- Katılım
- 13 Mar 2022
- Mesajlar
- 805
Nişlerin önemli bir kısmının abartıldığını düşünüyorum.
Niş konusunda deneyimli olduğumu söyleyemeyeceğim. Ama denediklerimin bazılarında parfümlere kalıcılığını veren dip akorların volümünün performans uğruna iyice yükseltildiğini ve dengeyi bozarak tutarlı bir kompozisyondan iyice uzaklaşıldığını düşünüyorum. Ya da "kompleks" bir yapı oluşturmak uğruna her telden akorun aynı anda çalındığı denemeler görüyorum.
Hammaddelerin kalitesi de (emin miyiz, o etiketlerin bunun göstergesi olduğundan?) ortaya çıkan şeyin estetik kalitesini garantilemiyor. Yapılan işte bir tasarım fikri, bütünü oluşturan parçalar arasında benzerlik veya zıtlıktan temellenen bir bütünlük ve denge yoksa, estetik haz vermiyorsa ortada iyi bir kompoziyonun varlığından söz edemeyeceğimiz gibi, "farklı" olmak uğruna "en kaliteli" malzemeleri "şaşırtıcı" bir biçimde üstüste yığmak da iyi bir tasarımı garantilemiyor.
Özetle, niş dünyası bu sebeple beni pek sarmadı, hep biraz şüpheyle yaklaştım. Bazı çok övülen parfümleree hak verdim, bazıları içinse "kral çıplak" diye bağırasım geldi. Herşeyin en "kaliteli"sine, en pahalısına sahip olmak isteyen bir kitlenin "seçkinlik" arzusuna oynayan bir kandırmaca oyununun içindeymişim gibi hissettim.
Modaevi/designer'larda durum farklı mı? Pek sayılmaz. Bu parfümlerin ortaya çıkışı da aslında asıl moda ürünlerine erişemeyecek kitlelerin lüks arzusuna en azından parfüm gibi nispeten erişilebilir ürünlerle sahip olmasını sağlamak. Parfümlerde de sürekli olarak kendini yenileyen bir moda/demode döngüsü var. Bu döngünün devamlılığı için yeni olanın abartılması, çılgınca tüketilmesi, sonra bıkkınlık verip daha yenilere yer açmak için bir kenara atılması gerek. Kişisel olarak bu döngüyle de ilgilenmiyorum. "Neden bu kadar popüler oldu" diye anlamaya çalışıyorum sadece, erişebildiğim nişlerle olduğu gibi.
(İlgimi çeken şey, öncelikle onyılları devirmiş, zamana ve değişen modalara direnebilmiş parfümleri deneyimlemek, kompozisyonlarını okuyabilmek, anlayabilmek. Pratik olarak düşününce de belli türlere yoğunlaşıp kendim için odaklanmış bir koleksiyon oluşturabilmek.)
Belki de ben önyargılıyımdır, ya da nişleri anlayabilecek kadar ince bir zevke erişememişimdir / erişemeyeceğimdir.
Niş konusunda deneyimli olduğumu söyleyemeyeceğim. Ama denediklerimin bazılarında parfümlere kalıcılığını veren dip akorların volümünün performans uğruna iyice yükseltildiğini ve dengeyi bozarak tutarlı bir kompozisyondan iyice uzaklaşıldığını düşünüyorum. Ya da "kompleks" bir yapı oluşturmak uğruna her telden akorun aynı anda çalındığı denemeler görüyorum.
Hammaddelerin kalitesi de (emin miyiz, o etiketlerin bunun göstergesi olduğundan?) ortaya çıkan şeyin estetik kalitesini garantilemiyor. Yapılan işte bir tasarım fikri, bütünü oluşturan parçalar arasında benzerlik veya zıtlıktan temellenen bir bütünlük ve denge yoksa, estetik haz vermiyorsa ortada iyi bir kompoziyonun varlığından söz edemeyeceğimiz gibi, "farklı" olmak uğruna "en kaliteli" malzemeleri "şaşırtıcı" bir biçimde üstüste yığmak da iyi bir tasarımı garantilemiyor.
Özetle, niş dünyası bu sebeple beni pek sarmadı, hep biraz şüpheyle yaklaştım. Bazı çok övülen parfümleree hak verdim, bazıları içinse "kral çıplak" diye bağırasım geldi. Herşeyin en "kaliteli"sine, en pahalısına sahip olmak isteyen bir kitlenin "seçkinlik" arzusuna oynayan bir kandırmaca oyununun içindeymişim gibi hissettim.
Modaevi/designer'larda durum farklı mı? Pek sayılmaz. Bu parfümlerin ortaya çıkışı da aslında asıl moda ürünlerine erişemeyecek kitlelerin lüks arzusuna en azından parfüm gibi nispeten erişilebilir ürünlerle sahip olmasını sağlamak. Parfümlerde de sürekli olarak kendini yenileyen bir moda/demode döngüsü var. Bu döngünün devamlılığı için yeni olanın abartılması, çılgınca tüketilmesi, sonra bıkkınlık verip daha yenilere yer açmak için bir kenara atılması gerek. Kişisel olarak bu döngüyle de ilgilenmiyorum. "Neden bu kadar popüler oldu" diye anlamaya çalışıyorum sadece, erişebildiğim nişlerle olduğu gibi.
(İlgimi çeken şey, öncelikle onyılları devirmiş, zamana ve değişen modalara direnebilmiş parfümleri deneyimlemek, kompozisyonlarını okuyabilmek, anlayabilmek. Pratik olarak düşününce de belli türlere yoğunlaşıp kendim için odaklanmış bir koleksiyon oluşturabilmek.)
Belki de ben önyargılıyımdır, ya da nişleri anlayabilecek kadar ince bir zevke erişememişimdir / erişemeyeceğimdir.
Son düzenleme: