- Katılım
- 20 Haz 2017
- Mesajlar
- 8,484
Ormonde Jayne – Montabaco Intensivo; ne kadar geç tanıştığımızı bilemezsiniz. Sene 2017 o kadar çok övülüyor ki bir koklayanın bir daha kokladığı, ilk görüşte aşk gibi derin bir depresyondayken bir bataklığın içinde batarken uzatılan bir el gibi bir koku, hayal edemeyeceğiniz güzellikte ve sizi o bataklıktan kurtaran bir el gibi bu hobide bambaşka bir dünyaya tutup elinizden götüren güzellikte bir parfüm.
O kadar güzel bir parfüm düşünün odunsu nüanslarla dolu ahşap dolu bir evde şömine başında birinci kalite bir Küba purosunu içmeden evvel koklarken kaynayan çayın buharı ve bardağa koyup köşe başınızda dururken gecenin ortasında artık her neye hasretseniz onu özlerken sessiz ve sakin bir şekilde oturduğunuzu düşünün. İşte öyle güzel, huzurlu ve dolu dolu bir parfümdü Montabaco İntensivo..
Sonra ne mi oldu? Her güzelin lanetidir bozulmak, bir tek siz görmüyorsunuz güzel olduğunu çevrenizdekiler de farkında. Bu kadar ilgi beraberinde yozlaşmayı da getirir. Ne mi oldu? O güzelim parfümde yer alan çay yere döküldü, kaliteli olan tütün gitti yerine Maltepe geldi. Yine güzeldi ama yozlaşmıştı. Her güzel şeyin başlangıcı güzel, ilki olabilmek. Geç kaldıkça yozlaşmak dünyanın kanunu. Orhan Gencebay’ın da dediği gibi; "bana kaderimin bir oyunu mu bu?” şeklinde oldukça arabesk bir hasretin vahşi kapitalizm elinde hiç edilişine şahit oluyorsunuz. Sanki siz bir Tarkan filmindeki hain vikinglerin gemisinde kırbaçlanan bir kürek mahkumuyken o yozlaşan ve sizden ümidi kesmiş bir sevgiliymiş gibi ordan oraya savrulurken saflığından, orjinalliğinden kaybediyor ama hala güzel ve hala alımlı.
Şanslı olanlar gerçeği tatmış olanlar olarak kalacak. Biz ise geç kaldıklarımız ile kalanı ne muhteşem şey sanacağız ama aslolana hiç sahip olamayacağız. Başkalarının tatmış olduklarından kalanların ne harika olduğunu düşünerek geçirenlerin şanslı geçmişi bilenlerin ise lanetli olduğu gerçeğiyle yine de geç kalmış da olsanız Montabaco Intensivo hala en iyiler arasında. Evet eskisi kadar güçlü ve yoğun değil ama zamanın ondan aldıkları onun hala efsane olduğu gerçeğini değiştirmeyecek…
O kadar güzel bir parfüm düşünün odunsu nüanslarla dolu ahşap dolu bir evde şömine başında birinci kalite bir Küba purosunu içmeden evvel koklarken kaynayan çayın buharı ve bardağa koyup köşe başınızda dururken gecenin ortasında artık her neye hasretseniz onu özlerken sessiz ve sakin bir şekilde oturduğunuzu düşünün. İşte öyle güzel, huzurlu ve dolu dolu bir parfümdü Montabaco İntensivo..
Sonra ne mi oldu? Her güzelin lanetidir bozulmak, bir tek siz görmüyorsunuz güzel olduğunu çevrenizdekiler de farkında. Bu kadar ilgi beraberinde yozlaşmayı da getirir. Ne mi oldu? O güzelim parfümde yer alan çay yere döküldü, kaliteli olan tütün gitti yerine Maltepe geldi. Yine güzeldi ama yozlaşmıştı. Her güzel şeyin başlangıcı güzel, ilki olabilmek. Geç kaldıkça yozlaşmak dünyanın kanunu. Orhan Gencebay’ın da dediği gibi; "bana kaderimin bir oyunu mu bu?” şeklinde oldukça arabesk bir hasretin vahşi kapitalizm elinde hiç edilişine şahit oluyorsunuz. Sanki siz bir Tarkan filmindeki hain vikinglerin gemisinde kırbaçlanan bir kürek mahkumuyken o yozlaşan ve sizden ümidi kesmiş bir sevgiliymiş gibi ordan oraya savrulurken saflığından, orjinalliğinden kaybediyor ama hala güzel ve hala alımlı.
Şanslı olanlar gerçeği tatmış olanlar olarak kalacak. Biz ise geç kaldıklarımız ile kalanı ne muhteşem şey sanacağız ama aslolana hiç sahip olamayacağız. Başkalarının tatmış olduklarından kalanların ne harika olduğunu düşünerek geçirenlerin şanslı geçmişi bilenlerin ise lanetli olduğu gerçeğiyle yine de geç kalmış da olsanız Montabaco Intensivo hala en iyiler arasında. Evet eskisi kadar güçlü ve yoğun değil ama zamanın ondan aldıkları onun hala efsane olduğu gerçeğini değiştirmeyecek…