İçinden Geçeni Söyle

radberk · Cumartesi saat 22:40'de

Bu başlıktaki yazılanlara cevap verme dürtüsü ve vazgeçme hissiyatı…canı sıkılınca kafa dağıtıcı oluyor insanın. Acaba herhangi birine cevap yazınca içinden geçeni söylemek mi oluyor yoksa olmuyor mu

Rayihaa · Pazar saat 13:23'de

elle61' Alıntı:
Tüm Türkiye'ye sesleniyorum: Çocuğunuzun eline düdük verip sokağa salmayın. Düdük sesi çok iyi bir şeyse, çocuklar düdüklerini evde çalsınlar. Yalnız evinizin ses yalıtımı çok iyi olsun, sonuçta komşularınız düdük sesinden rahatsız olabilir. Bunu düşünmeniz gerekiyor değil mi?
Hasılı kelam, bu sıcakta düdük sesinden aşırı derecede bunalmış durumdayım. İnşallah bir olay çıkmaz. Çıkarsa da yapacak bir şey yok.

"Çocuğumu özgür bir birey olarak yetiştiriyorum"cu sorumsuz ebeveynler yüzünden toplum olarak ileride daha da çok çekeceğiz.

Çocuğuna "kimseye hakkını yedirme" derken başkasının hakkına saygılı olmayı öğretmeyen ebeveynler yüzünden okullarda zorbalık da giderek artmakta.

"Özgür ve güçlü çocuk yetiştireceğiz" diye başıboş ve zorba çocuk yetiştiriyor pek çokları, maalesef.

Bir de "aman psikolojisi bozulmasın, travmaya uğramasın" diye sürekli pamuklara sarılan, zorlukla başetmeyi bilmeyen çocuklar yetiştirenler var. Asıl travmayı yetişkinliğe geçerken yaşıyorlar bu çocuklar, şişirilmiş özgüvenleri patlıyor yerini büyük bir hayal kırıklığına ve güvensizliğe bırakıyor. Çocuk, başedebileceği zorlukların üstesinden gelerek güven kazanır, çocuğun yolunu sürekli temizlemek, kelebeğin kanatlarını kırmak gibi bana göre. Civcivler yumurtadan, kelebek kozasından kendi çabasıyla çıkıyor, aksi halde yaşayamıyor.

Özgürlük başıboşluk demek değildir; özgürlük kendi sınırları ve başkalarının sınırları arasında hür irade ile hareket etmektir.

Disiplin de baskı demek değildir; çocuk öncelikle ebeveyni ve eğitim sisteminin verdiği disiplin ile özdisiplin ve kendi hayatını sürdürebilme becerisi kazanabilir.

Aksi halde bir tarafta zorbalar, bir tarafta kırılgan kartaneleri yetiştiriyoruz.

elle61 · Pazar saat 14:00'de

Rayihaa' Alıntı:
"Çocuğumu özgür bir birey olarak yetiştiriyorum"cu sorumsuz ebeveynler yüzünden toplum olarak ileride daha da çok çekeceğiz.

Çocuğuna "kimseye hakkını yedirme" derken başkasının hakkına saygılı olmayı öğretmeyen ebeveynler yüzünden okullarda zorbalık da giderek artmakta.

"Özgür ve güçlü çocuk yetiştireceğiz" diye başıboş ve zorba çocuk yetiştiriyor pek çokları, maalesef.

Bir de "aman psikolojisi bozulmasın, travmaya uğramasın" diye sürekli pamuklara sarılan, zorlukla başetmeyi bilmeyen çocuklar yetiştirenler var. Asıl travmayı yetişkinliğe geçerken yaşıyorlar bu çocuklar, şişirilmiş özgüvenleri patlıyor yerini büyük bir hayal kırıklığına ve güvensizliğe bırakıyor. Çocuk, başedebileceği zorlukların üstesinden gelerek güven kazanır, çocuğun yolunu sürekli temizlemek, kelebeğin kanatlarını kırmak gibi bana göre. Civcivler yumurtadan, kelebek kozasından kendi çabasıyla çıkıyor, aksi halde yaşayamıyor.

Özgürlük başıboşluk demek değildir; özgürlük kendi sınırları ve başkalarının sınırları arasında hür irade ile hareket etmektir.

Disiplin de baskı demek değildir; çocuk öncelikle ebeveyni ve eğitim sisteminin verdiği disiplin ile özdisiplin ve kendi hayatını sürdürebilme becerisi kazanabilir.

Aksi halde bir tarafta zorbalar, bir tarafta kırılgan kartaneleri yetiştiriyoruz.

Bir eğitimci olarak kesinlikle katılıyorum.

İçinden Geçeni Söyle

radberk

Eau de Toilette

Rayihaa

Pure Parfum

elle61

Vintage Parfum