Öncelikle sümbülteber, ylang ylang, misk, kehribar, meyve notaları, paçuli ve yaseminden oluşan bu muhteşem harmanla sevgili
@Benan'ın sayesinde tanıştım.
Supreme Bouquet'te sümbülteber o kadar yoğun ki, parfümün baş kahramanı bu nota diyebilirim. Bu durum da kokuyu diğer çiçeksi kokulardan ayırmış, kokuya apayrı bir hava katmış. Dolayısıyla enteresan bir şekilde kokladıkça daha çok koklama isteği uyandıran, burna kokusu çalındıkça mutlu eden zengin bir çiçek harmanı Supreme Bouquet. Ama kesinlikle kendine has bir ağırlığı olan, spor kıyafetlerle asla kafamda canlandıramayacağım bir gece kokusu. Haliyle oldukça feminen ve hatta ağır ve yoğun bir koku. Bu demek değil ki, genel beğeniye uygun değil. Aksine doğru yer ve zamanda kullanıldığında herkes tarafından beğenileceğini düşünüyorum. Ki ben böyle çiçek çiçek kokuları genel itibariyle tercih etmem, beni bile çekti kendisine. Sırf bu yüzden bile sevebilirim kendisini.
Buraya kadar parfüm hakkında çok güzel şeyler yazmış olmakla birlikte, silajını hiç beğenmedim. Tene yakın bulduğum kokulardan biri oldu. Zira birkaç fıs üst üste sıkınca inanılmaz yoğun ve boğucu bir kokuya dönüşebiliyor, ki zaten yoğun bir koku. E yayılımı da güzel olsun diye bolca sıkıp kendimi boğduktan sonra ne anlamı kaldı kullanmanın diye düşünüyorum. Kalıcılığı güzel, fark edilirliği orta bir koku olarak her ne kadar çok beğenmiş olsam da tam boyunu almayı düşünmeyeceğim kokulardan biri oldu benim için. Ama bu durum, bu zengin harmanın kalitesinden bir şey eksiltir mi? Asla. Aksine kendine özgü, karakteristik bir koku olması sebebiyle akşam davetlerinin vazgeçilmezi olabilecek ve dikkatleri üzerine toplayabilecek bir tarza sahip.
Supreme Bouquet için benim puanım;
Koku: 10/10
Kalıcılık: 7/10
Yayılım: 5/10