Bugün Hangi Parfümü Denediniz?

Rochas | Femme (vintage)
tozlu menekşe-iris, kimyon, şeftali, paçuli, meşe yosunu, amber... ile bu yapıyı birçok yerde koklamışım gibi hissettiriyor. özellikle Feminite du bois, Arabie gibi birkaç meyveli Serge'e, Desert Suave ve daha eski-yeni nice parfüme ilham olmuş gibi. fikir babaları sanırım 1876 kurulumlu De Laire'in Prunol temeliymiş. eksik fazlası var mı bilmiyorum ama içeriği basenotes'da bir kullanıcı şu şekilde belirtilmiş: (ionones, aldehydes C-14, C-18, cumin, cardamom, methyl isobutyl ketone V*, patchouli). ana yapıyı gayet iyi tanımlıyor.

La Via del Profumo | Mecca Balsam
başlangıç keskin dumanlı reçineler ile oldukça sert. sonrasında bu dumansı reçineye sedir benzeri odunsuluk, tarçın-kakao hisli kalın tozlu hafif tatlı baharat akorları da ekleniyor. gül keskinlik kısmında belli belirsiz, sümbülteber ise hissetmedim. somali buhuru haricinde reçine kısmında belirtilmemiş ama amerikan storaxı ile bali tarzı bir nüans veren akgünlük reçine yapısı da var. her ne kadar tatlılık kısmının gittikçe vanilyası artıp çikolatalaşsa da maksimum süs oranı beşte birdir. sonları bile denediğim en koyu ve kasvetli reçine-tütsü yapısına sahip. tende sert reçine-tütsü ve baharatlardan arkası gözükene dek epey zaman geçiyor. kıyafette daha tek düze fakat reçine-tütsü yapısı daha yumuşak, gül de daha iyi hissedilmekte. Ambre Noir ile benzer bulunmuş fakat onda castoreum ile birlikte kirli deri efektli isli labdanum etkindi, burada kirlilik yok tütsü, reçine ve biraz baharat. benzetmek gerekirse sert reçine kısmı Black Tourmaline'e yakın.

Fort&Manle Fatih Sultan Mehmed: Fort&Manle markasıyla ilgili inanılmaz beklentilerim varken, özellikle de ceddimin büyük devlet adamlarının isimlerini koleksiyonlarında görünce tabi ki merak kaçınılmaz olmuştu. Neticesinde ilk denediğim Fatih Sultan Mehmed isimli çalışma oldu. Parfüm çok kaliteli ve yoğun materyallerden bir araya getirilmiş. İlk fıstan itibaren kaliteli olduğu anlaşılan bir kompozisyona sahip. Açılışı değişik yeşilimsi meyve tadında biraz tarçınlı biraz çiçeksi falan değişik. Sonra kurumaya başlıyor ve yarım saat içinde amber ve ambergris ile yumuşak bir vanilya devreye giriyor. Gül eşlik ediyor. En çok, en baskın gelen notalar bence bunlar ve evet zengin hissettirir denecek cinsten bir koku ortaya çıkmış. Tam bir keyif. Hafif boozy bir tarafa da kayıyor ve içerisinde herhangi bir içki notası barındırmıyor bildiğim kadarıyla. Tatlılık çok sevilesi ve çok az Baraonda ayarında. Tende yine bu notalar karışımında ve muhteşem bir koku iziyle son buluyor. En büyük eleştirim performansına. Gerçekten de ten kokusu oluyor 1 saat içinde. Ara ara yüzüme vuran muhteşem kokusu da olmasa gerçekten hüsran olacaktı. Buna rağmen geçişleri çok güzel. Başlangıcından bu aşamaya evirilmesi bana Baraonda'yi hatırlattı nedense.

Molinard Patchouli Intense: Molinard, beklentilerin çok çok üzerine çıkmış. Baştan sona doyurucu, performanslı, sofistike bir paçuli yorumu. Vanilya tatlılığı çok dengeli. Paçuliye eşlik eden reçinemsi bir amber ortaya çıkıyor ortalardan itibaren. Hafif kremsileşiyor. Sandal ağacı veriyor bu etkiyi sanırım. Çok lüks hissiyatlı bir paçuli kullanımı. Başlangıcındaki turunçgil efekti de çok yakışmış. Parlak ve temiz. Ama yüzeysel gelip geçiyor sadece. Çok çabuk ikinci katmana geçiyor parfüm ama bahsettiğim gibi ilk sıkıldığında etrafa yayılan turunçgil kokusu da çok lezzetli. Tek handikabı başlangıcın inanılmaz kısa sürmesi. Ben hiç beklemiyordum bu kadarını. Şaheser olarak bakmamak lazım tabiki. Fiyatına göre bir designer markadan beklenecek parfümün çok üzerinde demek daha doğru yönlendirir beklentiyi. Yumuşak, sıcacık bir kış kokusu. Kokladığım en risksiz paçuli parfümlerinden. Markanın aynı kategoride sunduğu bir başka parfümü Ambre Lumiere’den çok daha üst sınıf bir parfüm olmuş mesela bu. Bravo diyelim Molinard’a bir parfüm yiyicisi olarak.

Edit: Korktuğum şey başıma gelmedi misk notasında. Bu kısmı da ayrı tebrik ediyorum.

Histoires de Parfums - En Aparte – Outrecuidant: En Aparte serisinin denediğim son parfümü. Açılışı parlak sayılabilecek bir gül ve kakule birlikteliği, orta kısımları plastiğimsi bir oud kullanımı ile birlikte hafif şımarık tatlılıkta tütün ve olibanum efektleriyle odunsu bir gövde, dip kısım ise daha karanlık bir odunsu karışımına eşlik eden hafif sıcak bir tatlılıktaki gül. Başından sonuna doğru bakınca değişimler tat olarak net değil ama kendi içinde geçişleri güzel ve harman kalitesi yüksek seviyede. Zencefil gibi bir tat algılayamadım. Sürekli yakından koklamak durumunda olduğum için olabilir. Başlangıçtaki hafif aromatik havanın, parlak gül ile uyumu çok güzel. Aromatik kısımda zencefilin etkisi olabilir. Net değilim. Geneli itibariyle balzamik bir odunsu. Hafif oryantale oynuyor olsa da bence balzamik odunsu daha baskın. O orta kısımdaki plastiğimsi oud dışında gerisini sıradanın bir üstü olarak yorumladım. Plastiğimsi oud, bence orta kısma ayrı bir derinlik katmış. Çok da uzun sürmüyor zaten. Hafif kirli ve isli bir havası vardı. Yine de tüm bunlardan ötürü 220€ mu ona harcayıp intihar edemem. Genel beğeniye uyabileceğini düşünüyorum. Güçlü bir yapısı var. Denenir. Kişisel beğenimi söyleyeyim yine de. Benim için "olsa da olur olmasa da" kategorisinde.
Edit: Gül kullanımından bahsetmedim pek ama hiç arabik değil. Avrupai tada yakın bir gül ve çok başarılı bence.

Etat Libre d’Orange Secretions Magnifiques: Evet uyumsuzluklar kralı. Genel olarak başlangıçtaki saldırının dışında iğrenç bir sütlü yosun ortaya çıkıyor. Ciddi anlamda mide bükücü. Sonra sakinleşmeye devam ediyor ve başlardaki o çılgın sanki o değilmiş gibi yumuşak sabunsu sütlü bir yeşile dönüyor. Yer yer çok ağır koku salmıyor değil ama ilk anlarında. Gayet zorlayıcı. Parfümseverleri parfümsevmezlere dönüştürebilir kısa bir süreliğine. İlk saldırıyı savuşturabilirseniz orta kısımlardan itibaren biraz bir şeyler hissetmeye başlayabilirsiniz kokuyla ilgili.

Jardin d'Ecrivains Junky: Adı çok iddialı ama kendisi değil. Açılışı yabani bir ot, orta kısımlar giderek sabunsulaşan bir yeşil tema, son kısım ise orta kısmın gücünün biraz daha düşük hali. Olsa da olur olmasa da…

BeauFort London Iron Duke: Fathom V i yapmayı başarmış bir marka hakkında diğer kokularını merak etmek kadar doğal bir şey yoktu kendimce. Rake & Ruin hariç ben de siparişi verip beklemeye koyuldum. Paketim ilk ulaştığında ise ismine Fathom V ile birlikte en çok rastladığım Iron Duke fıslattım. Açılış çok sert ve yumruk gibi bir rom ile başlıyor. Hemen sakinleşmiyor. Belirli bir süre öyle devam ettikten sonra tütün ve deri baskın hale gelmeye başlıyor. Ama derinlik katan ana nota bence barut denen nota olmuş. Çok ayarında bir metalik buruk hissiyat ile, yanmış sönmüş havasında bir is kokusu parfümün derinliğini oluşturmuş. Parfüm orta kısımlardan itibaren karakteristik olarak yanık tütünümsü bir deri ve buna eşlik eden kaliteli ve tatlımsı bir rom ile ilerliyor. Son kısımlar da buna benzer ve daha sakin. Deri ise süvete dönmüş vaziyette yüzünü. Çok kuvvetli bir parfüm. Tek fıs ile 6 saati bulan bir yayılım söz konusu tenden. Yakından oldukça zorlayıcı. Fakat uzaktan esintisi çok klas. Yaklaşma yakarım dercesine bir hali var. Belki de kompozisyonundaki barut notası ile verilmek istenen göz dağıdır? Kim bilir? Ben oldukça beğendim. Fiyatlar malum tabi ve fiyatından bağımsız olarak şişesi alınabilir bir parfüm. BeauFort'un diğer parfümlerinde sıra.

@cantona8 iki-üç sene öncesine kadar Prolixe ile Outrecuidant nota skalası yer değiştirmişti fragrantica'nın hatalı girdisi olarak. büyük ihtimalle o yüzden koklarken bazı uyumsuzluklar farketmişsinizdir zaten asıl karakterine uymayan. keza Prolixe yorumunuzda da nota skalası yanlış olmasına rağmen farkında olmadan Outrecuidant'a doğru kayan bazı nüansları belirtebilmişsiniz cidden bravo.

tt orion

Said' Alıntı:

@cantona8 iki-üç sene öncesine kadar Prolixe ile Outrecuidant nota skalası yer değiştirmişti fragrantica'nın hatalı girdisi olarak. büyük ihtimalle o yüzden koklarken bazı uyumsuzluklar farketmişsinizdir zaten asıl karakterine uymayan. keza Prolixe yorumunuzda da nota skalası yanlış olmasına rağmen farkında olmadan Outrecuidant'a doğru kayan bazı nüansları belirtebilmişsiniz cidden bravo.

Genişletmek için tıkla ...

Allah Alllahhh valla bilmiyordum bunu. Ben de ordaki icerige bakarak vay be icinde bu da varmis vs demisim.

cantona8' Alıntı:

Allah Alllahhh valla bilmiyordum bunu. Ben de ordaki icerige bakarak vay be icinde bu da varmis vs demisim.

Genişletmek için tıkla ...

bu tür bir yanlış benim diyen bir burnu bile yanıltır zaten küçük betimleme ve ön bilgi parçaları ile rahatlıkla beynin kokuyu yorumlarken ki mekanizması yönlendirilebiliyor. buna rağmen ikisinde de aslına uyan birçok nüans belirtebilmeniz şaşırtıcı olmuş.

Sauvage Elixir

Bentley Wild Vetiver

Guerlain Vetiver’i referans alan ufak dokunuşlarla yorumlanmış hali gibi özetlenebilir. Açılış biraz dumanlı ve limonlu(Lemon verbena) gibi kurudukça toprağımsı bir vetiver kalıyor. Yayılım performansı guerlain’a benzer olarak ortalama üzeri diyebilirim. Parfümörü de en sevdiğim kadın parfümör olan Sidonie Lancesseur. Bu ablamın yaptığı işler gerçekten çok sağlam .

Isabey Sir Gallahad

Gardenya notası merkezli parfümler genelde feminen bir kompozisyon oluşturuyor. Unisex dengesini kurabilen bir gardenya parfümü deneyimlememiştim, taki Sir Gallahad’ı koklayana kadar. Yasemin ile gardenyanın birbirine bu kadar güzel yakışacağını hiç tahmin edemezdim. Jasmin et Cigarettes tarzında bir yasemin ve tütün kullanımına ek olarak gardenya eklenmiş gibi. Kurumuş halinde sadece gardenya daha baskın kalıyor, o yüzden daha feminen bir hal alıyor diyebilirim sonlara doğru. Performans baya iyi.

Bu yazıyı yazarken milli maçı izliyordum. O nasıl gol arda

Isabey L'ambre de Carthage

CN Scent Intense’in bir Parfüm versiyonu olsaydı bu olurdu. Daha kalın ve hafif dengeli oudlu hali gibi. Hayvansılık çok yok fakat o ağırlığı hissettiriyor arka planda. Özel etkinlik için, kışın açık havalarda vs İsabey çok daha iyi bir tercih, fakat koku güzelliği ve kullanılabilirlik olarak Scent Intense’in yeri çok ayrı bende. Bu kompozisyon kimilerine göre feminen kimilerine göre unisex. Ben unisex olduğunu düşünenlerdenim. Feminen olduğunu söyleyenler genelde kadınlar ve bence sebebi de bu kokuyu kuaförlerde şampuan, bakım kremi vs kozmetiklerde kullanıyorlar büyük ihtimal. Kime koklatsam kuaför gibi kokuyor diye yorum yaptılar. Sonuç olarak zamansız parfümlerden biri Cn Scent intense ve Isabey L'ambre de Carthage da çok güzel bir yorumu.

Guerlain Apres l’Ondee;
Bi 1906 yılında yapılan bu parfüme bakıyorum bir de günümüzde yapılmayıp sağdan soldan çalınanlara…
Sonra bi böylesi şeyleri o dönem yapan adamlara ve kadınlara bakıyorum bi de günümüzdeki hiçbir s… yapmayıp ama yapıyormuş gibi parfümör olarak kendi ismini verenlere ve kasım kasım kasılanlara…
Cahillik çok kolay ama olamıyorum.

Sauvage elixir

John Varvatos Artisan Pure: John Varvatos'un tasarımcısı Rodrigo Flores-Roux abimiz Avon'dan Tom Ford'a kadar çok farklı kalite parfüm markalarında birçok parfüm tasarımına imza atmış. Genelde, genel beğenisi yüksek işler çalışmış. Belki de en zor parfümü Arquiste'e tasarladığı Nanban'dır... Haliyle bu abimizin parfümlerini deneyeceğim zaman içim çok rahat oluyor, genele hitap oranının yüksek oluşu nedeniyle. Konuya geçecek olursak; John Varvatos için 2017 yılında tasarlamış olduğu Artisan Pure'ü, markaya olan performans endeksli ön yargım nedeniyle epeyce bir süre geç denemiş oldum. Basitçe şimdiye kadarki en başarılı Artisan bu bence. Parfüm yazlık, haliyle kalıcılık zayıftır ve klasikleşmiş, sıradan baz sucul notalar üzerine limon, mimon eklenmiştir gibi canlanıyor insanın zihninde. Son çıkan yazlık designerlar düşünülünce normal tabi ama burada Artisan Pure 2017 de öyle güzel bir iş çıkarmış ki, bence hala geçebilen olmamış. Neredeyse sıfır sentetik hissiyat, gerçekçi ve doğal hissettiren mandalina, limon, bergamot karışımı, bu ekşilik içerisine yerleştirilmiş yeşil nüanslar ve bu ailenin bir arada durmasını sağlayan miskli odunsu dokunuşlar... Kullanırken bol bol sıkıyorum acımadan. Çünkü çok fazla pozitif hissettiriyor. Minimal, serin ve lezzetli. Performansına gelecek olursak, kesinlikle Artisan serisinin en tepe performanslarından. Tende kudurukça iğrençleşmiyor, miskli odunsuları eline yüzüne bulaştırmıyor. Ortalamanın birkaç tık üzerinde kalıcılık ve yayılımı var galiba. Ben çok fazla hissediyorum kokuyu ama etrafa ne kadar yayıldığını bilmiyorum. Son zamanlarda denediğim ve kullanmaya başladığım en güzel yazlıklardan oldu. Geç tanıştık sadece... Ucuz yazlık yelpazenizde denemeye yer ayırın derim. Bu arada parfüm gayet erkeksi bir yazlık. Bu da beğenimi kazanmasında etkili oldu. Unisex yazlıklardan baygınlık geldi...

Anatole Lebreton | Grimoire
aşırı keskin limonî ilk patlamadan birkaç dk. sonra kesif kimyon, ince tozlu odunsu-otsu tütsülü asıl yapısına bürünüyor. otlarda lavanta ve fesleğen aromatikliği başlarda net gittikçe lavantanın samanlı tatlı yapısı kalıyor. odun-misk yapısında atlas sedirinin saydam ballı yağlı odunu ile kiehl's orig. musc benzeri kirlilikte beyaz tozlu bir misk hissi var. tütsü yapısı tanıdık afrika buhuru-texas sediri tarzı nisbeten bilindik.

La Via del Profumo | Hindu Kush
odunsu tütsü tarafında sedir talaşsı hissiyat ve afrika buhuru önde. ferah yarı acı yeşilinde çam-galbanum-haiti vetiveri ve yağlı tatlı odunsuluğunda mysore sandal dokusu var. baharat kısmı yoğun değil ama karmaşık. belirtilen zencefil ve muskat net. sona doğru baharatlar geride. labdanum ve mangomsu meyveli bir taraf tatlılığına ek. zihnimdeki imge ile uyumlu bir kenevir olmak için yumuşak bir yeşil. pek alışılmadık yeşilli-meyveli güzel bir tütsü.

La Via del Profumo | Tabac
limonotu-feslegen hisli hafif çiğ keskin yeşil ilk patlamadan sonra yeşil yapı otsu hissini kaybedip yumuşuyor, tatlı pişkin hafifçe yanık ince tozlu saydam bir tütün ortaya çıkıyor. tatlılıkta labdanum ve yeşil umman buhuru hissi var. güçlü koyu bir tütün yapısı yok. yeşil tatlı yumuşak reçineli zayıf tütün.

Caron | Narcisse Noir (vintage)
sert otsu, yosunsu, derili, demirli Bandit'i hatırlatan(birazının sorumlusu isobutyl quinoline?) yırtıcı bir başlangıç sonrası hafifçe indolik yasemin-portakal jöleli, tütsülü, civetli, hafifçe tozlu polenli gittikçe yumuşayıp ballanan nefis bir nergis. birkaç kişi farketmiş orta-son Satya Nag Champa'sının aroması ile cidden yakın.

Alev alev, çıtır çıtır ve damakta eriyen; yapış yapış şerbeti ve akışkan kakao kaplaması ile ruhu eriten; kınından çıkan keskin bıçak ile yarılmış büyük kestaneler…
Eğer siz de Bursa’nın bu müthiş devasa kestanelerinin çiçeğini koklamadıysanız ve asla koklayıp onu yaramayacağınızı düşünüp üzülüyorsanız sakın üzülmeyin!!!
Nesrin Kestane Çiçeği kolonyası tüm bu umutsuzluğunuza son vermek ve bol heliotroplu, ballı, tonkalı, vanilinli ve hindistancevizli aroması ile keskin ve çiziğiyle yaracak bıçaklarını bekliyor…
Tabi ki bedava değil ancak bedelini ödediğinizde sizi kısacık ama paha biçilmez bir rüyaya davet ediyor.
Nesrin Kestane Çiçeği Kolonyaları, Nilüfer, BURSA.

F. Bianchi | Sex and The Sea Neroli
aşırı tatlı aşırı jöleli yumuşak neroli ile bir müddet sulu devam edip, oturduğunda destekçi olarak Under My Skin benzeri yağlı sert pudralı-irisli bir doku ile tatlılığı soğutan bolca vanilya ile kuruyor.

La Via del Profumo | Oakmoss
iyice oturana kadar neredeyse saf bir vetiveril asetat yapısı var. keskin, köksü ve yırtıcı. ilerledikçe çok hafif tatlı odunsu tütsü de buna ek. meşe yosunu ancak sona doğru minimal. basit kaçmış.

Chanel Allure Homme Sport Cologne.
Hayatımda bu kadar gerçekçi limon ve limonsu notalar içeren bir koku denememiş olabilirim. Cidden bildiğiniz limon ve limon kabuğu karışımı bir şekilde açılıyor koku. Zamanla hafif odunsu ve otçul notalar da devreye giriyor. Yaz sıcağı için diğer Allure Homme Sport’lara göre çok daha uygun. Diğerlerindeki o tatlılık da bunda hiç yok. Biraz göz ardı edilen bir flanker olmuş. Adı cologne olsa da konsantrasyonu EDT, o yüzden kalıcılığı da iyi. Benim bu serideki favorim oldu.