- Katılım
- 23 Mar 2015
- Mesajlar
- 1,154
Moda nedir? Bana göre bir algı ilüzyonu. Anı tüketmek üstüne kurulmuş tüketim toplumuna geçişin gizli giriş kapısı. 80 li yıllar: farklı moda tavırlarıyla hala kendinden söz ettiren kimilerinin o günlere ait fotoğraflarını bile hatırlamak istemediği yıllar.
Bilindiği üzere konsept olarak parfüm sanayi o yıllarda moda sektöründen rahatlıkla bir 10 yıl geriden gelmekte idi bu nedenle unisex giyim kavramının oluştuğu 80 lerde fazlasıyla maskülen belkide biraz maço sayılabilecek kokularla tanıştırdı erkekleri parfümörler. Parfüm modasının giyim modasını 10 yıl geriden takip etmesinin sebebi parfümlerin seri üretim öncesi tasarlanıp; seri üretime geçilebilmesi adına materyal arayışı için tüm dünyayı gezmeleriydi. Bu nedenle ki 70 lerde kullanılacak parfümler 80 lerde üretilip ruhuna uygun olmayan kıyafetlerle giyildi. Bu nedenle 80 li yılların kokuları da kıyafetleriyle birlikte raflara kaldırıldı haksız yere....
Günümüzde ise artık parfüm sanayii moda sanayisini yakalamış durumda. Satış adetleri, ürün çeşitlemesi, üretim hızı, moda dünyasının iştahını kabartan ciroları ve designer ların da piyasaya hakimiyet kurması ile ciddi bir sektör oluşmuş durumda.
Peki bu haksızlık yapılan 80 ler parfümü karakteristiğinde neler vardı. Bergamut gibi sert turunçgiller, çam ve reçinesi, her türlü hayvansal aromalar, sandal ağacı, ağaç yosunları, şipreler, sert baharatlar, tarçın gibi materyaller bolca kullanılmakta idi. Bir parfümün notalarına bakınca oku oku bitiremiyorduk. Zengin içerikli, doğal ve özellikle güçlü kokulardı bunlar.
Şimdi parfümseverlerin bulmak için servetler harcadıkları o kokuların basit kolonyalar gibi görülmüş olması kanımıza dokunuyor doğrusu.
Şimdi niye bunları anlattın ne alakası var diyenleri duyar gibiyim. Tamam tamam lütfen kızmayın konuya hemen giriyorum.
Kokumuz royal vintage sınırlı notalarla da olsa o yıllara göndermeler yapıyor. Bu yüzden 80 leri şöyle bir özetlemek istedim.
M.Micallef Royal Vintage içeriği:
Üst notalarında:bergamut ve kırmızı biber
Orta notalarda:şipre ve deri
Alt notalarda paçuli ve misk
(Anladınız şimdi beni değil mi :) )
Martine Micallef bu küçük butiğin yaratıcısı; kendisi kokuları eşi de el yapımı şişeleri tasarlıyor. Tabi öyle küçük butik dedim diye mahalle bakkalı gibi düşünmeyin arap ve avrupa pazarında ciddi bir isimleri var. Ancak üretimlerinin şişe adedi olarak çok yüksek olmadığını ve 1 şişe micallef kullanmanın çok özel hissettireceğini söylemem gerek.
Parfümüz kolay, basit, burun yormayan bir kompozisyona sahip bergamut ve bibere açılışta hafiften şipre eşlik ediyor. Yeşil, baharatlı, biraz ekşi kokuyor bazıları acı da bulabilir. Ancak hiç kötü kokmuyor. Gayet dolu dolu kokuyor. Buradaki turunçgil ve şiprenin kuru bir koku verdiğini söylemeliyim. Üst notalardaki bergamut ve kırmızı biber bir süre sonra geriye çekilip yerini deri ile şiprenin dansına bırakıyor. İşte burada aventus sevenler için dumansı batch benzeri bir koku oluşuveriyor. Ama daha koyu biraz daha acı düşünün. Ancak kötü algılamayın biraz gizemli, şık, pahalı kokuyor. Çok güzel bence. Bir süre sonra deri kalıyor, şipre ile vedalaşıyoruz o da ne paçuli hiç rahatsız etmeden deri ile yumuşak bir koku veriyor. 40 yıllık paçuli bu kadar yumuşar mı valla bu parfümde paçuli sizi hiç rahatsız etmeyecek emin olun. Ve misk çok doğal değil kokusu ama o da rahatsız etmez nitelikte zaten miske gelinceye kadar parfümün marijinal faydasını aldığım için onu gözüm pek görmüyor. Sonuç olarak yeşil dumansı baharatlı deri kullanımı olan gayet kaliteli bir koku. Kısmen dumansı batch aventusu andırıyor. Ama sadece andırıyor. Lütfen karıştırmayalım bu parfüm sadece bir şipre deri parfümü. Aventus meyveli bir parfüm. Aynı kategoride değiller. Birebir aynı olduklarını düşünmeyin. Hatta bir iddiam var bu parfümü aventusu seven de, sevmeyen de sevebilir.
Kalıcılık gayet yeterli 4-6 saat
Fark edilirlik başlarda gayet iyi sonra duruluyor.
Yaz ayları da dahil 4 mevsim her saat ve her ortamda kullanılabilir.
80 lerin parfümlerini sevenlere, daha dumansı ve erkeksi bir aventus isteyenlere, özel el yapımı şişesine sınırlı sayıda üretilmiş olmasına hayranlık duyanlara tavsiye ederim.
Hatamız varsa affola.
Bilindiği üzere konsept olarak parfüm sanayi o yıllarda moda sektöründen rahatlıkla bir 10 yıl geriden gelmekte idi bu nedenle unisex giyim kavramının oluştuğu 80 lerde fazlasıyla maskülen belkide biraz maço sayılabilecek kokularla tanıştırdı erkekleri parfümörler. Parfüm modasının giyim modasını 10 yıl geriden takip etmesinin sebebi parfümlerin seri üretim öncesi tasarlanıp; seri üretime geçilebilmesi adına materyal arayışı için tüm dünyayı gezmeleriydi. Bu nedenle ki 70 lerde kullanılacak parfümler 80 lerde üretilip ruhuna uygun olmayan kıyafetlerle giyildi. Bu nedenle 80 li yılların kokuları da kıyafetleriyle birlikte raflara kaldırıldı haksız yere....
Günümüzde ise artık parfüm sanayii moda sanayisini yakalamış durumda. Satış adetleri, ürün çeşitlemesi, üretim hızı, moda dünyasının iştahını kabartan ciroları ve designer ların da piyasaya hakimiyet kurması ile ciddi bir sektör oluşmuş durumda.
Peki bu haksızlık yapılan 80 ler parfümü karakteristiğinde neler vardı. Bergamut gibi sert turunçgiller, çam ve reçinesi, her türlü hayvansal aromalar, sandal ağacı, ağaç yosunları, şipreler, sert baharatlar, tarçın gibi materyaller bolca kullanılmakta idi. Bir parfümün notalarına bakınca oku oku bitiremiyorduk. Zengin içerikli, doğal ve özellikle güçlü kokulardı bunlar.
Şimdi parfümseverlerin bulmak için servetler harcadıkları o kokuların basit kolonyalar gibi görülmüş olması kanımıza dokunuyor doğrusu.
Şimdi niye bunları anlattın ne alakası var diyenleri duyar gibiyim. Tamam tamam lütfen kızmayın konuya hemen giriyorum.
Kokumuz royal vintage sınırlı notalarla da olsa o yıllara göndermeler yapıyor. Bu yüzden 80 leri şöyle bir özetlemek istedim.
M.Micallef Royal Vintage içeriği:
Üst notalarında:bergamut ve kırmızı biber
Orta notalarda:şipre ve deri
Alt notalarda paçuli ve misk
(Anladınız şimdi beni değil mi :) )
Martine Micallef bu küçük butiğin yaratıcısı; kendisi kokuları eşi de el yapımı şişeleri tasarlıyor. Tabi öyle küçük butik dedim diye mahalle bakkalı gibi düşünmeyin arap ve avrupa pazarında ciddi bir isimleri var. Ancak üretimlerinin şişe adedi olarak çok yüksek olmadığını ve 1 şişe micallef kullanmanın çok özel hissettireceğini söylemem gerek.
Parfümüz kolay, basit, burun yormayan bir kompozisyona sahip bergamut ve bibere açılışta hafiften şipre eşlik ediyor. Yeşil, baharatlı, biraz ekşi kokuyor bazıları acı da bulabilir. Ancak hiç kötü kokmuyor. Gayet dolu dolu kokuyor. Buradaki turunçgil ve şiprenin kuru bir koku verdiğini söylemeliyim. Üst notalardaki bergamut ve kırmızı biber bir süre sonra geriye çekilip yerini deri ile şiprenin dansına bırakıyor. İşte burada aventus sevenler için dumansı batch benzeri bir koku oluşuveriyor. Ama daha koyu biraz daha acı düşünün. Ancak kötü algılamayın biraz gizemli, şık, pahalı kokuyor. Çok güzel bence. Bir süre sonra deri kalıyor, şipre ile vedalaşıyoruz o da ne paçuli hiç rahatsız etmeden deri ile yumuşak bir koku veriyor. 40 yıllık paçuli bu kadar yumuşar mı valla bu parfümde paçuli sizi hiç rahatsız etmeyecek emin olun. Ve misk çok doğal değil kokusu ama o da rahatsız etmez nitelikte zaten miske gelinceye kadar parfümün marijinal faydasını aldığım için onu gözüm pek görmüyor. Sonuç olarak yeşil dumansı baharatlı deri kullanımı olan gayet kaliteli bir koku. Kısmen dumansı batch aventusu andırıyor. Ama sadece andırıyor. Lütfen karıştırmayalım bu parfüm sadece bir şipre deri parfümü. Aventus meyveli bir parfüm. Aynı kategoride değiller. Birebir aynı olduklarını düşünmeyin. Hatta bir iddiam var bu parfümü aventusu seven de, sevmeyen de sevebilir.
Kalıcılık gayet yeterli 4-6 saat
Fark edilirlik başlarda gayet iyi sonra duruluyor.
Yaz ayları da dahil 4 mevsim her saat ve her ortamda kullanılabilir.
80 lerin parfümlerini sevenlere, daha dumansı ve erkeksi bir aventus isteyenlere, özel el yapımı şişesine sınırlı sayıda üretilmiş olmasına hayranlık duyanlara tavsiye ederim.
Hatamız varsa affola.
Son düzenleme: