Robert Piguet - Visa

fragranstein

Eau de Toilette
Katılım
17 Kas 2015
Mesajlar
77
"Korkuyor musun?"

Genç kadın, adamın gözlerine biraz tereddütle ve üzgünce baktıktan sonra bakışlarını, yatağın sol tarafındaki komidinin üzerinde duran alın kolyesine doğru çevirdi. Kolyeye doğru bakarak:

"Korkmuyorum! Sadece bunu yaparak nereye varmak istediğinizi anlayamıyorum."

Dudaklarını ısırır gibi bir hareketle adama doğru baktı. Konuşması, gözü kamaştıran bir şimşek ve kulakları sağır eden bir gökgürültüsü ile kesildi. Kadın hiçbir korku belirtisi göstermedi. Genç adam, kemikli parmakları ile yatağın kenarına tutunmuş dikkatli bir şekilde kadına bakmaya devam ediyordu. Gözlerini mücevhere doğru çevirdi. Kolye, ortasında özenli bir kesme ile yerleştirilmiş aquamarin taşına ve su yolu olarak tanımlanan bir zincir işlemeye sahipti.

Kısa bir sessizlik oldu. O esnada kapı çalındı. Gelen Moural idi ve elindeki bir tabak içerisinde meyveler vardı. Önce Imovel'e ardından hanımefendiye selam verdi:

"Efendim.. Lady'im.. Sizin için meyve getirdim."

"İstemem!". Kadının sesi sertti.

Hizmetli sorar gibi gözlerle genç efendisine doğru baktı ve onay aldıktan sonra komidinin kenarına tabağı iliştirirken, portakal, armut ve şeftalinin kokusu odada gezmeye başlamıştı bile. Imovel başını pencere tarafına doğru çevirdi ve pencerenin kenarına doğru yürümeye başladı. Moural, başka bir şeye ihtiyaçları olup olmadığını sorduktan sonra kapıyı örtüp çıktı.

"Bak Lady Charinal, buraya neden geldiğini anlamam için bana yardımcı olmalısın. Seni esir tuttuğumu düşünüyor olabilirsin. Belki bir bakıma öyle ama aslında tam olarak öyle değil.. yani, kendini Tanrı'nın yolunda ilerlemeye adamış birinin, büyücüler diyarında ne aradığını buradaki herkes merak ediyor."

Sesi biraz alaycıydı ve konuşmaya devam etti:

"Yoksaa.. ışıkta gezmekten sıkılıp yolunu değiştirmeye mi karar verdin?"

Charinal kollarını bağlamış yatağında öylece oturuyordu ve direkt karşıya bakıyordu. Sırtını yasladığı yastıklara doldurulmuş olan vetiver pamuk karışımı dolgu malzemesi, kızın sırtının sıcaklığı ile odaya buruk bir koku yaymaya başladı. Charinal ağır ağır konuştu:

"Bir görüntü gördüm... Bir vizyon... senin geleceğin ile ilgili..." Yüzünü yavaşça adama doğru çevirdi. Imovel pencereden dışarı, derin karanlığa doğru bakıyordu. Karanlık o kadar derindi ki, pencerede kendi yansıması bile gece tarafından yutulmuştu. Tekrar sessizlik oldu. Imovel'in şiddetli öksürüğü ile sessizlik yeniden bölündü ve sesine hakim olduğuna kanaat getirdikten sonra konuşmaya başladı:

"Bir vizyon.. bir ışık rehber tarafından. Hem de benim gibi gölgelerden yürüyen yaşlı bir ruh için."

Yüzüne o çok tanıdık alaycı gülümseme yerleşmişti:

"Neyin karşılığında?" Yüzünü kadına doğru çevirdi.

"Bu lanetli kulenin içinde bile sevgiyi hissedebiliyorum Imovel. Bu derin karanlığına rağmen bir umut ışığı.. Bu soğuk gece kadar karanlık taş duvarların ardında kalplerimizi ısıtan güneşi görebiliyorum." Kadının gözleri ışıkla parlıyordu ve konuşmaya devam etti:

"Bir yükseliş süreci yaşayacaksın.. bir geçiş. Kendi gerçekliğinin ötesine geçeceğin bir kapı göreceksin. Aslında şimdiden o kapıyı aramaya başladın bile ama.. yanlış yerde." Son cümlesi bir fısıltı gibi çıkmıştı. Imovel konuşmadı, cevap verme ihtiyacı hissetmedi.. çünkü cümleler ona çok gerçekçi geliyordu. Özellikle son cümleler. Ama bir anlam veremiyordu. Dışarıda yağmurdan önce başlayan fırtınanın uğultusu pencerelerin boşluklarında ıslık çalmaya başlamıştı. Genç hanım üşüdüğünü hissetti ve örtüyü üzerine doğru çekti.

"Çalışma zamanı Lady çokbilmiş.. iyi geceler.. şimdilik." Kendince komik olduğunu düşündüğü yeni tanımlamasını söyledikten sonra, alın kolyesini, tabaktan da bir dilim armut ve bir dilim şeftaliyi alıp hızlıca kapıya yöneldi.

"Benim için geleceklerdir Imovel."

Kızın konuşmasıyla Imovel bir an durdu. Sonra kapıyı hızlıca açıp çıktı ve ardından kapının kilitli kalmasını sağlayacak tılsımı söyledi. Yedinci katın koridorunda bordo renkli uzunca bir halı seriliydi ve bu kat pek kullanılmadığı için halı yeni gibi duruyordu. Hızlı ve süzülen adımlarla, meyveler eşliğinde duvarlarda yanan loş mumları titreterek koridoru bir baştan bir başa geçti. Koridorun sonundaki odanın kapısının kenarında duran sehpanın üzerindeki şamdanı aldı ve üzerindeki mumları yaktı, kapıyı hızlıca açtı ve içeri girip kapıyı kapattı. Gündüz bıraktığı not defterini buldu ve açtı. Alın kolyesinden edinebildiği bilgilere tekrar göz gezdirdi. Aklı bir türlü almıyordu. Masanın arkasında yer alan dolabın alt gözünü açtı ve ufak bir şişe çıkardı. Menekşe yağından, birkaç damlayı bileklerine damlattı ve parmaklarıyla yavaşça yaydı. Menekşe yağının kokusu ile gerginliği biraz azalmıştı.

Biraz daha oyalandıktan sonra toplantıya katılmak için vaktin geldiğini hatırladı. Defterini tekrar yerine koyup mumları söndürdü ve odadan çıktı. Aşağıda doğru inen merdivenlere yaklaştığında duvarlardan tıkırtılar geldiğini duydu. Rüzgardan dolayı sallanan ağaçların dalları duvarları dövüyor olmalıydı. Çok önemsemeden merdivenlere doğru yöneldi ve kafasında toplantının konularını toparlamaya çalıştı.

Ay yeniden göğün tepesinde göründüğünde toplantı başlamıştı. Alın kolyesinin ortaya çıkışı ve sahip olduğu güçler ile ilgili, Büyücüler Meclisi'nin bir neticeye varması gerekiyordu. Imovel ise aslında daha tam olarak bu mücevherin (belki silah demeliydi) ne işe yaradığını bile bilmiyordu ve işin ilginç tarafı, oturum başkanlığı görevi de kendisine verilmişti. Genç büyücü, U şeklinde sandalağacından yapılmış büyük masanın baş kısmında ayakta dikiliyordu. Masadan gelen koku, meyvelerden kalan tatlar ile karıştığında keyif verici bir tat oluştu ağzında. Göz ucuyla içeridekilere baktı. 30 kişiden fazlaydılar. Bir durgunluk anında Moural ve bir yardımcı daha, içeriye ellerinde ağızlarına kadar dolu meşe sürahiler ile geldi. Odaya yayılan kokuya bakılırsa bergamotlu bir içecek gelmişti. Kendini gergin ve boğazının kurumuş olduğunu hissettiği böyle bir anda, Imovel için gerçekten ferahlatıcı bir kurtarıcı olmuştu. Herkes sırayla fikrini söyledi, konuştu, saatler ilerledi.. bir ara kuruyan boğazına ölmez otlu bir çayla hizmetlilerden biri yetişti. Çayı içtikçe genç büyücü terlemeye başladı ve boynunda asılı tılsımı taşıyan deri kesenin kokusu burnuna buruk buruk koktu. Genç büyücü için ızdırap dolu bir toplantı olmaya devam ediyordu. Aslında onun aklı kolyede falan değildi. Kızı düşünüyordu. İyi ama neden? Aşık mı oluyordu? Çok saçma bir düşünceydi. Tam düşünceler arasında dalmışken kızıl cübbeli büyücülerin temsilcilerinden Setrigelix geceyi aydınlatan cümleyi kurdu:

"Et Per Portam, Et Visa Est!"

Sesi gür çıkmıştı ve herkes bir anda dönüp ona bakmıştı.

"Bu bir geçiş izni!" dedi daha sakince. Setri 50'li yaşlarında kısa hafif kır saçlı, traşlı temiz yüzlü oval bir yüze sahipti. Uzun ve ince bir yapısı vardı. Bir insan erkek için oldukça zarif sayılırdı.

Odada uğultular başladı. Imovel bir anda kaybolduğu karanlıktan çıkıp odaya geri döndü ve tam konuşmaya başlayacakken sesi büyük bir gökgürültüsü ile yutuldu. Sesler çekilince:

"Neyin geçiş izni? Nereye geçiş izni?" diyiverdi yine o alaycı tavrıyla.

Bu soruları sorarken, kemikli parmaklarını masanın üzerine nazikçe koydu, kaşlarını kaldırıp hafif yan bir şekilde Setrigelix'e baktı.

"Başka bir aleme!" Setri'nin sesi net ve gürdü. Odada çıt yoktu. İki adam birbirine dikkatlice bakıyordu. Birbirileri hakkında ne düşündükleri belirsizdi. Sessizliği Imovel bozdu:

"Anlıyorum. Ama neden eski lisanda konuştuğunu henüz anlayamadım.. çok da önemli değil. Bu bilgiyi nasıl edindiğinizi de değerlendirmeye alacağımıza emin olabilirsiniz Setrigelix.. Beyaz cübbeli kardeşlerimizin bu konuda bir fikri yok mu? Yoksa, onlar da Charinal'ın sırrını saklamaya mı çalışıyor?.."

Imovel odaya keskin bir bakış attı. Kimseden ses çıkmıyordu.

"Pekala değerli temsilciler. Bu akşamlık toplantımız sona erdi. Çalışmalarımızı devam ettirip sonuçları paylaşmaya devam edeceğiz." Sözler sonlanırken bir öksürük nöbeti Imovel'in dik sırtını kamburlaştırdı.

Setrigelix hoşnutsuz bir bakış atıp genç büyücü hakkında düşüncelere daldı. "Bu kadar genç bir insan, bir kara büyücü ve oturuma başkanlık ediyor. 100 yaşındaki bir adam gibi öksürüyor, kan kusuyor. Ruhu tarih öncesinden gelmiş gibi."

Imovel rahat nefes almak için kulenin dışına çıkmak üzere kapıya yöneldi. Tam oda kapısına geldiğinde, üyelerden biri aniden arkasını dönerek Imovel'e çarptı ve genç adamın üzerindeki keselerden biri düştü. İçinde toz vanilya barındıran kesenin ağzından koku hemen yayılıvermişti. Kısa bir özürleşme merasiminden sonra genç büyücü yoluna devam etti. Dışarı çıktığında yağmur başlamıştı. Cübbesine iyice sarınarak kulenin arkasındaki sundurmaya doğru yürüdü. Sundurmanın duvarını saran portakal çiçekleri ve yılan otu (ylang ylang) kokusu, yağmurun taze havasıyla birleşince rahatlık hissi veren bir atmosfer oluşturdu. Sundurmanın içinde arka tarafta yer alan tahta oturağa oturdu. Yanında, karanlıkta belli belirsiz görünen siyah güllerin ıslandıkça yaydığı buruk koku, bu kez gökyüzünde değil kendi zihninde şimşekleri çaktırdı.

"Eğer gerçekten başka bir aleme geçişi sağlıyorsa o zaman bunu kullanmayı öğrenebilirim ve geçmişte yer alan, bilginin direkt kaynağındaki kişilere ulaşabilirim." Gözlerinde ışıklar bahçenin öteki tarafından bile görülebilirdi. Çok keyiflendi. Elini cübbesinin iç ceplerinden birine attı ve piposunu çıkardı. Diğer tarafından üç kese çıkardı. Bu kez tütün yoktu! Paçuli yaprakları, bir tür reçine ürünü olan benzoin ve vanilya tozundan bir karışım yaparak piposunun ucuna yerleştirdi. Sadece bu halde bile enfes baharatlı tatlı bir koku yayıyordu. Pipoyu yaktı. Bir nefes çekti.. ardından, mücevheri kullanmayı öğrendikten sonra yapacağı ilk icraati bile düşünmüştü: Başka alemlere bir pencere açacaktı!

Gözlerindeki ışıklar, binanın zifir gölgeleri arasında parlamaya ve ruhundaki ateşi harlamaya başlıyordu. Charinal'nın gelişine bu kadar sevineceğini hiç düşünmemişti. Şimşekler artık sessizce uzakta çakmaya ve yağmur bulutları yavaş yavaş uzaklara gitmeye hazırlanırken, zihni yine gece yarısı karanlığı ile aydınlanmaya devam etti.
..

Visa ilk olarak 1945 yılında parfümör Germaine Cellier tarafından Robert Piguet modaevi için tasarlanmış. Bu koku daha sonra 2007 yılında, parfümör Aurelien Guichard tarafından yeniden yorumlanmış. Şu an kullandığımız Visa da bu ikinci yorumun neticesi.

Üst Notaları: Bergamot, Menekşe Yaprakları, Armut, Şeftali, Portakal

Orta Notaları: Portakal Çiçekleri, Ylang Ylang, Gül, Ölmezotu

Alt Notaları: Vetiver, Deri, Vanilya, Benzoin, Paçuli, Meşe Ağacı, Sandalağacı

olarak açıklanmış. Ürününün mottosu olarak adlandırılan "vizenizi alacaksınız" tanımlamasını ben hikayemde bir yükseliş, bir basamak atlama olarak nitelendirdim. Zira kokunun verdiği hissiyat kesinlikle bilinçlenme ve aydınlanma olarak adlandırılabilecek, belki biraz ağır ama kesinlikle yoğun şekerli olmayan asil, olgun bir koku. Meyvemsi bir tatlılık ile açılan, sonra yerini derimsi ve ahşabımsı bir tatlılığa bırakan, derinliği olan bir yapısı var. Gündelik kullanıma uygun olmamakla birlikte, genel beğeniye uygun olduğunu düşünüyorum. Her iki bahar ve kış mevsiminde rahatlıkla kullanılabilir. Gece kullanımı daha sofistike bir hava verebilir.

İçeriği oldukça zengin ve eski tip kokuların bariz izleri var (meşe, ölmezotu ve ylang ylang). Unisex kullanıma uygun ama yine yaş sınırına takılma ihtimaliniz var. Bana göre 30 yaşın altındaki bay ve bayanlara çok gitmeyecek bir koku. O gerçekten Vizeyi almayı hakeden, zorlukların içinden geçmiş, belli bir kademeye kadar kendini getirmiş ve 30 yaş Satürn döngüsünü tamamlamış, hayatın içine iyiden iyiye dalış yapmaya hazırlanan kişilerin kokusu olmalı (Satürn döngüsü: Bir kişi doğduğu anda Satürn gezegeni, kendi doğum haritasında neredeyse, yaklaşık 30 yıl sonra aynı yere tekrar gelir ve bu durum, kişide yepyeni bir hayat anlayışı döngüsü başlatır).

Bu yüzden, vizenizi neresi için alacağınıza iyi karar vermeniz gerekiyor. Visa, gitmek istediğiniz yere sizi götürmek için hazır. Peki ya siz?



 

MD

Founder Administrator
Yönetici
Katılım
16 Mar 2015
Mesajlar
2,286
Vizemi alamadım ben daha yaş itibariyle sanırım, bekliyoruz :)


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
 

fragranstein

Eau de Toilette
Katılım
17 Kas 2015
Mesajlar
77
Vizemi alamadım ben daha yaş itibariyle sanırım, bekliyoruz :)


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi

Estağfurullah, Satürn döngüsü sonrası işlerin rengi değişiyor. Hakkınızda hayırlısı olsun Mehmet hocam.
 
  • Beğen
Tepkiler: MD

debian_lnx

Eau de Parfum
Katılım
13 Şub 2016
Mesajlar
297
Hediye decant olarak gelmişti ama yanılmıyorsam 1949 cıkışlı bir parfüm yoğun gelmişti bana begenmemiştim
 

hazalb

Eau de Cologne
Katılım
16 Şub 2023
Mesajlar
32
Robert piguet nin parfümleri zor bulunuyor. Türkiye distribütörü hangi firma biliyor musunuz?
 
Üst