Givenchy Xeryus Rouge. Çıktığı zamandan beri (30 sene olmuş, vay be, herhalde ülkeye geleli de 28 sene olmustur) evimizden hiç eksik olmadı. İlk kült tasarımlı koyu şişesi, sonraki modern kırmızı şişe ve şimdiki şeffaf dandik şişe...
@Leto üstat uzun yıllar önce bu parfümü yorumlarken "buz gibi bir yakut" demişti, hiç unutmadım o sözü. Gerçekten de öyle. Baharatlı, biberli, kumkatlı çok ferah ama egzotik bir açılış, tam dozunda tatlılık, sardunyanin topraksi, nanemsi, etli tüylü yapraklarına has ilginç ferahligiyla dengelenmiş kaktüs kokusu denebilir. Kaktüs kokusunu bilmiyorum ama sardunya ile akraba koktuğu için böyle tanımlandığını, böyle akorlandigini düşünüyorum. Tatlılığı iz miktarda vanilyayla ılık hale getirilmiş ama hala sapsı yesilligini kaybetmemiş kumarin kaynaklı. Hem ferah, hem tatlı, hem seksi hem de samimi bir koku. Yaz sıcağı dışında 3 mevsim, ofis, buluşma, spor, düğün dernek her yere uyar.
Şeffaf yeni sisesinin içindeki formül biraz daha az derinlikli gibi, biraz daha hızlı tene yanaşıyor ama ortalama bir koku gücü sunuyor ve hala ben "Xeryus Rouge" um diye bağırıyor. Annick Menardo ustaya saygılarımla.
Not: daha basit, daha "flu" ve daha az rafinelik içeren ama nedense havasını benzettigim parfüm: Versace Eros Flame.