- Katılım
- 23 Ara 2024
- Mesajlar
- 963
Bizim topraklarda koku kültürü öyle yeni bir şey değil, aksine çok köklü bir geçmişe sahip. Osmanlı saraylarında buhur, amber, misk, öd ağacı gibi malzemeler hem dini hem de günlük yaşamda büyük yer tutmuş. Özellikle gül yağı ve lavanta gibi bitkiler Anadolu'da yüzyıllardır damıtılıyor, hatta Isparta gülü bugün hâlâ dünya parfümleri için altın değerinde.
Yine “ıtriyat” kültürü, yani hoş koku üretimi, bizim coğrafyamızda öyle yaygın ki; kolonyanın bile bizde ayrı bir yeri oldu. Bir dönem Avrupa parfümleriyle yarışacak düzeyde olmasa da bizde koku hep günlük hayatın içinde olmuş. Cenazede, bayramda, misafirlikte, camide, her yerde koku kullanmak bizde bir gelenek.
Bugün baktığımızda, Osmanlı'dan günümüze gelen bu kültürün üzerine modern parfüm anlayışı oturmaya çalışıyor. Türk parfüm endüstrisini konuşurken önce tarihsel kökleri hatırlamak önemli.
