Hayalinizdeki Koku....

heston

Eau de Cologne
Katılım
2 Kas 2020
Mesajlar
46
Bahsettiğiniz yıllarda tamamen organik hammaddeler ve teknik olarak daha zorlu bir süreç mevcuttu. Daha safkan daha seçkin ve az sayıda parfüm çeşitliliği vardı günümüzde ki kadar kimyasal (sentetik veya molekül bileşenler) mevcut değildi bundan dolayı aroma çeşidide daha azdı, genel anlamda temel koku tipleri mevcuttu tabi ki karışımlarla elde edilen aromalarda mevcuttu ancak günümüzde muazzam bir çeşitlilik var ve maalesef bu arttıkça doğallıktan uzaklaşılıyor. Eski parfümler genelde baharatlı ve çiçeksi temel noktalardan oluşurdu, şipre ve odunsu koku tipleri de çok başarılı idi. Hala günümüz de bazı küçük parfüm evleri doğal ve eski teknik üretime devam etmektedir ve bu kokular gözden düşmüş olsa da nadir ve kıymetlidir.


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
O yıllardan ve bütünüyle organik ham materyallerden oluşan birkaç parfüm ismi paylaşabilir misiniz?
 

HeroPasha

Eau de Cologne
Katılım
13 Ağu 2023
Mesajlar
25
O yıllardan ve bütünüyle organik ham materyallerden oluşan birkaç parfüm ismi paylaşabilir misiniz?

Mesela nout parfum bu konuda iddialı olsa da ortalamanın üzerinde organik parfüm üretimi yapan bir firma. Fransa da İtalya da bir kaç butik mevcut bununla ilgili notlarımın yer aldığı bilgisayar yanımda değil daha sonra bir kaç isim paylaşabilirim tabi ki. Bir iki nokta da yer alan iki üç referans dışında büyük bir beklentiniz olmamalı tabi. Nadir ürünler ama harmanlanması ve kalıcılık ile silajı çok sonuçlu sayıda parfüm için geçerli.


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
 

Said

Pure Parfum
Satış Onaylı
Katılım
30 May 2019
Mesajlar
961
@HeroPasha sanırım 1970-80 ler ile 1870-80 leri karıştırmış olabilirsiniz.

@heston peki Fougere Royale öncesinde tamamen naturel elementler mi kullanılıyordu yoksa sentetik kumarinin yoğun olarak kullanımı mı onu dönüm noktası yapıyor?
 

Said

Pure Parfum
Satış Onaylı
Katılım
30 May 2019
Mesajlar
961
@heston son ürün gerçekten birebir aynı ise doğru. farklı hammaddelerden sentezlenen bir molekülün, H-C için değişen isotropik oranlara sahip olması ile ilgili güzel bir araştırma var. muhtemelen bu tür farklılıklar sebebiyle aynı molekül olsa da koku belirgin farklılığa sahip olabiliyor. mesela vanillin için, lab sentezli olan ile guaicol, eugenol, fleuric asit, ligninden extract edilen ve doğal vanilyadan elde edilen için alttaki grafik oluşturulmuş. bu yüzden belki ex. "..." şeklinde o molekülün hangi maddeden sentezlendiğini belirtmek az çok bir anlam içerebilir. sonuçta üretilen her ürün için bu kadar detaylı isotop incelemesi yapmak sanırım daha zahmetli olur.

201603_02_abb2.jpg
 
Son düzenleme:

cecilia

Eau de Parfum
Katılım
26 Ara 2016
Mesajlar
294
Fougere Royale'den önce parfümlerde sadece doğal ve doğal kaynaklı ham materyaller bulunuyordu- örneğin kumarin, gerek tonka fasulyesi alkolatı aracılığıyla doğal olarak, gerekse tonka fasulyesinden ve Liatris odoratissima'dan izolasyonla doğal kaynaklı olarak. Fougere Royale'i diğerlerinden ayıran ve sentetik ham materyal ihtiva eden ilk parfüm yapan mefhum, onun içindeki kumarinin doğal veya doğal kaynaklı değil; asetik anhidrit+anhidröz sodyum asetat+salisilaldehitten, yani sentetik prekürsörlerden sentezlenmiş olması.

Sorunuza istinaden söylemiyorum, bütün bu doğal-doğal kaynaklı-sentetik-doğada bulunmayan meselesinin artık rafa kaldırılması gerektiğini düşünüyorum. Aksi halde Hiram Green, Lancome gibi birçok şirket, art niyetli dezanformasyonlarla insanların iyi niyetli saflıklarını suistimal etmeye devam edecek ve Aventus'taki ananas rekoltesi, Osmanthe Yunnan'daki kayısı teruarı gibi saçmalıkların ardı arkası kesilmeyecek. Geraniol ha geranium'dan izoleymiş ha laboratuvarda üretilmiş, linalool ha rosewood'dan izoleymiş ha bilmem-neyden sentezlenmiş- iki son ürün birebir aynıysa kaynağının ne önemi var ki? Günün sonunda Fougere Royale'deki kumarinin prekürsörlerinin de kaynağı doğa değil mi zaten?

İlave okuma: https://perfumesilove.com/2016/07/17/eu-natural/
İlave görsel: Bazı önemli kokulu ham materyallerin kronolojik aranjmanı

Ekli dosyayı görüntüle 22410
Hiçbir şey anlamadım ama bence haklısınız
 

cecilia

Eau de Parfum
Katılım
26 Ara 2016
Mesajlar
294
Farklı prekürsörlerden izole edilen veya sentezlenen ham materyaller illa ki algılanabilir farklılıklara sahipler. Bu bir kenara, aynı koşullar altında sadece küçük geometrik farklılıklara sahip ekipmanlar kullanılarak elde edilen son ürünler arasında bile farklılıklar olabilir. Ancak benim vurgulamak istediğim nokta bu değil, müşterileri hukuka uygun laf cambazlıklarıyla açıkça ve seçikçe yanılgıya düşürme çabası.
nout isimli parfümerinin sitesine baktim,,,%100 organic yazıyor, aslında ürünlerinin hammaddeleri organic değil anladığım kadarıyla
 
Ü

Üye silindi 4295

Misafir
Arkadaşlar; bir parfümün bir kompozisyon olarak değerlendirilebilmesi için ilk yol göstericiye yani tüm günümüz parfümlerinin anası Jicky’e bakmak gerekiyor. Nedir Jicky hatunun esprisi: Coumarin, Vanilin ve en önemlisi ilk piramidal yapıyla bir giriş, gelişme ve sonucu bize veren kadın bu. Öncesinde Fougere Royale ilk sentetik kullanımı olan bir soyut yapı aynı zamanda: Eğreltiotu koksaydı eğer ancak böyle kokardı diye Paul Parauet tarafından verilen…
Görüldüğü üzere ilk örneklerde ve gerçek ilk kompozisyonlarda tek bir sentetik onu gerçek bir kompozisyon haline yada fine fragrance yapmaya yetiyor. Onlardan önceki örnekler de galiba konumuzu pek ilgilendirmiyor Macar Suyu vs…
60, 70, 80, 90 yada her ne cehennemse o tarihin herhangi bir klasiğinin günümüzde aynı veya onun gibi güçlü!? kokmasını beklemek düpedüz saflık olur herşeyin maddi kaygı taşıdığı ve daha ucuza daha fazla pompalama mantığı yürütülen çok kar amaçlı her sektörde olduğu gibi. Ancak 80’lerdeki bir Kouros ile günümüzdeki arasındaki farkı organik/sentetik bağlamında değerlendirmek de çok yanlış ve büyük bir yanılgı. Birincisi doğal olarak kullanıldığını düşündüğünüz şeylerin zaten çok azı doğal ve kompozisyonun zaten çok az bir yerini kaplıyor. Bununla beraber o çok az yer de yıllar içinde hem kısıtlanıp yasaklanıyor yada maddi gerçeklikler sebebiyle replace ediliyor ama zannetmeyin ki herhangi bir sentetik doğalından o kompozisyonda daha boktan kokuyor kaldı ki nice captive moleküller ve şif bazlar ilk anda çok ama çok pahalılar. Yıllar içinde de yeni elemanlara ve projelere yol açmak ve trendleri yaratıp yakalamak için de klasikler bu hale geliyor yada biz onlar için üzüntümüzü çok fazla abartıp başka bir hale geldiklerini yanılgıyla yaşıyoruz…
Bir de işin diğer boyutu var eski parfümler güçlüydü, güzeldi, tek fısı tüm camianın içinden geçer yada tek damlası tüm mahallenin sidikli kızlarının donunu düşürürdü hikayesi biraz da ekonomik/psikolojik…
O yıllarda memleket şartlarında anamızın babamızın yada büyüklerimizin karşılaşabildiği zaten 1 veya 2 daha önce karşılaşma şansı olmadığı powerhouse parfümler vs… Ufo gören masum köylü mode on yıllarca anlatılır üüüüüyoamina bi sıkardım yeşil brüt bi basardı anan Samsara amıcan bi sürerdi Azzaro vs bu böyle akar gider…
Diyeceğim odur ki nice sentetikler doğalından daha doğal ve güçlü nice doğallar aslında bizim sandığımız gibi doğal kokmuyor falan filan cart curt… çok sıkıldım çok uzun yazı oldu. Diyeceğim odur ki damıtmalarıyla ünlü Areej’i uçuran da Slumberhouse’u Slumberhouse yapan da evet kallavi doğalları içinde ultra tehlikeli sentetikleri yada yüzde veren dolandırıcıları sentetikleri arasında cazibeli gösteren de büyük bir cahil kitle.
Ohhhhh kafam açıldı Allah kahretsin!!!
 

Rayihaa

Pure Parfum
Satış Onaylı
Katılım
13 Mar 2022
Mesajlar
807
Geraniol ha geranium'dan izoleymiş ha laboratuvarda üretilmiş, linalool ha rosewood'dan izoleymiş ha bilmem-neyden sentezlenmiş- iki son ürün birebir aynıysa kaynağının ne önemi var ki? Günün sonunda Fougere Royale'deki kumarinin prekürsörlerinin de kaynağı doğa değil mi zaten?
Geranium’dan üretilmiş geraniol %100 saf geraniol müdür yoksa belli oranda geranium kokusunun bileşeni olan ve onu laboratuar sentezi ikizinden farklı kılabilecek başka moleküller de içeren bir karışım mıdır?
 

EgeLee

Extrait de Parfum
Satış Onaylı
Katılım
30 Kas 2022
Mesajlar
468
Sene 1995, bir arkadaşın üzerine boca ettiği sonrası yanımıza gelmesi ile inanılmaz güzel bir koku odayı sarmıştı, Almanya'dan akrabası getirmiş sarı sıvılı üçgen gibi şişesi var markası Capitol demişti "Capitol" olmasa bile C ile başladığını belirtti, son olarak çok pahalı bir parfüm diye ekledi. Iso E Super ve tatlı bir şeyler kokuyordu, gözlerim buna benzer sarı sıvılı üçgen şişeli adıda C ile başlayan parfüm arasamda bulamadım, yüzlerce koku deneyimim oldu o kokuya andıracak bir kokuya bile rast gelemedim, hayalimdeki koku arayışıma son verdim, bundan sonrası tecrübe olur, belki bigün biyerde o kokuya rastlarım, kim bilir?
 

Muhammett

Eau de Cologne
Katılım
5 Eyl 2021
Mesajlar
8
Açıkcası parfüm sektöründeki hiçbir firmanın doğal hammadeler kullanacağını düşünmüyorum eskiden belki ki onu da hiç düşünmüyorum en basitinden misk amber gül oud gibi maddeler o kadar pahalı ki uygun diyen veya kokladım kötü kokuyor diyenler yalan söylüyordur en sağlamları kokladım sadece misk&amber kokusunu bile tüm parfümlere değişmem muazzam ötesi. Konuya dönecek olursak doğal hammede hiçbir firma kullanmıyor çok doğal kokular alıyorum dediğini çok yüksek kalite sentetiklerdir.
 

Sirab

Pure Parfum
Satış Onaylı
Katılım
22 Ağu 2022
Mesajlar
996
Arkadaşlar bana hatıra olsun diye bir arkadaşım tarafından hakiki miskle yazılmış bazı kuran ayetleri göndermişti. Bu mektup ptt kargo yüzünden elime geçmedi geri gitti tekrar geldi filan herneyse zarfı açtım kağıtları çıkardım böyle yazılar pembe-kırmızı renkliydi ve o misk kokusu mektup bir aydan fazla zaman geçmesine rağmen odayı kaplıyordu. Biraz feminen bir kokuydu ama Alex ii kadar belki de daha kuvvetliydi.
 

Muhammett

Eau de Cologne
Katılım
5 Eyl 2021
Mesajlar
8
Bu tarz yazımlarda doğal misk amber gül yağı safran karışımı mürekkep kullanılır. asıl rengi veren safrandır.ve kokusu da dediğiniz gibi muazzamdır.
 

Sirab

Pure Parfum
Satış Onaylı
Katılım
22 Ağu 2022
Mesajlar
996
Bu tarz yazımlarda doğal misk amber gül yağı safran karışımı mürekkep kullanılır. asıl rengi veren safrandır.ve kokusu da dediğiniz gibi muazzamdır.
Hocam kokuyu hayal meyal hatırlıyorsam alex ii'ye çok benziyordu fakat oud yoktu.
 

Muhammett

Eau de Cologne
Katılım
5 Eyl 2021
Mesajlar
8
Hocam kokuyu hayal meyal hatırlıyorsam alex ii'ye çok benziyordu fakat oud yoktu.
Evet hocam dediğiniz gibi o dediğim karışımın saf hali alex 2 ye oldukça benziyor o kremsi amber misk güllü yapısı fakat oud vanilyasız hali diyebilirim ama safrandan gelen hafif tatlılık ve burukluk var. bu dediğim karışım tabi varyasyonları da mevcut osmanlı da padişahlar tarafından kullanılıyordu Bihter türkan hanım yapmıştı bu kokuyu.
 
Ü

Üye silindi 4295

Misafir
Şu doğal ve sentetik yanılgısını anlamanız için biraz masraflı ancak doğruları direkt öğretecek bir egzersiz yapabilirsiniz. Attar dükkanlarından ve çeşitli güvenilir kaynaklardan bir kompozisyonu piramidal yapıya ayrıştırabilecek minvalde uçucu yağlar, absolu’ler ve tentür yapımı için işte direkt materyallerin kendisini alın. Farklı ailelere ait bu doğallığından emin olduğunuz şeylerle bir kompozisyon yada parfüm yaratmaya kalktığınızda ortaya çıkacak şey kocaman bir saçmalık olacak. Ancak bu saçmalığın içine saçmalığa uygun bir iki sentetik vurduğunuzda lambalar yanmaya başlayacak.
Yok böyle %100 bir şey imkansız. İM-KAN-SIZ.
 

cecilia

Eau de Parfum
Katılım
26 Ara 2016
Mesajlar
294
Arkadaşlar bana hatıra olsun diye bir arkadaşım tarafından hakiki miskle yazılmış bazı kuran ayetleri göndermişti. Bu mektup ptt kargo yüzünden elime geçmedi geri gitti tekrar geldi filan herneyse zarfı açtım kağıtları çıkardım böyle yazılar pembe-kırmızı renkliydi ve o misk kokusu mektup bir aydan fazla zaman geçmesine rağmen odayı kaplıyordu. Biraz feminen bir kokuydu ama Alex ii kadar belki de daha kuvvetliydi.
bir tane hoca vakti zamanında aileden hasta birisi için bir muska yaptı verdi...97 veya 96 yılında böyle üçgen şekilde boyna asılan tarzda , bu kumaştan muskanın içinde de kokan birşey var ne olduğunu bilmiyorum ...bakın neredeyse 30 sene olmuş, benim dolabımda duruyor ve içinde ne varsa her elime aldığımda aynı koku aynı güçlülükle geliyor...içinde ne var bilmiyorum ama yıllardır kokuyor olması bana garip gelen birşey...
 

Said

Pure Parfum
Satış Onaylı
Katılım
30 May 2019
Mesajlar
961
Şu doğal ve sentetik yanılgısını anlamanız için biraz masraflı ancak doğruları direkt öğretecek bir egzersiz yapabilirsiniz. Attar dükkanlarından ve çeşitli güvenilir kaynaklardan bir kompozisyonu piramidal yapıya ayrıştırabilecek minvalde uçucu yağlar, absolu’ler ve tentür yapımı için işte direkt materyallerin kendisini alın. Farklı ailelere ait bu doğallığından emin olduğunuz şeylerle bir kompozisyon yada parfüm yaratmaya kalktığınızda ortaya çıkacak şey kocaman bir saçmalık olacak. Ancak bu saçmalığın içine saçmalığa uygun bir iki sentetik vurduğunuzda lambalar yanmaya başlayacak.
Yok böyle %100 bir şey imkansız. İM-KAN-SIZ.
basenotes'da da bunun çok tartışması dönmüştü. benim katıldığım görüş: doğal parfümeri adı altında eser ortaya koyan parfümör bu tavrını eğer @heston 'un belirttiği türden artniyetli değil de mesela L.viaD.Profumo gibi gerçekten bir sanat felsefesi olarak benimsemişse, her ne kadar bu onun paletindeki renkleri diğer bazı felsefeleri referans aldığımızda mantıksız olarak kısıtlasa da, kabul edilebilir oluşu. belki asla bir Jicky yapamayabilir ama bu iddiada da değilse, güzel kokan farklı türden bir sanat yapabilir. zaten buradaki tartışmanın kaynağı bence oldukça öznel olan doğal-sentetik kokunun güzel-çirkinliğinden ziyade doğal parfümerinin "daha sağlıklı", "daha kaliteli" tarzındaki daha birçok hatalı argümanının belirli bir kesim tarafından ön kabulü ve -doğal-sentetik farketmeksizin- deneyimi az veya tamamen liyakatsiz parfümörlerin, efsanelere saygı duymak yerine saçma yarışma çabası veya üstü kapalı üstünlük iddiasının sinir bozuculuğu.
 
Son düzenleme:

Debussy

Pure Parfum
Satış Onaylı
Katılım
10 Haz 2016
Mesajlar
1,122
Kouros 1981'de ilk tanıtıldığında düzenlenen basın konferasında özellikle şu cümle vurgulanmıştır: "Günümüz marketindeki en yüksek maliyetle üretilen erkek parfümü." İlgili konferansta da vurgulandığı üzere aldehit gibi sentetikler en yüksek kalitede iken civet gibi materyaller de doğal ve yüksek kalitede kullanılıyordu, doğallığın ve kalite kıstasınının yüksekliği de konferansta özellikle belirtilmiştir, o zamanlar şimdiki gibi çarpıtmaya dayalı pazarlama da yapılmıyordu. Bu yüzden ilk dönem Kouros ile sonraki yıllarda ciddi bir derinlik ve kalite farkıdır. Parfümde giderek doğal civet gibi materyaller azaltılmış ve YSL Gucci'ye satıldıktan sonra koku reformüle edilip hammadde kalitesi günden güne düşürülmüştür. Aradaki "kalite", "derinlik" farkını algılayamıyor olmak bunun var olmadığı anlamına gelmiyor. Problem formülün modernize edilişinden öte maliyetten kısmaya yönelik zamana yayılmış değişimlerdir. Parfümde doğal materyallerin kaldırılması bir tarafa muadil olarak yerleştirilen sentetikler eşdeğer niteliğe sahip değildir hatta çok uzaktır. Bir kere olsun farklı kaynaklardan elde edilmiş doğal "kaliteli" civetleri koklamamış birilerinin "o zamanlar da doğal kullanılmıyor ya da azıcık kullanılıyor" demesi komik duruyor çünkü doğal civet ile parfüm sektöründe kullanılan sentetik arasında bariz karakteristik farklar vardır, burnuna güvenen biri belli bir deneyim sonrası kolaylıkla ayırt edilebilir.

Fransa'da yüzyıldır tarifini değiştirmeyen Choux yani çikolata eklediğinde Profiterol yapan pastane ile herhangi bir düşük gelirli ülkede köşe başındaki bir pastanedeki de kağıt üstünde aynı malzemeyi kullanıyor. Öncelikle Fransız olan Madagaskar'dan ithal gerçek vanilyadan elde edilmiş yoğun ve doğal bir esans kullanıyor, diğeri maliyet gerekçesi ile Dr. Oetker'in kötü bölgelere özel ürettiği sentetik vanilya esansını kullanıyor, ikisi de "aynı" ama birisi genimizi yakar ve hoş olmayan keskin bir aroma bırakır, ama hangisi söylemem. Fransız olan hamurunda da pastacı kremasında da şeker kamışından ya da pancardan üretilmiş doğal bir şeker kullanıyor; diğeri sentetik glukozu dayamış; biri boğazı da mideyi de yakıyor ve pürüzlü fazla tatlı hissettiriyor ama hangisi söylemem. Fransız olan doğal habitatında yetişmiş, yemiş ve üretmiş tavuktan gelen yumurtayı gelir gelmez taze kullanıyor; diğeri kümese kapatılmış, antibiyotiklerle şişirilmiş, sürekli zorla ürettirilmiş tavuktan gelen beklemiş yumurtayı kullanıyor. Fransız olan özel olarak ürettirdiği herhangi bir katkı maddesi olmayan en iyi kakaolarla üretilmiş üst segment %70 bitter çikolatayı eritiyor, diğeriyse marketten aldığı katkı maddeleriyle dolu en ucuz %70 kakaolu bitter çikolatayı. Kullanılan tereyağ, un, süt gibi malzemelerin kalite farklılığına da girip uzatmayım.

Kağıt üstünde "aynı" malzemelerle üretildikleri için iki ürünün de aynı olduğunu, "kalite farkı yok abartıyorsunuz" diyebilirsiniz. Ama algılayamıyor oluşunuz ya da buna önem vermiyor oluşunuz arada "fark olmadığı" ya da bunun önemsiz olduğu manasına gelmiyor, çoğu zaman çok ciddi bir fark var halbuki. Ve bazı parfümlerin niteliği, yapısı kullanılan materyalin kalitesinin düşmesi dolasıyla da değişmiştir, kompozisyonu direkt etkileyecek hamleler yapılmıştır. Çoğu formül yeni ucuz malzemeye göre yeniden inşaa edildiğinden değişiyor.

"Kalitesiz" diye tabir edeceğimiz ürünlerde türlü hileler vardır: Sadece taze/iyi mahsüller değil araya kötü mahsül de koyarlar, saklanma/ulaştırma gibi kanallarda özen çok daha azdır, maliyet düşsün diye en ucuzdan (ucuzluk mesela bazı tarafları küflenmiş bayat ekmekleri fırınlardan ucuza alıp bunu farklı biçimlerde kullanmak gibi) malzemeyi dahil ederler, mesela son kullanma tarihi yaklaşmış ürünleri geri alıp bunları karıştırıp üretilen düşük oranlı sütle elde edilen eritme kaşar peyniri ile gerçek kaşar peynir aynı mı şimdi?

Doğal materyal içinde bile ciddi kalite skalası vardır: Mevsiminde açmış gerçek çiçeklere konarak tamamen doğal ortamda yaşayan arının ürettiği bal ile sentetik şekerle, ilaçla ve yapay ortamda beslenmiş arının ürettiği bal da farklıdır. Tamamen doğal ortamında iyi beslenerek gezerek sağlıklı yaşayan ve yemine aşısına hormon katılmayan en verimli zamanda kesilen iyi gene sahip ineğin eti ile tamamen kapalı ortamda kötü beslenmeyle büyümüş kilo aldırma odaklı ilaçlarla büyütülmüş ve en kilolu olduğu yaşlı haliyle kesilmiş ineğin eti birbirinden farklıdır. Lezzet olarak doğal olandan fersah fersah uzak sentetik etlere ya da sentetik şuruplara vesaire girmiyorum da bakın, kağıt üstünde aynı oluyor olmaları sonucun aynı olduğu anlamına gelmiyor. Sentetik üretim sanıldığı gibi kolay değil ve kalitesi arttıkça kullanılan teknikler, aletler ve zamandan ötürü fiyatı katlanıyor, o yüzden yeme içme sektöründe de parfümde de genelde tercih edilen sentetik hızlı, biraz pürüzlü ve uygun fiyata üretilen cinstendir.

Parfümde de çiçeklerin doğal ortamında ilaçsız şekilde büyüyüp toplandıktan sonra tarla ile tesisin aynı yerde olmasının avantajıyla çok hızlı bir biçimde üretim tesisine götürülüp esans elde edilmesi ile çiçeğin saatlerce bekleyip kötü koşullarda uzaktaki tesise yetişmesi sonrası esans aşamasına geçmesi ile elde edilen esans kalitesi de farklıdır. Öyle kayda değer olmayan küçük farklardan da söz etmiyorum, gayet anlaşılabilir farklar. Aynı çiçek bile olsa koşullara ve üretim biçimine göre kalite çok değişkenlik gösterir fiyat da buna paralel artar azalır. Zeytinyağında soğuk sıkım ile pirina aynı mıdır? Mahsülden biçime, koşuldan zamanlamaya değin kaliteyi etkileyen çok fazla parametre vardır. Çiflik balığı ile deniz balığı benzer tarafları kadar ayırt edici farklar da vardır, aynı şey çiftlik udu ve doğal habitatında yetişen ud için de geçerlidir.

Yukarıdaki birçok doğal materyal üzerindeki örnekte görüldüğü üzere sentetik malzemelerin kullanımındaki asıl problem maliyet gerekçesi ile "kalitesiz" ve hızlı bir netice elde edilme çabasıdır. Standardizasyon, alerji ve modernize etme gibi meseleler geri plandadır genelde kılıftır, asıl maksat maliyeti kısmaktır. Pürüzsüz ve doğala yakın kompleks sentetik çok pahalı ve zahmetlidir, bu tercih edilmez. 1970 sonralarında bazı büyük markaların (Guerlain, Lanvin, Chanel gibi) sentetiğe geçmesi büyük ölçüde standardizasyon ve mecburiyet ile alakalıydı çünkü Avrupa'da yaşanan don olaylarıyla belli çiçeklere, İran'daki politik olaylar nedeniyle galbanum gibi önemli bazı hammaddelere erişiminde sorunlar yaşanmıştı, ve alternatif olarak belli kalite eşiğini geçen sentetiği tercih ettiler ilk etapta. Ama zamanla ön plandaki parfüm şirketleri para odaklı büyük şirketlere satıldığında maliyet günden günde en önemli kıstas haline geldi, tek bir parfümden 20 dolar kazanmakla 100 dolar kazanmak totalde çok büyük fark yaratır, maliyet hesaplamaları devreye girdi. 2000 yılında Jean-Paul Guerlain Mahora'da doğal sümbülteber gibi pahalı hammaddeler kullandı diye şirket hisselerinin çoğunluğunu elinde tutan LVHM ile kavgaya tutuştu, Mahora iyi satmayınca Jean-Paul gibi parfüm tarihinin en önemli parfümörlerinden biri Guerlain'in ana parfümörlüğünü bırakmak ve kısa süre sonra tamamen geri çekilmek zorunda kaldı. Bu gibi efsanevi parfümörler "olmayan" burunlarıyla konumlarını kaybetme pahasına boşuna doğal ve nitelikli hammadde diye ısrar etmişler:)

Sentetiğin ilk zamanlarında parfümörlerin sentetiği tercih etmesi sıradan bir alternatif olmasından ötürü değildi yan element olarak kokuyu derinleştirmek, farklılaştırmak, zenginleştirmek, sofistikeleştirmek, modernleştirmek için doğal ile birlikte kullanıyorlardı ya da maksatlı bir kullanış vardı ama çoğu esans için piyasada bulunan sentetiğin daha nitelikli olduğunu düşünmüyorlardı ve destekçi olarak kısmı sentetik kullanıyorlarken de ellerinden geldiğince yüksek kalite tercih ediyorlardı; Jacques Guerlain, Jean Kerleo, Ernest Beaux, Edmond Roudnitska gibi büyük parfümörlerin dediklerini de okuyabilirsiniz. Andy Tauer, Geza Schoen, Bertrand Duchaufour, Pissara Umavijani, Dominique Ropion, Christopher Sheldrake gibi ağırlıklı olarak sentetik malzeme ile çalışan modern parfümörler de eski parfümleri favorileri olduğunu belirtirken özellikle vintage hallerinin kullanılıp denenmesi gerektiğini söylüyorlar; ki çoğu eski parfüm kağıt üstünde aşağı yukarı aynı formüle sahipken değişim özellikle materyal niteliğinde. Parfümörler de mi gazelden maval okuyor çoğu zaman?

Görsel efektler üzerinden de farklı bir analoji daha kurayım. Kağıt üzerinde CGI efektleri gerçeğe çok yakın hatta birebir olabilir. Ancak çok yüksek maliyetli en kallavi Hollywood filmlerinde bile CGI'da problemler çıkıp çok yapay ve kötü durabiliyor, 1993'teki maketler yardımıyla yapılmış Jurassic Park'ta T-Rex veya diğer dinazorlarla modern Jurassic Park filmlerinkileri kıyaslarsanız modern filmlerde bazı görsel eksiklikler, yapaylık ve bir hamlık direkt göze çarpar. Bunu işinde uzman görsel efektçiler de kabul edip şöyle açıklıyor: Görsel efektin maksimum sonuç elde edebilmesi için uzun bir zaman ve yüklü miktarda para gerekmektedir, çünkü nitelikli bir şeye ulaşmak o kadar kolay değil, CGI kötü değildir ama üzerine yeterince çalışılmamış kötü CGI vardır. Henelde görsel efekt stüdyolarına olması gerekenden düşük meblağlar ve kısa zaman dilimleri verildiği için görsel efektlerin niteliği ve dolgunluğu belli eşiğin altında kalabilmektedir. Ve sinema sektörleşip para endeksli olduğu için neredeyse her zaman hız ve maliyet kısmaya gidilmektedir.

Benzer bir durum parfüm sentetik üretiminde de var, sentetiklerin belli bir niteliği olması için laboratuvarların belirli zamana, alete, kişiye ve dolayısıyla paraya ihtiyacı vardır, laboratuvar ortamına ve kimyaya yabancı olunca bazı şeyler çok kolay yoldan üretiliyor sanılıyor herhalde, lab ortamında üretilen iki molekül kağıt üstünde aynı olsa bile hızlıca ve özensiz biçimde üretilenle uzun vadeye yayılarak yüksek teknoloji ile üretilmiş maliyetli molekülün de kalitesi bir değil. Eh parfüm şirketleri de düşük maliyetle en verimli sonucu elde etmek istiyor günümüzdeki birçok sektörde olduğu gibi. Bu yüzden sorun sentetikte değil, sentetiklerin niteliği ve kullanım maksadında. Doğalı da, sentetiği de en uygun biçimde özensizce kotarıp kullanılıma niyetinde. Yani sentetik bir açıdan iyi olabilecekken sektörün gidişatı nedeniyle negatif bir çizgiye kayabiliyor çoğu zaman. Parfümörler ve markalar çoğu zaman sentetik tercihini bazı parfümörler gibi yaratıcılık veya farklı sanatsal kaygılarla değil işi ucuza getirme niyetiyle yapıyor ve baş ağrıtabilecek denli pürüzlü kötü sentetik tercih edebiliyorlar. Ellena gibi şahsiyetlerin yaratıcı ve yerinde sentetik kullanımıyla bir değil çoğu zaman sentetik tercihi. Ya da doğal hammadde ile sentetiğin kombinasyonuyla güzel işler çıkaran eski parfümörler gibi de değil. Sentetiğe tamamen düşman olmak saçma ancak tüm sentetikleri aynı kefeye koyup doğallıkta ve sentetikte kalite eşiğine düşman olmak daha da saçma. Çoğu parfüm şirketi moleküler mutfak tadında yaratıcılık maksatlı çalışmıyor, tabağı ucuza çıkarmak için ucuz, sağlıksız, damak tadına da kötü ürünleri kullanıp tabak çıkaran restoran gibi; tepkinin de özü burada. Sapla samanı karıştırmamak gerekiyor. Her sentetik kötü olmadığı gibi her sentetik de doğaldan üstün değil, muadil olsun diye ucuz diye yerleştiriliyor çoğu ama parfümün özellikleri de yitecek biçimde yapılıyor.

Bilimi referans almak iyi bir şey ama bunun şöyle de bir tehlikesi vardır: Eğer bilgi tam değilse ya da kaynak hakem onayı dahi olmayan makaleler ise boşluklar oluşur bu da insanı yanlış bazı çıkarımlara sevk edebilir ve bilime güvendiğin için en göz önünde olan "gerçeği" bile görmez hale gelirsin; çünkü kendi duyularına değil bilime güvenirsin ancak bilimsel düşüneceğim derken bir bakmışsın olaylara at gözlüğüyle bakmışsın, çünkü bilgide eksiklikler vardır. Kendi duyularını bile manipüle eder hale gelirsin, duyduğuna gördüğüne kokladığına inanmazsın.

Hammadde kalitesini büyük ölçüde önemsiz görüp yaratıcılığı ve kompozisyonu öncelikli görmek farklı ve saygı duyulası bir bakış açısıdır, bazı parfümlerde kesinlikle önemli ve vurucu olan nokta içeriğin kalitesinden öte fikirler, atmosfer, bütünlük ve yaratıcılıktır; bu nitelikler hammadde niteliğini önemsiz kılabilir ve sentetiklerle harikalar yaratılabilinir. Bazı kompozisyonlar için uygun olan doğal değil sentetik olandır, Shalimar da ilk kez yapılırken belli sebeplerden yüksek kaliteli -sentetik- Vanilin de kullanılması gibi örneğin. Ya da günümüz şartlarına bazı şeylerin uygun olmayacağını kabullenmek de gayet normal, her şeyden önce ikinci dünya savaşı öncesi Guerlain, Chanel gibi markalar üst zümreye yönelik dar pazara parfüm yapıyorlardı günümüzdeki gibi pazar çok geniş değildi yani doğal materyal ya da yüksek kalite sentetik ile çalışmak çok daha sürdürülebilinirdi ve zengin pazara hitap ettikleri için fiyatları yüksek tutmak mümkündü o zamanlar. "Daha kaliteli malzemeli olan daha iyidir" kapitalist pazarlama taktiklerine, lükslüğü üstün gösteren kimi markalara (Roja, Xerjoff, Clive) ya da çizgisini bozan markalara (Serge, Malle "özel" serileri) ben de sinir oluyorum dolasıyla bazı eleştiriler getirmek çok olağan ama bunlar kalite önemsiz ya da kalite diye bir şey yok demek de değil. Evet bazı markalar bunu abartılı reklama çeviriyor, çarpıtma yapıyor, evet bazı insanlar bu söylemlere kanabiliyor, evet bazı insanlar aradaki kayda değer olmayan nüansları abartabiliyor ama bu küçük parçaları görüp büyük resme yanlış ulaşılıyor.

Öte yandan kalite farklılığının kayda değer olmadığını savunmak, bazı parfümlerde batchler/yıllar arasındaki kalite/doğallık farklılığının olmadığını iddia etmek, üstüne bunu algılayıp önemli gören insanları "cahillikle" suçlamak başka. Kaliteyi her şeyin ötesinde görmeyi eleştirmek çok yerinde bir yaklaşım olabilecekken kalite diye bir şey yok hepsi aşağı yukarı aynı ya da alternatiftir, kafanızda kuruyorsunuz demek deneyimden ziyade kısıtlı okumalara dayalı ezberden konuşma veya duyu yetisinin detay konusundaki yetersizliği ya da burnuna güvenmeyip elindeki bilgileri yanlış yorumlama gibi duruyor. Ki ilk Kouros ile güncel Kouros'lar arasında kalite farkı yok asıl fark formülün modernize edilmesinde demek hepsini kapsıyor gibi görünüyor. Birçok parfümde alternatif olarak konulan hammadde orijinaldeki gibi atıyorum sert ve sıcak olmadığı için kompozisyonun yapısı da büyük ölçüde değişiyor ve parfüm kimliğini kaybedebiliyor. Doğal meşe yosunu, süsen, yasemin, civet, misk, bergamot gibi notaların ucuz sentetik muadilleriyle çok ciddi farklılıklar var. Bunu tamamen içerikten bağımsız değerlendirmek "cahillik".
 
Son düzenleme:

firatterrible

Eau de Toilette
Katılım
1 Tem 2023
Mesajlar
162
Bende bu etkiyi burberry london parfümü yaratmıştı, zaten o parfümü kokladıktan sonra parfüm benim için bir hobi haline gelmeye başladı. Hayat boyu sürekli avon parfümü kullanmış biri olarak ilk defa kaliteli bir koku koklamak bünyede şok etkisi yaratmıştı, güzel kokmak böyle bir şey miymiş dedirtmişti...
 
Son düzenleme:

L’aventus

Eau de Parfum
Katılım
12 Kas 2019
Mesajlar
196
Benim "işte budur, tam aradığım parfüm" dediğim tek bir parfüm oldu hayatım boyunca, onu da sonlandırdılar. Elimde olsaydı ve tek parfüm kullanma şansım olsaydı Escada Casual Friday derdim. Bayık olmayan bir tatlılık ama pürüzsüz bir harman, keskin sedir-sardunya-paçuli ve aroma katan karanfil tohumu gibi topraksı ve aromatik odunsu iskelete giydirilmiş vanilya. Muhakkak yaşanan anılar da etkili oluyor, sonuçta koku duyusu direkt duygusal durumumuzla irtibatlı bir duyu ama şimdi geçmişe dönüp baktığımda objektif olarak da dengeli ve çekici bir parfüm olduğunu düşünüyorum. Le male in içine 1 damla geraniol, 2 damla eugenol biraz da ek iso e super sallasam acaba Casual Friday olur mu diye de düşünmüyor değilim, belki denerim ileride.

İkinci parfüm ise Tirrenico olmuştu, koklar koklamaz bir deniz insanı olarak vurulmuştum. Balıksı, yosunsu, tuzlu, nemli balık ağları ve iskele içindeki durgun su kokusu gibi bir kokuydu. Ne yaptım ettim İtalya'dan getirttim ama o kadar ofansif geldi ki, rezenesi o kadar çoktu ki, kullanamayıp elden çıkardım. Sonra özledim, 10 ml falan bir tester şişesini buldum, onu da kullanamadım. Bana denizi çağrıştıran Bvlgari Aqva'da "tam olmuş" değildi, o da fazla temiz ve güvenliydi, ikisinin arasını bulamadım. Hala arıyorum...

Escada Casual Friday ve Yosunlu-iyotlu (tuz akoru çok dandik bir şey bence, denizi çağrıştırmıyor) deniz kokan 2 parfüm ile hayatımı geçirebilirdim. E bunlar olmayınca da dolaplar dolusu parfüm alıp kendimi eğliyorum demek ki.
Aqva marine yi denediniz mi
 

Leto

Pure Parfum
Satış Onaylı
Katılım
26 Ara 2016
Mesajlar
833
Benim "işte budur, tam aradığım parfüm" dediğim tek bir parfüm oldu hayatım boyunca, onu da sonlandırdılar. Elimde olsaydı ve tek parfüm kullanma şansım olsaydı Escada Casual Friday derdim. Bayık olmayan bir tatlılık ama pürüzsüz bir harman, keskin sedir-sardunya-paçuli ve aroma katan karanfil tohumu gibi topraksı ve aromatik odunsu iskelete giydirilmiş vanilya. Muhakkak yaşanan anılar da etkili oluyor, sonuçta koku duyusu direkt duygusal durumumuzla irtibatlı bir duyu ama şimdi geçmişe dönüp baktığımda objektif olarak da dengeli ve çekici bir parfüm olduğunu düşünüyorum. Le male in içine 1 damla geraniol, 2 damla eugenol biraz da ek iso e super sallasam acaba Casual Friday olur mu diye de düşünmüyor değilim, belki denerim ileride.

İkinci parfüm ise Tirrenico olmuştu, koklar koklamaz bir deniz insanı olarak vurulmuştum. Balıksı, yosunsu, tuzlu, nemli balık ağları ve iskele içindeki durgun su kokusu gibi bir kokuydu. Ne yaptım ettim İtalya'dan getirttim ama o kadar ofansif geldi ki, rezenesi o kadar çoktu ki, kullanamayıp elden çıkardım. Sonra özledim, 10 ml falan bir tester şişesini buldum, onu da kullanamadım. Bana denizi çağrıştıran Bvlgari Aqva'da "tam olmuş" değildi, o da fazla temiz ve güvenliydi, ikisinin arasını bulamadım. Hala arıyorum...

Escada Casual Friday ve Yosunlu-iyotlu (tuz akoru çok dandik bir şey bence, denizi çağrıştırmıyor) deniz kokan 2 parfüm ile hayatımı geçirebilirdim. E bunlar olmayınca da dolaplar dolusu parfüm alıp kendimi eğliyorum demek ki.
Senin yılların Casual Friday ozlemini kesmez (cunki dedigin gibi o yillarin anilariyla da ilgili bir sey bu), ama bulursan denemelik iki parfum soyluyorum:
- Clive Christian Chasing the Dragon Hypnotic
- Alustre Shadows of Bergamot
 

necfragrance

Pure Parfum
Satış Onaylı
Katılım
20 Ara 2023
Mesajlar
785
1000024121.jpg
Ben bu başlığa en çok yakışacak olan, hayalimdeki koku :en pahalı parfümleri koklamak olacak:) neden en pahalı bu kadar değer mi bilemem ama ; tabi şişenin özel işlenmesi,içinde en pahalı esasların yoğun şekilde kullanılması,kutusu vb. bir sürü kıstas var ancak ben genede pek inanmıyorum gerçekten bu kadar değeceğine.
Bu hayali de zaten sayılı üretildiği için parfümleri koklama şansımızda olmayacak :)
 

cecilia

Eau de Parfum
Katılım
26 Ara 2016
Mesajlar
294
Ekli dosyayı görüntüle 24723Ben bu başlığa en çok yakışacak olan, hayalimdeki koku :en pahalı parfümleri koklamak olacak:) neden en pahalı bu kadar değer mi bilemem ama ; tabi şişenin özel işlenmesi,içinde en pahalı esasların yoğun şekilde kullanılması,kutusu vb. bir sürü kıstas var ancak ben genede pek inanmıyorum gerçekten bu kadar değeceğine.
Bu hayali de zaten sayılı üretildiği için parfümleri koklama şansımızda olmayacak :)
araba parası
 
Üst