Yeni denkleminizle ne demek istediğinizi çok iyi anladım. Bu denklemi olduğu gibi arkadaşıma aktardım ve o da 2. seçenekteki efervesan tabletin daha hızlı bozulacağını söyledi. Ancak redoks tepkimelerine fazlasıyla müsait olan uçucu moleküller için durumun aynı olmadığını; uzun yıllar bozulmadan yıllandırılabilen bir şarabın, mantarı çıkartılıp yeniden takılırsa, şişe içindeki hava miktarı değişmemesine rağmen, ortama tanıtılan yeni oksijenden ötürü iç dengesinin kaybolacağını ve birkaç gün içinde bozulacağını dile getirdi. (Evet, çoğu arkadaşım ben gibi şikemperver.)
Koku kağıdı kullanmak alışkanlığını edinmeden evvel, bütün parfümleri cildime uygulayıp koklardım. 70, 80, hatta 90 yaşında, kimisi kolonya olmasına rağmen taptazeyken kimisi baştan sona bozulmuş parfümleri cildime fazlaca kez sürdüm ve arada bir halen sürerim. Ne cildimde ne genel sağlığımda olumsuz hiçbir etki gözlemledim; ne de antika parfüm giyinen kişilerden bu yönde herhangi bir yoruma rastlamadım. Tabii bu söylediklerim bütünüyle kişisel gözlemlerim, bu konuda yapılmış bilimsel çalışma var mı, bilmiyorum.
Bu cevap hakkında epey düşündüm ve anlamaya çalıştım, ancak arkadaşınızın verdiği şarap örneği ile parfümdeki durumu bağdaştırmakta zorluk çektim (müşkülpesentliğimden ya da arkadaşınıza güvenmemekten değil elbette, kimya alanına uzak olduğumdan). Bana iki durum birbirinden farklı geldi, çünkü şarap şişesine her açışta taze hava giriyor, ancak parfüm şişesi kapalı bir devre; sadece dışarı çıkan parfüm miktarı kadar hava içeri girebiliyor.
Şarap üzerinden parfüm şişesini örnekleyerek iki durum tasarlayacak olursam:
Teorik olarak birbiri ile tıpatıp aynı 2 şişe şarabımız olsun. (Hiç açılmamış şarap şişesini hiç fıslatılmamış parfüm şişesi ile eşdeğer kabul ederek denkleme almıyorum.)
1. İlk şişeyi açalım, 100 ml. içerim ve mantarı kapatalım. Şişeye 100 ml. taze hava tanıttık.
2. İkinci şişeyi açalım, her gün 10 ml. içelim ve mantarı kapatalım. 10 gün boyunca 100 ml. şarap içtik, ama bu 10 gün boyunca şişeyi her açışımızda içeriye 1. gün 10 ml., 2. gün 20 ml., 3. gün 30 ml., ............ 10. gün 100 ml., toplamda ise 550 ml. taze hava tanıtmış olduk.
10 günün sonunda her gün taze hava tanıtılan 2. şişe, 1. şişeden daha fazla bozulacaktır diye tahmin ediyorum.
Yine birbiri ile aynı 200 ml.'lik spreyli şişelerimiz olsun.
1. İlk şişenin 100 ml.sini ilk gün fıslatarak boşaltalım (ziyan olmasın, dekant ayırmış olalım). İçeri tek seferde 100 ml. taze hava girdi ve parfümün bozulma süreci 100 ml. hava ile başladı (1. efervesan tablet)
2. İkinci şişeyi günde 1 ml. kullanmaya başladık. 100 günün sonunda içeriye toplam 100 ml. taze hava girmiş oldu (2. efervesan tablet). Bu durumda ilk günden itibaren 100 ml. taze havaya maruz kalan 1. şişe, 100 ml. taze havayı yavaş yavaş alan 2. şişeye göre daha çok bozulmuştur gibi geliyor, eğer yanılmıyorsam.
Bir de ufak bir şüphe, arkadaşınız şarap örneği verirken, bunu tıpalı parfüm şişelerini düşünerek vermiş olabilir mi? Eğer öyle ise her seferinde içeri yeni hava tanıtılan böyle bir şişedeki parfümün daha çok bozulacağına itirazım olmaz.
Bu durum bana bir soru daha sordurdu: İçinden enjektörle parfüm alınmış şişenin, hava giremeyeceği için hiç kullanılmamış şişe kadar taze olduğunu kabul edebilir miyiz?