Biraz daha açayım yazdıklarımı.
Kimse gidip hobiye yeni başladığında kouros, antaeus, teatro alla scala, interlude vs almaz alsa da beğenmez.
La nuit del homme, eros, dior homme intense vs vs bunlar illaki alınacak alınmalı da ama en azından dekant olarak alınır ise maddi yönden baya tasarruf edilmiş olur.
Bir de bir markayı beğenince o markaya yüklenmek te doğru değil.
Bir ara amouage tutkusu sarmıştı neredeyse tüm kokularını şişeli aldım çoğu da kör alış. Bir süre sonra meander, reflection, lyric, epic, honour alayını sattım. Bunlar kötü kokular demiyorum sadece benim tarzıma uygun değil diyorum. Başkası içinde bunlar iyidir gider interlude, memoir, overture vs elden çıkarır diğerlerini tutar. Mesele marka peşinde koşup deli gibi ürün almamak.
Roja roja rojaaaaaa diyip ne bulduysam aldım sonra diaghilev hariç tüm şişelerini elimden çıkardım. Birkaç sevdiğim kokusunu dekant olarak edindim onları da zaten senede 2-3 kere sıkıyorum anca.
Vintage işlerine hiç girmiyorum bile orası ayrı bir dünya zaten önceden vintagelere ilgili bir iki şey yazmıştım. Orası dipsiz bir kuyu.
Zamanla çoğu markanın balon olduğunu kendimce anladım marka fanboyluğu yapmanın alemi yok hiçbirine ortak değiliz babamızın markası da değil parasını verip alıyoruz o yüzden ürün alırken ince eleyip sık dokumak lazım.
Parfümü satın alma hastalığı içgüdüsü ile değil de kullanıp koklayıp keyif almak için alalım. Bu tecrübe bana görece küçük bir servete mal oldu. Bunları yazmamın amacı nacizane '' ben yandım siz yanmayın" demek istememdir. Dağınık oldu biraz ama umarım anlatabilmişimdir.