Rosa Del Rey
Eau de Parfum
- Katılım
- 4 Haz 2017
- Mesajlar
- 186
İlk olarak Rammstein ve Parfüm mü dediğinizi duyar gibiyim ! Parfümleri görür görmez bende aynı tepkiyi verdim. Ülkemizde popüler olmamaları sebebiyle Rammstein'ın parfüm tasarımları hakkında bir bilgim yoktu. Fakat ilgi çekici şişesi sayesinde bir şans vermek istedim. En beğendiğim koku olan ''Rosenrot (Gül Kırmızısı)''dan bahsetmek istiyorum. Eğer bir Alman gibi telaffuz etmek isterseniz, gırtlaktan yumuşak-sert ortası ''Ğoozınğoot'' demeniz yeterli :)
Rammstein, Türkiye'de de oldukça fazla hayranı olan, dünyaca bilinen bir Alman Rock grubu. Böyle deyince akıllarda ''Paris Hiltonvari Juicy Couture klonu celebrity parfümü(Rock grubu olsa da )'' canlanıyor olabilir. Fakat denediğim 3 kokunun da bununla hiçbir alakası yoktu(Rosenrot, Diamant, Kokain). Rammstein sosyal konulara sürekli değinen, politik ve sert mizaçlı bir grup. Kokularını da kesinlikle buna göre tasarladıklarını söyleyebilirim. Kokuları sıkar sıkmaz yüzünüze metalik bir açılışın vurduğunu hissediyorsunuz ve kokuyu ya direkt geri yerine bırakırsınız ya da açılmasını beklersiniz. Ortası olmayan bir durum.
Rosenrot'a gelecek olursak... Parfüm ismini Rammstein'ın ''Rosenrot'' adlı meşhur parçasından almakta. Parça açık ara benim de favorim, içerisinde bir sürü gizli anlamlar barındıran, özel bir şarkı. Şişe tasarımı gayet dikkat çekici ve punk-rock tarzına uygun üretilmiş(Grunge never dies!). Kırmızı güllerle kaplı ağır şişesinin kapak kısmı, zımbalı bir detaylı kaplanmış, üzerinde de Rammstein'in amblemi yer almakta.
Kokunun notalarına gelecek olursak:
Orta Notalar
Pembe Gül, Tütsü
Base Notalar
Kaşmir Ağacı, Sandal Ağacı, Kehribar
Kokuyu sıkar sıkmaz metalik nota suratınıza bir zehir gibi çarpıyor. Bu metalikliğin içinde yavaşça kırmızı güllerin kokusunu duyumsuyorsunuz. Nasıl anlatsam, ne Bulgar Gülü ne Türk Gülü farklı bir Gül olduğunu hissediyorsunuz, sanki gizemli ve tehlikeli gibi. Parfüm açıldıkça yine kuru bir hissiyatla tütsü ve kehribarı hissettiriyor. Parfüm açıldıkça kehribar ve sandal ağacı, gül yoğunluğunu biraz kırıp ferah bir hava katıyor. İnsanı karlı , fırtınalı bir havada üzerinde bir kırmızı gül bulutuyla saran bir koku.. Bazı kokular sanki karlı havalara aittir ve sizi sıcacık bir battaniye gibi sarar (Bknz. Serge Lutens- Santal Majuscule) fakat bu koku metalik olması sebebiyle üzerinize bir zırh gibi giyiyorsunuz sanki, sarıp sarmalamıyor ama gül ona yine de oryantallik ve sıcaklık katıyor. Parfüm açıldıkça sert metalik havası kırılıyor ve gül notası hep sizinle kalıyor. Parfüm tek bir notadan yapılmış deselerdi kesinlikle ''Kurutulmuş, Kan Kırmızısı Güllerden'' derdim. Parfümü ilk, 50 yaş üzeri vintage aldehit, gül yoğunlukta parfüm kullanan hanımlara yakıştırdım fakat 5 dakika geçtikten sonra yanıldığımı anladım. Bu parfüm oldukça modern kokuyordu, evet belki yine olgun ama modern. Parfüm denildiği gibi unisex, iyice açıldıktan sonra bile ben maskülen tarafının daha ağır bastığını düşünüyorum. 40 yaş üzeri yün kaban ve deri eldiven giymiş, küçük bir Alman kasabasında karlı yolda yalnız başına yürüyen bir adam canlandı gözümde ve arkasında bıraktığı gül kokusu. Evet belki, Rammstein, maskülen, gül kokusu kelimeleri birbiriyle eşleşmiyor olabilir. Fakat bende anımsattığı duygular bu şekilde oldu.
Hanımlarda kullanabilir elbet, yine soğuk havalarda çok yakışacağını düşünüyorum ve kesinlikle 3 fıs'tan fazlası boğucu olabilir. Belki rock, gotik tarza eğilimli, baskın mizaçlı hanımlara yakışabilir. Kalıcılığı 8 saate yakın ve fark edilebilirliği çok yüksek bir koku.
Fragrantica'da en çok Frederic Malle - Portrait of a Lady'e benzetilmiş. Bu kokuyu denemediğim için yorum yapamayacağım. Eğer buradan kasıt eczane kokusu benzerliği ise evet, metalik olması sebebiyle bu parfümde de o eczane hissini biraz alıyorsunuz. Ben açılmış halinin güllü yapısını ''Guerlain - Santal Royal'e '' çok benzettim fakat ondaki rahatsız edici ekşilik bu parfümde yok.
Sonuç olarak kesinlikle Niş kalitesinde, fark edilirliği ve özgünlüğü yüksek, karlı havalara ve gece davetlerine çok yakışacağını düşündüğüm, unisex özgün bir koku. Yoğun gül notasını sevenler fırsat verilebilir.
Yazımı Rammstein'ın ''Rosenrot '' parçasıyla sonlandırıyorum, klibi izleyince Rosenrot'un özgünlüğü daha da anlamlı olacaktır. İyi okumalar ve dinlemeler !
Rammstein, Türkiye'de de oldukça fazla hayranı olan, dünyaca bilinen bir Alman Rock grubu. Böyle deyince akıllarda ''Paris Hiltonvari Juicy Couture klonu celebrity parfümü(Rock grubu olsa da )'' canlanıyor olabilir. Fakat denediğim 3 kokunun da bununla hiçbir alakası yoktu(Rosenrot, Diamant, Kokain). Rammstein sosyal konulara sürekli değinen, politik ve sert mizaçlı bir grup. Kokularını da kesinlikle buna göre tasarladıklarını söyleyebilirim. Kokuları sıkar sıkmaz yüzünüze metalik bir açılışın vurduğunu hissediyorsunuz ve kokuyu ya direkt geri yerine bırakırsınız ya da açılmasını beklersiniz. Ortası olmayan bir durum.
Rosenrot'a gelecek olursak... Parfüm ismini Rammstein'ın ''Rosenrot'' adlı meşhur parçasından almakta. Parça açık ara benim de favorim, içerisinde bir sürü gizli anlamlar barındıran, özel bir şarkı. Şişe tasarımı gayet dikkat çekici ve punk-rock tarzına uygun üretilmiş(Grunge never dies!). Kırmızı güllerle kaplı ağır şişesinin kapak kısmı, zımbalı bir detaylı kaplanmış, üzerinde de Rammstein'in amblemi yer almakta.
Kokunun notalarına gelecek olursak:
Üst Notalar
Metalik Notalar, Yeşil Yapraklar, GreyfrutOrta Notalar
Pembe Gül, Tütsü
Base Notalar
Kaşmir Ağacı, Sandal Ağacı, Kehribar
Kokuyu sıkar sıkmaz metalik nota suratınıza bir zehir gibi çarpıyor. Bu metalikliğin içinde yavaşça kırmızı güllerin kokusunu duyumsuyorsunuz. Nasıl anlatsam, ne Bulgar Gülü ne Türk Gülü farklı bir Gül olduğunu hissediyorsunuz, sanki gizemli ve tehlikeli gibi. Parfüm açıldıkça yine kuru bir hissiyatla tütsü ve kehribarı hissettiriyor. Parfüm açıldıkça kehribar ve sandal ağacı, gül yoğunluğunu biraz kırıp ferah bir hava katıyor. İnsanı karlı , fırtınalı bir havada üzerinde bir kırmızı gül bulutuyla saran bir koku.. Bazı kokular sanki karlı havalara aittir ve sizi sıcacık bir battaniye gibi sarar (Bknz. Serge Lutens- Santal Majuscule) fakat bu koku metalik olması sebebiyle üzerinize bir zırh gibi giyiyorsunuz sanki, sarıp sarmalamıyor ama gül ona yine de oryantallik ve sıcaklık katıyor. Parfüm açıldıkça sert metalik havası kırılıyor ve gül notası hep sizinle kalıyor. Parfüm tek bir notadan yapılmış deselerdi kesinlikle ''Kurutulmuş, Kan Kırmızısı Güllerden'' derdim. Parfümü ilk, 50 yaş üzeri vintage aldehit, gül yoğunlukta parfüm kullanan hanımlara yakıştırdım fakat 5 dakika geçtikten sonra yanıldığımı anladım. Bu parfüm oldukça modern kokuyordu, evet belki yine olgun ama modern. Parfüm denildiği gibi unisex, iyice açıldıktan sonra bile ben maskülen tarafının daha ağır bastığını düşünüyorum. 40 yaş üzeri yün kaban ve deri eldiven giymiş, küçük bir Alman kasabasında karlı yolda yalnız başına yürüyen bir adam canlandı gözümde ve arkasında bıraktığı gül kokusu. Evet belki, Rammstein, maskülen, gül kokusu kelimeleri birbiriyle eşleşmiyor olabilir. Fakat bende anımsattığı duygular bu şekilde oldu.
Hanımlarda kullanabilir elbet, yine soğuk havalarda çok yakışacağını düşünüyorum ve kesinlikle 3 fıs'tan fazlası boğucu olabilir. Belki rock, gotik tarza eğilimli, baskın mizaçlı hanımlara yakışabilir. Kalıcılığı 8 saate yakın ve fark edilebilirliği çok yüksek bir koku.
Fragrantica'da en çok Frederic Malle - Portrait of a Lady'e benzetilmiş. Bu kokuyu denemediğim için yorum yapamayacağım. Eğer buradan kasıt eczane kokusu benzerliği ise evet, metalik olması sebebiyle bu parfümde de o eczane hissini biraz alıyorsunuz. Ben açılmış halinin güllü yapısını ''Guerlain - Santal Royal'e '' çok benzettim fakat ondaki rahatsız edici ekşilik bu parfümde yok.
Sonuç olarak kesinlikle Niş kalitesinde, fark edilirliği ve özgünlüğü yüksek, karlı havalara ve gece davetlerine çok yakışacağını düşündüğüm, unisex özgün bir koku. Yoğun gül notasını sevenler fırsat verilebilir.
Yazımı Rammstein'ın ''Rosenrot '' parçasıyla sonlandırıyorum, klibi izleyince Rosenrot'un özgünlüğü daha da anlamlı olacaktır. İyi okumalar ve dinlemeler !