Eh madem Kokular hakkında acemiyim, bari buraya bir şeyler yazayım :-)
- Burnt by the Sun (Güneş Yanığı)
Dönem filmlerine yönelik eğilimimden kaynaklı bir ilgi ile izlediğim, sonra çok sevdiğim bir film. Ahir zamanlarda TRT2 bir kültür ve sanat kanalı iken de izlemiştim sanırım. Ne güzel günlerdi. Başrolde filmin yönetmeni Nikita Mikhalkov var. Çok insancıl bir film. İçinizi ısıtır. Sonunda da içinizi kırar. Ayrıca, buradan Mikhalkov'un Sibirya Berberi filmine geçiş yapmanızı sağlayabilir.
- Luck, Stock & Two Smoking Barrels (Ateşten Kalbe, Akıldan Dumana)
Madonna ile evlenip, ünlenmeden çekmişti Guy Ritchie bu filmi. İlk filmlerinden. Senaryo dur, durak bilmiyor. Espirili bir anlatımı olan bir saf elemanlar vs mafya hikayesi. Sting'in küçük bir rolle görünmesi ise bonusu. Bundan sonra çektiği Snatch daha ünlü olmasına rağmen, bence bu filmi EDP ise o EDT. Eğlenceli dakikalar için tavsiye ederim.
- The Others (Diğerleri)
Bu filmin sinema tarihinde daha fazla yer almamasının nedeni The Sixth Sense'den biraz sonra gösterime girmesi olabilir. Bence ondan çok daha iyi bir film. Atmosferi, oyunculukları (Nicole Kidman başrolde), ve tabi ki sonu:-) Eğer bir Norveç vatandaşıysanız ve gerilmeye ihtiyacınız varsa mutlaka izleyin.
- Amadeus
Müzikle ve özellikle klasik müzikle ilgili iseniz zaten izlemişsinizdir. Mozart'ın biyografik hikayesini anlatır. Yönetmen ise usta Milos Forman. 3 saatlik epik bir Mozart anlatısı. Büyüleyici.
- Immortal Beloved (Ölümsüz Sevgili)
Bir başka dahi Beethoven'ın hayatından bir kesit. Yarı kurgu yarı gerçek. Ama çok etkileyici. Ben Gary Oldman'a bu filmde hayran oldum.
- Dirty, Rotten Scoundrels (Kirli, Çürük ve Adi)
Steve Martin ve Michael Caine başrolde. 80'lerden bir kahkaha klasiği. Bu aralar 2-3 kez izledim. Steve Martin'i keşfetmek için güzel bir başlangıç. Buradan da The Jerk'e zıplanabilir.
- Ben Hur
Klasik Holywood'un temel taşlarından olan Roma temalı filmlerin en öndegelenlerinden. Charles Heston alıp götürüyor filmi. Epik bir hikaye ve film. Şiddetle tavsiye ederim klasik film sevenlere.
- Spartacus
Yine aynı kanaldan devam. Burada da Kirk Douglas'a seyir olmuyor. Yönetmen ise Stanley Kubrick. Bu filmi izlerken prodüksüyona hayran olmamak elde değil. Çünkü yıl 1960. Genç arkadaşlar bu EDP'nin kolonya versiyonunu dizi olarak son yıllarda izlemiş olabilir.
- A fish Called Wanda (Wanda Adında Bir Balık)
Yine zekice işlenen bir kahkaha fırtınası. Jamie Lee Curtis, Kevin Kline ve hem yazar hem yönetmen olması yetmemiş gibi bir de başrollerden birinde yer alan John Cleese. John Cleese benim gibi yontma taş devrini görmüş arkadaşlar için oldukça tanıdık: Monty Python diyeyim.
- Four Weddings and a Funeral (Dört Nikah ve Bir Cenaze)
Bir Habamam Sınıfı vari şekilde dönüp dönüp izlediğim süper bir romantik komedi. Hugh Grant'i şöhrete ulaştıran harika bir İngiliz filmi. Andie Macdowell da başrolde. Sonradan bol bol makyaj reklamında oynamıştı kendisi. Hugh Grant'ten devam ile Nothing Hill ve, Söz ve Müzik (Music and Lyrics) keşfedilebilir.
- Mediterrano (Akdeniz)
Buram buram Akdeniz kokan sıcak bir komedi, savaş, romantik film. Evet hepsi var bu filmde. Biz Türkleri de güzide bir satıcı arkadaş temsil ediyor filmde küçükbir rol ile :-)
- Some Like It Hot (Bazıları Sıcak Sever)
Aslında bu filmi anlatmaya gerek yok. Bir Holywood klasiği. Renkli olsa hiç de olduğu kadar komik ve sıcak olmayacak bir siyah-beyaz dilm. Toni Curtis, Jack Lemmon ve Marilyn Monroe gibi mihenk taşları başrolde. Yönetmen ise klasik Holywood'un klasik yönetmenlerinden Billy Wilder. Amerikalıların Ertem Eğilmezi desek yanılmayız sanırım.
Şimdilik bu kadar. Tabi ki, anlatılmayı bekleyen birçok film var...