Sıradan bir pazar günü, bilgisayar başında çalışmaya devam ederken sağ köşemde özenle hazırladığım Espresso kahvem. Sol tarafımda manzarama vuran soğuk bir kış güneşi, sessizliği bozan sağ omuzumda ki hayallerimin ve ideallerimin fısıltıları…
Bir dostumun koleksiyonundan canını alırcasına aldığım (3ml dekant) Fahrenheit 1992 - Vintage, Tüm bunlara eşlik ederken yüzüme silajı ile utanmadan tokat atıyor. Adeta beni 90’lı yıllara, çocukluğuma döndüren, babamın kokusu. (Günümüz üretimine ait Fahrenheit parfümünü maalesef tercihe etmem)
O zamanların organik yapısı kişiyi gerçekten doğanın içine ve geçmişine sürükleyebiliyor.
Yüzümde tebessüm yaratan bir pazar günü, kendimizi dinlememiz, dinlendirmemiz ve kafamızı boşaltmamız gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor.
Her kokunun bıraktığı izler ve anılar için arada kullanmanız gereken parfümler vardır. Bulun, alın, kullanın arkadaşlar.