Sahte Parfüm Baskını

Gene baskın sonucu ele geçirilen sahte parfumler. Piyasa degeri 110milyon tl imis.
Eskiden sadece dizayner iken simdi Mfklar, Xerjofflar masallah hepsinin sahtesi var.

herkesin burnu havada ama meğer kokular yerin dibinden çıkıyormuş.
110 milyon liralık sahte parfüm, dolum makinesi, boş şişe, etiket... hepsi var. insan düşünüyor acaba bu sahte parfümler çoktan “lüks” vitrinlere bile sızmış olabilir mi?

hepimiz bir kokunun peşindeyiz ya; biraz çekici, biraz özel, biraz statü göstergesi olsun istiyoruz. ama işin aslı şu: bugün kimin ne sürdüğünü bilemezsin. orijinal sanılan şey, bir bodrum katında karıştırılmış bir karışıma dönüşebiliyor.

en trajik kısmı şu bence: bu işler sadece sahtecilikle değil, arzla da ilgili. insanlar niye sahte parfüme yöneliyor?

bir de şu var... her şeyin sahte versiyonuna alıştık. saat, çanta, ayakkabı... şimdi sıra parfümde. ama bu öyle “görünür” bir sahte değil. burnunu kandırmak daha kolay belki, ama vücut unutmaz. ne sürdüğünü bilmiyorsan, neye maruz kaldığını da bilmiyorsun.

şunu da söyleyeyim: sahte parfüm yakalanan yer değil, yakalanamayan yer daha düşündürücü. bu işin raflara kadar çıktığını düşünmek istemiyorum.

sizce bu işler sadece “tüketici bilinçsizliği” mi, yoksa sistemli bir kontrolsüzlük mü?

@KeNZai
"şunu da söyleyeyim: sahte parfüm yakalanan yer değil, yakalanamayan yer daha düşündürücü."
Kesinlikle haklısınız

"sizce bu işler sadece “tüketici bilinçsizliği” mi, yoksa sistemli bir kontrolsüzlük mü?"
Denetim, denetim, denetim...Bunun sorumluluğu kesinlikle denetimin ve caydırıcı cezaların yeterli olmaması. Bırakın çantayı, saati, parfümü yediğimiz gıdalarda bile bin turlu saçma sapan şey çıkıyor. Hemde yıllarca marka olarak bildigimiz urunlerde bile. Ben sorumlulugu tuketicide bulmuyorum. Nihayetinde dediginiz gibi iyi niyetle hakkı olan parasini bile versek sahte urun çıkma olasılığı var. Biz ne yapalim?

Caydırıcı cezalar olmadığı sürece bu tarz haberleri çok göreceğiz.

Eskiden uluslararası projelerde görev alıyordum. Her projede de farklı ülkelerden insanlarla çalışma fırsatım oldu. Türkiye'yi ikinci Çin olarak görüyorlar. Her şeyin çakmasını muadilini bulabileceğiniz bir yer gibi görüyorlar. Bunu söylerken de kimisi aşağılayıcı bir tavırla söylüyor kimisi de memnuniyetini dile getiriyor.

Ayrıca bu konuda da maalesef baya başarılıyız. Geçenlerde bir çakma MFK kokladım. Sonra benim evdekiyle karşılaştırdık. Koku olarak İnanılmaz benziyor arkadaşlar. Açılışından sonra kendisini ele veriyor ve 1 saat içinde kokudan eser kalmıyor. Paket şişe zaten neredeyse bire bir aynı. Paketten ve şişeden anlamak imkansıza yakın.

Burada suç kesinlikle devlet kademesindeki görevlilerindir. Yetersiz ceza ve yetersiz denetim bizi inanılmaz bir konuma sürükledi.

Bu haberlerden birkaç ayda bir çıkıyor. Ele geçirilen malzemelerin ne yapıldığına, akıbetlerinin ne olduğuna dair bir bilgi ise ne hikmetse hiç paylaşılmıyor, umarım imha ediyorlardır, ikinci bir ihtimali düşünmek istemiyorum.

Yediğimiz sucuklar at, adanalar urfalar domuz, peynirler kireç, pul biberler tuğla tozu, tereyağlar patates çıkıyor, sular patır patır bulgu yiyor, gönderdiğimiz her ihraç meyve sebze sınırdan iadeyle geri dönüyor bize yediriliyor, sahte lüks ürün ütetiminde çinle dubai ile kapışır hale geldik, denetlenmenin olmadığı insan hayatının hiçe sayıldığı yerde en güvendiğin firma en güvendiğin esnaf bile bi yerden sonra yahu herkes hepsini sahte satıyor ben de 10 undan 2isini 3ünü sahte satayım da ikinci şubemi de açıveriyim ne olur ki deyiverebilir.