Önce bir video ve bir resim vereyim. Resimdeki yazıları yazacağım daha doğrusu ODA TV 'den tüm yazıyı aktaracağım. Objektif olarak verdim, İsteyenle özelden duygularımı ve kendi görüşümü de kısmen konuşabiliriz. insan konuşa konuşa anlaşır. Bu arada aslında işin içinde isen, olayın geçtiği vatanın içinde yaşıyorsan objektif olmak, tam objektif olmak zordur. Yarım objektif diyelim kimi yazılarıma..
Herhangi bir görüş çok aldanmasın eğer iyi niyetli ise. Yanlış olduğum konuları yazabilir. Ben Matrix filmindeki Morpheus gibi iki hap veriyorum biri gerçekcil, diğeri hayal dünyanıza devam edin.. Renklerin önemi yok haplar için :D :p:cool:.. Ve ben Neo gibi gerçekçil hapı alanım.. Hayal dünyasında fazla yaşamayın. Bağlı olduğunuz tarikat, cemaat, parti, arkadaşlar ne ise gerçeği görün yoksa nefsinize uymuş olur ve sevap işlemiş olmazsınız..
Mesela bir örnek vereyim. Tarikata, herhangi bir cemaate bağlı olmanın güzellikleri vardır. İnsanlarla sohbet edersin falan. Din, islam hikayeleri dinlersin falan. Ama o tarikat yanlışsa ve görmezden gelirsen tüm delillere rağmen işte günah işlemiş olursun..
Said Kurdi/nursi dedikleri zaat'ın aslında bazı din dışı meziyetleri yüzünden el üstünde tutuyorlar kendileri için.. Birincisi Atatürk düşmanı olması (buna aslında katılmıyorum tabiki. Atatürk'ün gölge silüleiti bile bir kerametti anlayana. Atatürk'ün vefat etmeden önce ki şehitlik yazılmıştır bence, islamı uygulayın dediği de söylenir ), diğeri diğer kimi sapık tarikatlara güzel sözler söylemesi ve aslında dışlayıcı sözleri de var. Kitaplarını okudum kısmen ve ısınamadım. Çelişkiler gördüm.
Bu arada Atatürk'ün din konusunda hataları olabilir bunu söyle ama toptan inkar etmek büyük yanlışlık. Kuran meali ve tefsiri yaptırması da çok önemli. kimi kuran'daki çarpıklıkları görsün diye bunu yaptı diyor ama Kuran'da çelişki yokki. isteyen yazsın cevap vereyim gücünce. Özelden de yazabilir..
Uzatmayayım. Öyle şeyler söylüyorumki her kesim bana düşman olabilir. Bu arada Feto/Fetö/Fetoe başa gelse kendi kötü islami şeriatını uygulayacak diyorlar ki doğruluğu vardır ve kötü siyonistlerin adamı diyorlar. Abd yaptırdı diyorlar darbeyi. Ben bunlara şu açıdan sevindim demekki Akp'li Tayyip Erdoğan doğru yolda veya doğru yola girdi maşallah..
Ama kendisine açık mektup yolluyorum. Tayyip Erdoğan diğer kimi tarikat, cemaat ve hocalara da dikkat edin. Bayan dışarı hamile iken çıkamaz manalarında söz söyleyen kişi aynı zamanda peygamber hanımlarına da dil uzatmadı mı ki her hanım kutsaldır aslında yani namus, Allah'ın izniyle..
Bu zat TRT ekranlarında görülmedi mi? Bu sizin izniniz olmadan olabilir mi?
Aynı şekilde Mısır''da ölen eşle belli saatte cinsel ilişki olur diyen zatı siz desteklemediniz mi?
Önce Yaşar Nuri Öztürk'ün taliban için söylediği bir söz var. Daha sonra bu sözü Caner Taslaman söylemiştir. Yiğide hakkını verelim bu sözü ben mana olarak ilk Yaşar Nuri Öztürk 'den duydum.. Yani taliban, Türkiye'de de kabul edilen kimi fıkıh ve sözde Hadis-i Şerifleri uyguluyor.. İşte haberin kaynağından alıntı :
''
Habertürk'te Karşıt Görüş programına konuk olan Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Caner Taslaman da, IŞİD'in dini referansları ile IŞİD'i eleştiren islami kesimlerin aynı dini kaynakları referans göstermesine dikkat çekti.
Gerçekte evrim karşıtı görüşleriyle tanınan Taslaman bile, durma tepki göstererek şunları söyledi:
"IŞİD'e karşı çıkan önemli bir kesim de, IŞİD'in atıf yaptığı kaynakları kabul ediyor. Ve bu kaynaklara en ufak bir eleştiri getirmeden IŞİD'e eleştiri getirebileceğini zannediyor. Mürtedin öldürülmesi gerektiğini bir kişi kabul ediyorsa, namaz kılmayanın mürted (dinden çıkan) olduğunu kabul ediyorsa, bu kişi zaten IŞİD'in kafasını kabul etmiş demektir. Bu kaynakları samimi olarak bir elerştiiye tabi tutmadan, IŞİD'in zihniyetine karşı ciddi bir cevap vermemiz mümkün değil. Diyanetin IŞİD'e karşı hazırladığı raporda da bu hadis ve fıkıh kaynaklarının eleştirisinden kaçınılmış. Bunun yerine Bağdadi'nin kendisini halife ilan etmesi ve bunun yöntemi eleştiriliyor. Ona çok güzel eleştiriler getirmiş. Sorunlu olmayan kısma. IŞİD'in atıf yaptığı Hadis ve Fıkıh kaynakları var. Siz bu sorunlu kaynakları eleştirmezseniz, ciddi bir eleştiri getiremezsiniz."
''
Diğer Cübbeli Ahmet 'in önce fethullah efendi demeli sözü daha sonra kırkyıl önceden belli idi kötü olduğu Feto/Fetö/Fetoe 'nin dediği sözü :
Ekli dosyayı görüntüle 2327
''
Dursun Çiçek Cihaner'le görüştünüz deyince öyle bir soru sordu ki salon karıştı
İrticayla Mücadele Eylem Planı’ olarak adlandırılan ve darbe girişimi olduğu iddia edilen belgeye ilişkin İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın 18’inci duruşmasına gizli tanık ‘Efe’ damga vurdu.
Mahkeme Başkanı Köksal Şengün ise Efe’ye avukatların huzurunda da ifade verip veremeyeceğini sordu. Tanık Efe de kimliğinin deşifre olmaması halinde avukatlar huzurunda da ifade verebileceğini belirtti. Görüşü sorulan savcılar Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın, “Tanığın kimliğinin deşifre olma ihtimali vardır. Takdir mahkemenindir” dedi. Mahkeme heyeti bir ara vererek talebi değerlendirdi ve tanık koruma kararı gereğince, izleyicilerin ve basın mensuplarının salondan çıkarılmasına karar verdi. Başkan Köksal Şengün, gizli tanığın, mahkemeye sunduğu dilekçede, kendisinin ad, soy ad ve diğer kimlik bilgilerinin kullanılmasını istemediğini belirtti.
Sanıklar salonda kaldı
Dilekçeyi okuyan Şengün, gizli tanığa ait bilgilerin basında da yer almasını istemediğini kaydettiğini söyledi. İzleyiciler ve basın mensuplarının dışarı çıkarılmasının ardından gizli tanık “Efe”nin, önce savcılıktaki ifadesi okundu. Savcılık ifadelerini kabul eden “Efe“ye önce Cumhuriyet savcıları ardından diğer sanıklar sorular yöneltti. Avukatların gizli tanığa soru yöneltmesi sırasında Cumhuriyet savcısının bazı sorulara itiraz etmesi üzerine tartışma çıktığı ve mahkeme heyetinin duruşmaya 15 dakika ara verdiği öğrenildi. Gizli tanık Efe ifade vermeye bugün de devam edecek.
ÇİÇEK'İN SORUSUNA ÇELİŞKİLİ CEVAP
Mahkemede daha önceki ifadelerini tekrar eden Efe, “İlhan Cihaner’i 2009 yılında orduevinde sabah kahvaltıda Albay Dursun Çiçek ve rütbeli birkaç subayla gördüm” dedi. Bu sırada söz alan Dursun Çiçek ile Gizli Tanık Efe arasında ilginç bir konuşma yaşandı. Gizli tanık Efe’nin Dursun Çiçek’i ordu evinde gördüğünü söylemesi üzerine Efe’ye soru yönelten Çiçek, “Ne giyiyordum” diye sorunca ilginç bir tartışma başladı...
DENİZCİ YEŞİL GİYMEZ!
D.Ç: Beni orduevinde gördüğünü söylüyorsun. Peki ben o gün ne giyiyordum?
EFE: Üzerinde yeşil resmi bir üniforma vardı.
D.Ç: Denizciler yeşil üniforma giymez.
EFE: Pardon karıştırdım, beyaz bir üniforma vardı.
D.Ç: Ocak ayında beyaz üniforma mı giyiyordum?
EFE: Tam olarak hatırlamıyorum. Başka bir renk olabilir.
D.Ç: Her şeyi hatırlıyorsun. Kimler olduğunu ve ne konuştuğumuzu bile hatırlıyorsun. Ne renk kıyafet giydiğimi mi hatırlamıyorsun?
Erzincan’ın en önemli tanığı
Erzincan’da İrticayla Mücadele Eylem Planı’nın uygulamaya koyulduğu gerekçesiyle soruşturma başlatan Erzurum Savcısı Osman Şanal’ın iddiaları 12 gizli tanığa dayanıyordu. Bu iddialar arasında en önemlileri ise ‘Gizli Tanık Efe’nin iddialarıydı. 3 Aralık 2009 tarihinde ifade veren Efe, “Başsavcıyı 2009 yerel seçimlerinden 15-20 gün önce (veya seçimlerden 15 gün sonra) orduevinde sabah kahvaltıda Albay Dursun Çiçek ve rütbeli birkaç subayla gördüm” diyordu. Gizli tanık Cihaner’in kendisine “Tarikatların kökükünü kazıyacağını, 22 kişiyi gözaltına alacağını bunun için nöbetçi hakimi ayarladığını söylediğini” de iddia etmişti. Cihaner’in İsmailağa cemaatine yönelik operasyon yapılmadan önce kendilerini arayarak ilçede bu ve benzeri cemaatlerle ilgili çalışma yapılmasını istediğini kaydeden gizli tanık, soruşturma kapsamında kendisine gösterilen 4 nolu fotoğraftaki kişinin orduevinde Cihaner ile kahvaltı yapan kurmay Albay Dursun Çicek olduğunu öne sürmüştü. Ancak 4 nolu fotoğraftaki kişinin başka bir Dursun Çiçek olduğu belirlenmişti.
Odatv
Alıntı ile Cevapla 24-05-11 18:11 ''
Tabiki iyi hocalar var, geleceği gören hocalar da var Allah'ın izniyle.. Abdulaziz Bayındır hocanın tarikat, cemaat ve kimi zatlar için söylediği sözleri izleyin. Bir ara mucize, keramet yok diyordu ama hala aynı görüşte ise o görüşüne katılmıyorum. ka.der konusunda videosu mutlaka izleyin. Tamam yazılı kader var ama kimi biizm çabamızla o yolları tercih ediyoruz.
Yani şöyle olabilir. Çeşitli kader seçenekleri var (paketlerii :D ). Sen çabanla veya çaba göstermeyerek kimi zaman ya doğru ya yanlış seçeneğe girmiş oluyorsun kendi hakkında, Allah'ın izniyle. Yani sonuçta Allah tüm ihtimalleri biliyor ama tam sonucu senin kararınla oluyor. Abdulaziz bayındır hoca şunu da diyor yani Allah kimle evleneceğini bilmiyor; ebn değiştiriyorum, seçenekleri biliyor ama sen seçmeden bilmiyor.
Kimi arkadaşlar kızacak bana. Arkadaşlar o zaman cehennemde yanmazdı günahkarlar. Yani kaderimde her şey yazılmış olsa bu benim suçum olmazki. Allah neden evlenin diyor eğer yazılı ise kimle evleneceğimiz. Değil mi? Düşünün biraz. Kuran okuyun..
Çok uzattım yahu.. Dediğim gibi kişilerin hataları olabilir sözü geçen, umarım doğru yolu buluruz, orda oluruz :)..