeken Montblanc Explorer’ı anlatmak istiyorum.
Şimdi bazılarınız, "Klon bir parfümle mi başladın?" diye hafifçe gülümseyebilir. Ama acele etmeyin… Bu hikâye, benim için çok daha derin bir anlam taşıyor.
Ta ki bir gün, durduk yere “Bana ait bir imza parfümüm olmalı!” diye kafayı takana kadar. Neden mi? hâlâ bilmiyorum. Belki can sıkıntısı, belki de içimdeki gizli parfüm tutkusunun uyanışı…
O andan sonra işler çığrından çıktı. Mağaza mağaza dolaşıyor, aynı gün içinde onlarca parfüm deniyor, sonra eve başım dönmüş bir şekilde dönüyordum. YouTube’da “En iyi 10 parfüm” listelerini izleyip Jeremy Fragrance’ın önerilerini not alıyordum.
Ama tabii, fiyatlar Everest’e tırmanmış gibi olduğu için karar vermek kolay değildi.(keşke şimdi de böyle zor karar versem) Mağaza çalışanlarının “Sauvage çok iyi abi, yazın da 1 million süper gider!” klişeleri ise artık iyice baymıştı.
“Sizin gibi klas birine bu yakışır.” diyerek abartılı övgüyle elime Montblanc Explorer’ı uzattı.
O ilk koklama anını kelimelere dökmek kolay değil…
Sanki beynime ince bir yıldırım düştü. Maskülen, ferah ama bir o kadar da karakterli bir koku… Koluma sıktırıp mağazadan çıktım. (Tabii hemen almadım; sonuçta ilk seçimim kusursuz olmalıydı.)
O dönem, doldurma parfümcülerin “8 gün kalıcı, afrodizyak etkili” efsanelerine inandığım için, bir parfümün en az 72 saat kokması gerektiğini sanıyordum. Explorer ise tenimde gayet tatmin edici bir kalıcılığa sahipti.
Sonunda kendimi ikna ettim ve 100 ml’lik şişesini aldım. İlk günler kıyamadım; kapağını açıp koklamakla yetindim.
O kadar özeldi ki… Sanki her notası bana “Hoş geldin” diyordu.
Ve fark ettim ki bu sadece güzel bir koku değildi; bu, parfüm dünyasına açılan kapımdı.
Değeri gözümde biraz düştü mü? Belki. Ama dürüst olayım, o ilk karşılaşmanın yarattığı hissi, bugüne kadar kokladığım yüzlerce parfümde bir daha bulamadım.
Ama benim için… Explorer hep ayrı bir yerde duracak. Çünkü bazı kokular, sadece burnunuza değil, anılarınıza da siner.
Bu vesileyle sizlerin de başlangıç parfümlerini merak ediyorum. Sizi parfüm dünyasına sokan parfüm hangisiydi?
Bugün sizlere parfüm yolculuğumun ilk durağını, beni bu büyülü dünyanın içine çeken Montblanc Explorer’ı anlatmak istiyorum.
Şimdi bazılarınız, "Klon bir parfümle mi başladın?" diye hafifçe gülümseyebilir. Ama acele etmeyin… Bu hikâye, benim için çok daha derin bir anlam taşıyor.
Parfüme İlk Merak
Bir zamanlar çoğu insan gibi, ortalama bir parfüm kullanıcısıydım. Sabah aceleyle sıktığım, akşam unuttuğum, pek de üzerine düşünmediğim kokular…Ta ki bir gün, durduk yere “Bana ait bir imza parfümüm olmalı!” diye kafayı takana kadar. Neden mi? hâlâ bilmiyorum. Belki can sıkıntısı, belki de içimdeki gizli parfüm tutkusunun uyanışı…
O andan sonra işler çığrından çıktı. Mağaza mağaza dolaşıyor, aynı gün içinde onlarca parfüm deniyor, sonra eve başım dönmüş bir şekilde dönüyordum. YouTube’da “En iyi 10 parfüm” listelerini izleyip Jeremy Fragrance’ın önerilerini not alıyordum.
Ama tabii, fiyatlar Everest’e tırmanmış gibi olduğu için karar vermek kolay değildi.(keşke şimdi de böyle zor karar versem) Mağaza çalışanlarının “Sauvage çok iyi abi, yazın da 1 million süper gider!” klişeleri ise artık iyice baymıştı.
Kaderin Beni Boyner’e Sürüklemesi
Bir gün Antalya Migros AVM’deki Boyner’e uğradım. Tezgâhın arkasındaki Kerem Bey, bana göz ucuyla baktı ve gülümseyerek,“Sizin gibi klas birine bu yakışır.” diyerek abartılı övgüyle elime Montblanc Explorer’ı uzattı.
O ilk koklama anını kelimelere dökmek kolay değil…
Sanki beynime ince bir yıldırım düştü. Maskülen, ferah ama bir o kadar da karakterli bir koku… Koluma sıktırıp mağazadan çıktım. (Tabii hemen almadım; sonuçta ilk seçimim kusursuz olmalıydı.)
O dönem, doldurma parfümcülerin “8 gün kalıcı, afrodizyak etkili” efsanelerine inandığım için, bir parfümün en az 72 saat kokması gerektiğini sanıyordum. Explorer ise tenimde gayet tatmin edici bir kalıcılığa sahipti.
İlk Şişe, İlk Aşk
Sonunda kendimi ikna ettim ve 100 ml’lik şişesini aldım. İlk günler kıyamadım; kapağını açıp koklamakla yetindim.O kadar özeldi ki… Sanki her notası bana “Hoş geldin” diyordu.
Ve fark ettim ki bu sadece güzel bir koku değildi; bu, parfüm dünyasına açılan kapımdı.
Gerçeği Öğrenmek
Zamanla, araştırdıkça Explorer’ın “kral” olarak anılan efsane Creed Aventus’un bir klonu olduğunu öğrendim.Değeri gözümde biraz düştü mü? Belki. Ama dürüst olayım, o ilk karşılaşmanın yarattığı hissi, bugüne kadar kokladığım yüzlerce parfümde bir daha bulamadım.
Son Söz
Kokusunu tarif etmem gerekirse; bol ambroksanlı, modern bir Aventus yorumu. Performansı ve yayılımı ortalama. Hatta ortalama altı. Eğer “Parfümüm 3 gün koksun” diyorsanız, uzak durun.Ama benim için… Explorer hep ayrı bir yerde duracak. Çünkü bazı kokular, sadece burnunuza değil, anılarınıza da siner.
Bu vesileyle sizlerin de başlangıç parfümlerini merak ediyorum. Sizi parfüm dünyasına sokan parfüm hangisiydi?