- Katılım
- 20 Haz 2017
- Mesajlar
- 8,890
Moda ve kozmetik dünyasında belki de iki devinden biridir Yves Saint Laurent. (Bir diğeri de benim nazarımda Chanel’dir.) Le Vestiaire (vestiyer) koleksiyonu da aslında kendi giysi tasarımlarını üst segment parfümlerine vermiş olduğu isimleriyle karşımıza çıkan bir seri. Bu seriden siyah şişelerde ise markanın eski merkez ve mağazalarının adreslerinin isimlerini kullanmayı tercih etmekteler. İşte 24 Rue de L’Universite de bu adreslerden birisi.
Parfümün yaratılma sürecinde marka parfümör olarak pek başarılı işlere imza attığı söylenemeyecek ancak deri notası konusunda bu nota ve akorlarını başarılı şekilde kullandığını söyleyebileceğim Fabrice Pellegrin ile çalışmayı tercih etmiş.
Parfüm temel olarak 3 fazlı bir yapıda. Alışık olunmamış bir deri çalışması olduğunu söyleyebilirim. Klasik deri yorumları “Rus derisi ve İspanyol derisi” olarak adlandırılabilirken son dönemde klasik ekollerin dışına çıkan bir sürü deri yorumu da karşımıza çıkmakta. 24 rue da bu klasik çizginin dışına taşmış işlerden. Tekrar parfüme dönersek bu 3 fazlı yapı oldukça etkileyici.
Parfümü teninize sıktığınız an bolca tütsü karşınıza çıkıyor. Bu tütsü acımsı ve oldukça rahatsızlık verici. Sanki bir orman yangınından kaçıyormuşsunuz da etrafınızda yanan ağaçlar ve yanık deri kokularının arasında kalmış dumanla boğuşuyorsunuz gibi dehşete düşürücü derecede dumansı. Açılışın bu kadar sert olması oud notası efektini vermek kullanılan cypriol’ün de bu tütsü notasıyla iç içe geçmesi olabilir.
Açılışında bu kadar sert olan parfüm durdukça oldukça naif bir sandal notasını hissettirmeye başlıyor. Ancak henüz tam olarak kendini göstermeyen bu sandal ağacı öncesinde parfümde bir miktar tütsü ve oud akorunun (cypriol) hafiflemesiyle meşhur bir Tom For çalışması olan Oud Wood benzeri yapıya bürünmekte. Daha odunsu, daha karanlık ve daha dumansı bir oud wood ile karşılaşmanıza sebep oluyor.
Parfüm artık iyice kalp notalara geçmeye başladığında karşınızda Kilian – Sacred Wood’dan da gördüğünüz süt ve sandalın iç içe geçmiş olduğu hafif soğuk mat bir sandal akoru ile kendini gösteriyor. Orta notalar sandaldan kaynaklı hafif bir tatlılığa kavuşuyor. Açılışındaki o zorlayıcı yanıksı süet deri akoru ve dumandan eser yok. Yangından sonra kendinizi kurtarmış gibi sıcaklığın uzaklaştığını ve teninize değen o soğuk rüzgârın verdiği rahatlama hissi gibi kalp notalarda açılıştaki zorlama sonrası kullanıcıya kremsi bir sandalla sakinlik veriyor.
Dip notalarda sandal artık başlı başına karşınıza çıkıyor. Dip notalarda belki iddialı olacak ama Le Labo – Santal 33’ün daha kullanılabilir ve daha güzel hali ile karşınıza çıkmakta. Böylece kuruyup parfüm teninizden ayrılıyor. Giyside oldukça kalıcı olan parfüm tende de 16 saati görmekte. Markanın en kült işlerinden olacak oldukça değerli bir çalışma diyerek yazımı bitiriyorum.
Parfümün yaratılma sürecinde marka parfümör olarak pek başarılı işlere imza attığı söylenemeyecek ancak deri notası konusunda bu nota ve akorlarını başarılı şekilde kullandığını söyleyebileceğim Fabrice Pellegrin ile çalışmayı tercih etmiş.
Parfüm temel olarak 3 fazlı bir yapıda. Alışık olunmamış bir deri çalışması olduğunu söyleyebilirim. Klasik deri yorumları “Rus derisi ve İspanyol derisi” olarak adlandırılabilirken son dönemde klasik ekollerin dışına çıkan bir sürü deri yorumu da karşımıza çıkmakta. 24 rue da bu klasik çizginin dışına taşmış işlerden. Tekrar parfüme dönersek bu 3 fazlı yapı oldukça etkileyici.
Parfümü teninize sıktığınız an bolca tütsü karşınıza çıkıyor. Bu tütsü acımsı ve oldukça rahatsızlık verici. Sanki bir orman yangınından kaçıyormuşsunuz da etrafınızda yanan ağaçlar ve yanık deri kokularının arasında kalmış dumanla boğuşuyorsunuz gibi dehşete düşürücü derecede dumansı. Açılışın bu kadar sert olması oud notası efektini vermek kullanılan cypriol’ün de bu tütsü notasıyla iç içe geçmesi olabilir.
Açılışında bu kadar sert olan parfüm durdukça oldukça naif bir sandal notasını hissettirmeye başlıyor. Ancak henüz tam olarak kendini göstermeyen bu sandal ağacı öncesinde parfümde bir miktar tütsü ve oud akorunun (cypriol) hafiflemesiyle meşhur bir Tom For çalışması olan Oud Wood benzeri yapıya bürünmekte. Daha odunsu, daha karanlık ve daha dumansı bir oud wood ile karşılaşmanıza sebep oluyor.
Parfüm artık iyice kalp notalara geçmeye başladığında karşınızda Kilian – Sacred Wood’dan da gördüğünüz süt ve sandalın iç içe geçmiş olduğu hafif soğuk mat bir sandal akoru ile kendini gösteriyor. Orta notalar sandaldan kaynaklı hafif bir tatlılığa kavuşuyor. Açılışındaki o zorlayıcı yanıksı süet deri akoru ve dumandan eser yok. Yangından sonra kendinizi kurtarmış gibi sıcaklığın uzaklaştığını ve teninize değen o soğuk rüzgârın verdiği rahatlama hissi gibi kalp notalarda açılıştaki zorlama sonrası kullanıcıya kremsi bir sandalla sakinlik veriyor.
Dip notalarda sandal artık başlı başına karşınıza çıkıyor. Dip notalarda belki iddialı olacak ama Le Labo – Santal 33’ün daha kullanılabilir ve daha güzel hali ile karşınıza çıkmakta. Böylece kuruyup parfüm teninizden ayrılıyor. Giyside oldukça kalıcı olan parfüm tende de 16 saati görmekte. Markanın en kült işlerinden olacak oldukça değerli bir çalışma diyerek yazımı bitiriyorum.
Son düzenleme: