Bugün Hangi Parfümü Denediniz?

PerpetualBurn

Eau de Parfum
Katılım
8 Eyl 2017
Mesajlar
305
Serge Lutens Vetiver Oriental

Çikolata gibi kokan iris çiçeği ile tatlı, çikolatalı, tozlu ve topraksı, soğuk bir başlangıcı var. Yayılımda tozlu ve çikolatalı iris etkin iken tatlı yapının merkezine yaklaştığımızda tok, rutübetli ve rutübet kaynaklı nemli hissettiren SANTAL odunu gövdesi belirgin. Gövdedeki sandal odununun yosunlaşmasıyla birlikte artan küf ve nem hissi ile sandal tarifi oldukça ekşileşiyor; buruk bir odunsu gövdeye dönüşüyor.

Kısaca; soğuk ve melankolik, tozlu ve tatlı, çikolatamsı etli çiçek yaprakları, sandal odunu ve onu küflü bir etki ile saran yosunlar. Büyük resime de bakıldığında da bunların harmanı sonucu oluşan bir amber akoru görmek mümkün. Çikolata-İris zaman zaman deri zaman zaman da toprak çağrışımları yapabiliyor, bunu da ekleyelim.

Vetiver Oriental aslında bir çeşit zaman kavramının resmedilmesi benim görüşümce. Vetiver Oriental ilk olarak soğuk ve hüzünlü toprağa karışmış çiçeklerle başlar aslında. Çikolatamsılık yaş toprak hissi uyandırır. Ara ara hissedilen süsen yaprakları ise aslında solmuş çiçeklerin toprağa karışması, toprakla bütünleşmesidir. Çikolata ve Süsen kokusu içiçedir. Daha sonrasında açığa çıkan sandal ise bir ağaç olarak düşünülebilir. Ardından yosunlanan koku ile o ağaç gövdesinin etrafı sarılır ve hafif hafif ekşi küf izleri duyulur. Evet, o ağaç yaşlanmıştır artık. O kadar uzun zamandır aynı yerindedir ki; yosunlarla bütünleşmiştir. Bu bir ağaç olmak zorunda da değil aslında, her şey olabilir. Mesela; ekmeklikte günlerce unutulmuş bir ekmek parçası, uzun zamandır silinmemiş üzeri kontrplak olan bir dolap, deniz kıyısında dalgaların haşır neşir olduğu kayalıklar, tepeleme olmuş bulaşık birikintisi, onlarca yıl hizmet vermiş olan meşe ya da çamdan yapılmış eski mutfak dolaplarının sökülüp yakacak olarak kullanılmak üzere testere ile parçalara ayrılması esnasında açığa çıkan koku, ve tüm bunlar için bana asıl kaynak olan; askere gittiğim için ilgilenemediğim, uzunca bir süredir kenarda duran akçaağaç saplı gitarımın sap kısmındaki yeşilleşmeler ve siyahlıklar. Vetiver Oriental zamandır, doğal döngüdür, unutulmuşluktur, zamana bağlı deformasyon sonucu başkalaşımdır. Hatta, gün geçtikçe yaşlanan vücudumuz bile olabilir. Ya da sadece tüm bunları uydurmama sebebiyet veren basit bir oryantaldir.

 
Ü

Üye silindi 2804

Misafir
Bugün Beymen mağazalarından birinde baya bir ürün denedim içlerinde dikkatimi en çok çeken
Roja Dove Enigma Pour homme : Ne kadar harikulade bir koku. Konyak vanilya benzoin ve tütün. Orta doğu tarzında çok güçlü ve ağır. Sıcak bir yaz ayında çevrenizdekileri öksürtebilecek şekilde ağır. Arkadaşımla birlikte denedik arkadaşımın yorumu "Bu kadar para vereceksin ve böyle mi kokacaksın ? Ben sana veriyim bu parayı hiç bir şey sıkma ben sana her gün harika kokuyorsun diyim oldu :D" Gerçekten şunu anladım koku çok subjektif bir konu ve gerekten "Genel beğeni kokusu" denilen bir kavram var :)
 
Ü

Üye silindi 2804

Misafir
Bu arada Enigma pour homme dekant bulabileceğim bir yer bilen varsa, dekant vermeyi düşünen varsa bana ulaşabilir mi ?
 
Ü

Üye silindi 2804

Misafir
Regalien- Be bold denedim. Bir çok kişi portrait of a lady'ye çok benzediğini söylüyor. Portrait of a lady'yi denemedim bilmiyorum. Deneyen arkadaşlar benzerliği yazabilirse sevinirim çünkü Be Bold beni o kadar da etkilemedi. Güzel bir koku, severek de kullanırım çünkü gül kokularını çok beğeniyorum ama POAL için bir başyapıt olduğunu söylüyorlar hep. Be bold beni o kadar etkilemedi. POAL dekant alarak da denemelimiyim yoksa Be bold tamı tamına tutturmuş mu kokuyu. İkisini de deneyen arkadaşlar yorum yapabilirse sevinirim. :)
 

Kemküm

Eau de Toilette
Katılım
11 Şub 2020
Mesajlar
105
Bi yabancı YouTube kanalında niş kalite gibi bahsedilen 2 zara parfümünü bugün denemeye gittim.
Zara Warm black
Açıkcası isme bakarak böyle baharatlı karabiberli Bi koku bekledim ama deneyince şok etkisi yarattı. Kokladığımda aklıma ilk gelen şey yanmış lastik oldu. :xd daha sonra kokladığımda söylenildiği gibi karanfil kokusu seçilebiliyordu ama costume national hommedaki gibi Bi karanfil değil kesinlikle:xd
Zara night Pour Homme V
Mfk baccarat Rouge klonu deniliyor. Baccarat Rouge nasıl bilmiyorum Bi klonuna bakayım dedim. Gerçekten de ilk kokladığımda aklıma gelen yanmış şeker kokusu oldu. Daha sonra ise kokladığımda medikal hava kokusu aldım. Baccarat Rouge için de aynı şeyler söyleniyor bildiğim kadarıyla. Kendisini bilmesem de klonu yapılan yorumlarla uyuştu. xD
 
Ü

Üye silindi 2804

Misafir
  1. Bi yabancı YouTube kanalında niş kalite gibi bahsedilen 2 zara parfümünü bugün denemeye gittim.
    Zara Warm black
    Açıkcası isme bakarak böyle baharatlı karabiberli Bi koku bekledim ama deneyince şok etkisi yarattı. Kokladığımda aklıma ilk gelen şey yanmış lastik oldu. :xd daha sonra kokladığımda söylenildiği gibi karanfil kokusu seçilebiliyordu ama costume national hommedaki gibi Bi karanfil değil kesinlikle:xd
    Zara night Pour Homme V
    Mfk baccarat Rouge klonu deniliyor. Baccarat Rouge nasıl bilmiyorum Bi klonuna bakayım dedim. Gerçekten de ilk kokladığımda aklıma gelen yanmış şeker kokusu oldu. Daha sonra ise kokladığımda medikal hava kokusu aldım. Baccarat Rouge için de aynı şeyler söyleniyor bildiğim kadarıyla. Kendisini bilmesem de klonu yapılan yorumlarla uyuştu. xD
Baccarat rouge klonlarını nasıl oluyosa güzel yapıyorlar hocam %90 ihtimalle benziyor olması mümkün :) . Bende geçenlerde Atelirer rebula gittim ve Oud royal parfümüyle no 94'ü denedim. No 94 baccarat kopyası ve çok güzel yapmışlar. Oud royali ise daha çok beğendim galiba oud for greatnessı andırıyodu (emin değilim oud for greatneswı çok önceden 1 kere koklamıştım ama tanıdık geldi koku) Başka denememi önerdiğiniz atelier rebul parfümleri varsa bilen arkadaşlar yazarsa güzel olur :D
 

Kemküm

Eau de Toilette
Katılım
11 Şub 2020
Mesajlar
105
Baccarat rouge klonlarını nasıl oluyosa güzel yapıyorlar hocam %90 ihtimalle benziyor olması mümkün :) . Bende geçenlerde Atelirer rebula gittim ve Oud royal parfümüyle no 94'ü denedim. No 94 baccarat kopyası ve çok güzel yapmışlar. Oud royali ise daha çok beğendim galiba oud for greatnessı andırıyodu (emin değilim oud for greatneswı çok önceden 1 kere koklamıştım ama tanıdık geldi koku) Başka denememi önerdiğiniz atelier rebul parfümleri varsa bilen arkadaşlar yazarsa güzel olur :D
Atelier rebul da İstanbul için costume national homme klonu diyebiliriz çok benziyor fiyat farkı çok yok CN alırdım herhalde.
Atelier rebul 1895 için de hermes un jardin en mediteraneaye benzediği söyleniyor fakat denemedim. :)
 

PerpetualBurn

Eau de Parfum
Katılım
8 Eyl 2017
Mesajlar
305
Hermes Ambre Narguile

Ambre Narguile; Bal, toz tarçın ve tütün yaprakları ile hafif bulgur ve malt izleri de taşıyan kaliteli bir açılışla başlıyor. Balımız oldukça kuru, tatlı ve tok. Kirli, samansı ve maltsı etki bırakan tütün yaprakları ise tatlı tarçın tozları ile birlikte balın içinde karamelize ediliyor, bir nevi demleniyor aslında. Bu kaliteli açılış ile; üstüne bir tutam tarçın atılmış, hatta tarçını taşıyan yüzeyi biraz katılaşıp kaymaklaşmış boza ve salep çağrışımları da yapıyor. Yani açılışı yenilesi değil de, daha çok içilesi; yoğunluklu ve kıvamlı bir içecek gibi de denilebilir galiba.

Kısa bir süre sonra artan tatlı ve kuru tonka yoğunluğu ile hissedilmeye başlayan anasonsu serin ve transparan vanilyasıyla gövdesine soyut bir profil ekliyor. Tütün ve tarçının ekstraksiyon halinin de artık over ekstraksiyona kaçmasıyla gövde kenarlarında izlenebilen likörsü vişne ekşiliği ile; tarçın ve şeker ile karamelize edilmiş vişne ya da elma parçalarından oluşan tart harcına dönüşüyor Ambre Narguile. Yine tart harcına görüntü ve şerbetsi jelsi yapısı ile de benzeyen nargile tütünlerini de fazlasıyla çağrıştırıyor. Hatta bahsettiğim bu jelsi yapı ile nar ve tarçın katkılı bir kase aşureye de fazlaca benzediğini abartarak aktarmak istiyorum. İlerleyen süreçte fazlaca ön plana çıkan ve öncesinde de yayılımda fazlaca etkin laden reçinesinin közsü yapısı ile tatlılığını kaybetmeden yumuşak bir duman kütlesine dönüşerek son buluyor Ambre Narguile. Buradaki laden reçinesi oldukça közsü, yayılım olarak da paçulimsi diyebilirim. Bu kısım da gayet közü üzerinde hazır bir nargileden üflenen duman kütlesine benzetilebilir.

Ambre Narguile; Tatlı tütün, bal ve bol tonkalı yapısı ile kaçınılmaz olan Pure Havane benzerliğinden fazlasıyla sıyrılmış, yaptığı gerçekçi çağrışımlarla şaşırtan ve kesinlikle tecrübe edilmesi gereken kültürel ve gezgin bir gurme. Anasonlu diye kakalanan Al Fakher’ in çift elma tütününden fazlaca satan ve masaları fazlasıyla sıkışık bir nargile kafede kendinize bir tart ısmarlayıp, o kafede vişne likörü muhtemelen bulunmayacağı için yanında Cappy Vişne ile idare ederek sağa sola düşüncesizce üflenen nargile dumanlarıyla yine Ambre Narguile’ i tecrübe edebilirsiniz. Muhtemelen bahsi geçen nargile kafede tart da bulunmayacağından onu da dışarıdan almanız gerekebilir bu arada.

Ayrıca Signor Ferrari’ yi de analım.

images


Serap gibi triller ve aksak davul atakları ile başlayan ve seksenlerden elinizi hangi diziye filme sallasanız denk gelebileceğiniz tatlı melodilerle devam eden, ardından masalsı bir anlatıma geçip ara ara tınlayan kaval’ vari gitarlar ile malum soloya taşınan, 2:40 civarlarında pentatonik blues lickleri ile temayı iyice değiştiren, ufak bir trill vibrato oyunu ile 3:02 gibi Ferdi’ ye Erkin’ e Arabeske bağlayan (ki bu kısma kadar daha zillerle sık giden davulların burada fazladan aksaması ayrı bir detay) ve içinde daha bir çok şey barındıran bu güzel parçayı da bırakıyorum.

 

Said

Pure Parfum
Satış Onaylı
Katılım
30 May 2019
Mesajlar
669
Geoffrey Beene - Bowling Green
Juniper-Citrus-Karanfil ile çok dengeli bir açılış. Bu tarz kokulardaki gibi citrus baskın bir açılış değil. 5-10dk içerisinde yeşilliğe giriş. teşhis edemeyeceğim şekilde kompleks bir orta kısım. gerçekçi ve fesleğenle birlikte ferah bir yeşillik. notalar, geçişler dengeli burun tırmalayan birşey yok.
Ulrich Lang - APSU
Bu kokuyla birlikte karşılaştırmak adına APSU'yu da denedim. neredeyse acı fakat yine çok gerçekçi bir yeşillik. çimen yeşili diyebilirim fakat çimen kesme makinesi çalışırken etrafa yayılan ezilmiş çimen kokusu. koku yavaş yavaş yeni ezilmiş maydanoz sapı ve samana benzer bir akora doğru evriliyor.(bu aşamada Spade of Vetiver'in orta kısmı ile oldukça benzer, oldukça çiğ ve kalın bir vetiverimsi) tatlılık sıfıra yakın, sadece yeşillik. Bowling Green'den çok daha farklı bir yapısı var, açıkçası sevilesi değil ama daha gerçekçi bir yapı. 2 kokuda benim tende orta kalıcılıkta, Bowling Green yayılımı daha iyi seviyede. APSU çok konsept bir çalışma olmuş, daha sınırlı bir kitleye hitap ediyor. Benim için bu kadar gerçek bir yeşillik çok fazla.
 
Son düzenleme:
Ü

Üye silindi 2804

Misafir
Hermes Ambre Narguile'yi yukarda hocam çok güzel anlatmış. Ben de severek kullanıyorum bu akşam da kullandım. PDM- oajan ile benzeliğine neder acaba ikisini de denemiş olanlar ? Hangisini tercih edersnizi
 

PerpetualBurn

Eau de Parfum
Katılım
8 Eyl 2017
Mesajlar
305
Dusita La Douceur de Siam

Pembe - Beyaz Gül Yaprakları ve taze kadife egzotik tatlı çiçeklerle tende yerini alıyor. Oldukça kaliteli bulduğum gül; fazlasıyla şeffaf ve güzel bir gül suyu kıvamında oldukça serin ve soğuk bir yapıda. Egzotik olarak adlandırdığım çiçekler ise; oldukça asidik bir yapıda davranmakla birlikte, en az eşlik ettikleri gül kadar kaliteliler. Gül biraz daha köşelere, kenarılara yayılırken bu egzotik arkadaşlar; oldukça etli ve tozlu kadifemsi yapraklarıyla La Douceur de Siam’ ın biraz daha orta kısmını dolduruyorlar denilebilir. Bu kısımda gül ve çiçeklerle oluşan akor; ipek kumaşın ya da bir çeşit tül perdenin dokusunu, kadife yapısıyla fazlasıyla anımsatıyor aslında. Hatta ipek parlak kaygan bir kumaşa dokunduğumuzda biraz içimizi ve tüylerimizi kaldıran o tiksintiyi de barındırıyor diyebilirim.

Bu aşamadan sonra egzotik çiçeksiler oldukça dolgunlaşıyor ve boyut kazanıyor. Hatta indolik yeşil çiçek sapları ile de karşılaşabiliyoruz burada. Ortadaki bu çiçeksi yapının yavaş yavaş toklaşmasıyla birlikte açılış için bahsettiğim çiçek yaprakları oldukça meyvemsi bir profile bürünüyor; muz, mango ve benzeri dolgun, yoğunluklu kremsi meyve hissini oldukça gerçekçi bir şekilde sağlıyor. Meyvemsi kokuların çiçeklerden geldiğini biliyorsunuz, fakat profil fazlasıyla meyvemsi, bence oldukça ilgi çekici. Bu noktada kenarılarda hissedilen gül yaprakları ise misksi diyebileceğim bir gül formuna bürünüyor ki burada sabunsuluk tavan yapıyor. Bu kısım da, makineden yeni çıkmış çamaşırlar ile rahatlıkla bağdaştırılabilir. Fazlasıyla temiz, hatta yer yer sabunsuluğa bağlı deterjansı diyebilirim.

Kıvılcım tanesi kadar olan indolik hissinin büyümesi ile birlikte Yasemin Manolya gibi kirli çiçeksi gövdeler hissediliyor. Hatta tahammül edemediğim iki parfümden birisi olan Baghari’ deki (güncel olanı) yoğun kimyasallarla kısa süre önce temizlenmiş lavabo gibi kokan kremsi vanilik köpüksü yasemine fazlaca benziyor, ama buradakine tahammül edebiliyorum, hatta fazlasıyla beğeniyorum. Bu arada artan meyve hatta eklenen havucumsu sebzelerle oluşan hal cümbüşünün üzeri de bu vanilik köpüksü kremsi yasemin ile kaplanıyor. Buradaki kesişimden gelen köpük hissi çok tuhaf; hani blenderda taze meyve suyu çekersiniz, çok hacimli bir köpüğü olur ya, evet öyle bir şeye dönüşüyor bizim Siam.

Çok çok diplerde çok çok fazla dikkat edildiğinde güzel bir sandal yakalanıyor. La Douceur de Siam’ ın sonunda da buraya kadar bahsettiğim tüm sabunsuluk, bu sandal tabanının üzerine çöküyor. Burayı da şöyle niteleyeyim; ahşap bir kesme tahtasında zamanla çatlaklar oluşur aslında, mecburi olarak yıkanması sonucu da sabun ya da diğer kimyasallar bu boşluklara dolar, zamanla da ahşap kesme tahtalarının zaten bu yüzden beyazladığını görürüz. Evet, buradaki sandalı nitelemek gerekirse sandal bir kesme tahtası düşünebilirsiniz.

Evet, La Douceur de Siam; baştan sona gülün hakim olduğu, çiçeklerin meyve gibi davrandığı, temizlik ferahlık canlılık tazelik gibi pozitif kavramları fazlaca başarılı bir şekilde verebilen, çiçekleri vintagelerdeki gibi üç boyutlu olarak da sunmayı başarabilen harika bir sabunsu gül kokusu. Girişindeki serin ve puslu meyvemsi çiçek yapraklarıyla fazlaca sevdiğim Nightingale’ a benzediği için beni fazlasıyla çekti aslında, sonrasının pek bir alakası olmasa da açılışının hala bağlantılı olduğunu da düşünüyorum galiba. Aslında; ahşap bir kesme tahtası kullanarak kesilen meyve sebzelerin blenderda mikslenmesiyle elde edilen vitamin bombası sıkma meyve suyunuzu içerken üzerinizdeki kıyafete dökmeniz ve obsesif bozukluğunuz sebebiyle onu hemen makineye atmak istemeniz, makineye vardığınızda da birkaç saat önce gül kokulu yumuşatıcınız ile atmış olduğunuz tül perdelerinizin bittiğini görüp makinedekileri oturma odasına sermeniz ve bu perdelerin yanında da sıkma meyve suyunuzu daha fazla vitamini kaçmadan tüketmeniz olarak da gayet rutin bir günde karşılaşabileceğiniz, başınıza gelebilecek bir durum gibi La Douceur de Siam. Tabii obsesif bozukluğunuz varsa, yoksa olmaz. “Baharın ferahlığı ve huzuru” “Cennet bahçelerinden toplanmış güller” gibi söylemlerle pazarlanan çoğu kokuyu da cebinden çıkarır ayrıca, her ne kadar kendileri de Tayland Baharat Bahçeleri ile pazarlasa da bence çok daha fazlası. Ama isteyene de fazlasıyla Tayland Baharat Bahçelerini verebiliyor bence. Uzun uzun anlattığıma da bakmayın, basit bir gül kokusu aslında.

 
Ü

Üye silindi 2804

Misafir
PDM- pegasus. Hiç hayal ettiğim gibi değildi nedense hep aklımda layton benzeri bir şey canlanıyordu. Gayet yaz için kullanılabilecek bir parfüm bence
 

Uğur S

Perfume Lover
Satış Onaylı
Katılım
12 Ocak 2020
Mesajlar
1,756
Manos Gerakinis Sillage Royal kullandım En beğendiğim M Gerakinis kokusu oldu 4 Mevsim kullanılabilecek hafif ud kokusu. Duman ve kakule eşliğinde başlıyor Cildimde yaklaşık 6 saat hissediliyor Dry down da temiz çamaşır kokusu hissiyatı insana çok büyük bir huzur veriyor


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
 

azzura

Perfume Lover
Moderatör
Katılım
20 Haz 2017
Mesajlar
7,391
Manos Gerakinis Sillage Royal kullandım En beğendiğim M Gerakinis kokusu oldu 4 Mevsim kullanılabilecek hafif ud kokusu. Duman ve kakule eşliğinde başlıyor Cildimde yaklaşık 6 saat hissediliyor Dry down da temiz çamaşır kokusu hissiyatı insana çok büyük bir huzur veriyor


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Bence de en iyi manos oldu benim için de
 

MD

Founder Administrator
Yönetici
Katılım
16 Mar 2015
Mesajlar
2,286
Dusita La Douceur de Siam

Pembe - Beyaz Gül Yaprakları ve taze kadife egzotik tatlı çiçeklerle tende yerini alıyor. Oldukça kaliteli bulduğum gül; fazlasıyla şeffaf ve güzel bir gül suyu kıvamında oldukça serin ve soğuk bir yapıda. Egzotik olarak adlandırdığım çiçekler ise; oldukça asidik bir yapıda davranmakla birlikte, en az eşlik ettikleri gül kadar kaliteliler. Gül biraz daha köşelere, kenarılara yayılırken bu egzotik arkadaşlar; oldukça etli ve tozlu kadifemsi yapraklarıyla La Douceur de Siam’ ın biraz daha orta kısmını dolduruyorlar denilebilir. Bu kısımda gül ve çiçeklerle oluşan akor; ipek kumaşın ya da bir çeşit tül perdenin dokusunu, kadife yapısıyla fazlasıyla anımsatıyor aslında. Hatta ipek parlak kaygan bir kumaşa dokunduğumuzda biraz içimizi ve tüylerimizi kaldıran o tiksintiyi de barındırıyor diyebilirim.

Bu aşamadan sonra egzotik çiçeksiler oldukça dolgunlaşıyor ve boyut kazanıyor. Hatta indolik yeşil çiçek sapları ile de karşılaşabiliyoruz burada. Ortadaki bu çiçeksi yapının yavaş yavaş toklaşmasıyla birlikte açılış için bahsettiğim çiçek yaprakları oldukça meyvemsi bir profile bürünüyor; muz, mango ve benzeri dolgun, yoğunluklu kremsi meyve hissini oldukça gerçekçi bir şekilde sağlıyor. Meyvemsi kokuların çiçeklerden geldiğini biliyorsunuz, fakat profil fazlasıyla meyvemsi, bence oldukça ilgi çekici. Bu noktada kenarılarda hissedilen gül yaprakları ise misksi diyebileceğim bir gül formuna bürünüyor ki burada sabunsuluk tavan yapıyor. Bu kısım da, makineden yeni çıkmış çamaşırlar ile rahatlıkla bağdaştırılabilir. Fazlasıyla temiz, hatta yer yer sabunsuluğa bağlı deterjansı diyebilirim.

Kıvılcım tanesi kadar olan indolik hissinin büyümesi ile birlikte Yasemin Manolya gibi kirli çiçeksi gövdeler hissediliyor. Hatta tahammül edemediğim iki parfümden birisi olan Baghari’ deki (güncel olanı) yoğun kimyasallarla kısa süre önce temizlenmiş lavabo gibi kokan kremsi vanilik köpüksü yasemine fazlaca benziyor, ama buradakine tahammül edebiliyorum, hatta fazlasıyla beğeniyorum. Bu arada artan meyve hatta eklenen havucumsu sebzelerle oluşan hal cümbüşünün üzeri de bu vanilik köpüksü kremsi yasemin ile kaplanıyor. Buradaki kesişimden gelen köpük hissi çok tuhaf; hani blenderda taze meyve suyu çekersiniz, çok hacimli bir köpüğü olur ya, evet öyle bir şeye dönüşüyor bizim Siam.

Çok çok diplerde çok çok fazla dikkat edildiğinde güzel bir sandal yakalanıyor. La Douceur de Siam’ ın sonunda da buraya kadar bahsettiğim tüm sabunsuluk, bu sandal tabanının üzerine çöküyor. Burayı da şöyle niteleyeyim; ahşap bir kesme tahtasında zamanla çatlaklar oluşur aslında, mecburi olarak yıkanması sonucu da sabun ya da diğer kimyasallar bu boşluklara dolar, zamanla da ahşap kesme tahtalarının zaten bu yüzden beyazladığını görürüz. Evet, buradaki sandalı nitelemek gerekirse sandal bir kesme tahtası düşünebilirsiniz.

Evet, La Douceur de Siam; baştan sona gülün hakim olduğu, çiçeklerin meyve gibi davrandığı, temizlik ferahlık canlılık tazelik gibi pozitif kavramları fazlaca başarılı bir şekilde verebilen, çiçekleri vintagelerdeki gibi üç boyutlu olarak da sunmayı başarabilen harika bir sabunsu gül kokusu. Girişindeki serin ve puslu meyvemsi çiçek yapraklarıyla fazlaca sevdiğim Nightingale’ a benzediği için beni fazlasıyla çekti aslında, sonrasının pek bir alakası olmasa da açılışının hala bağlantılı olduğunu da düşünüyorum galiba. Aslında; ahşap bir kesme tahtası kullanarak kesilen meyve sebzelerin blenderda mikslenmesiyle elde edilen vitamin bombası sıkma meyve suyunuzu içerken üzerinizdeki kıyafete dökmeniz ve obsesif bozukluğunuz sebebiyle onu hemen makineye atmak istemeniz, makineye vardığınızda da birkaç saat önce gül kokulu yumuşatıcınız ile atmış olduğunuz tül perdelerinizin bittiğini görüp makinedekileri oturma odasına sermeniz ve bu perdelerin yanında da sıkma meyve suyunuzu daha fazla vitamini kaçmadan tüketmeniz olarak da gayet rutin bir günde karşılaşabileceğiniz, başınıza gelebilecek bir durum gibi La Douceur de Siam. Tabii obsesif bozukluğunuz varsa, yoksa olmaz. “Baharın ferahlığı ve huzuru” “Cennet bahçelerinden toplanmış güller” gibi söylemlerle pazarlanan çoğu kokuyu da cebinden çıkarır ayrıca, her ne kadar kendileri de Tayland Baharat Bahçeleri ile pazarlasa da bence çok daha fazlası. Ama isteyene de fazlasıyla Tayland Baharat Bahçelerini verebiliyor bence. Uzun uzun anlattığıma da bakmayın, basit bir gül kokusu aslında.

Kaleminize sağlık üstad.
 

PerpetualBurn

Eau de Parfum
Katılım
8 Eyl 2017
Mesajlar
305
Marlou 50ml D'ambiguite

Kupkuru tozlu tensel kimyon ve oldukça yağlı, hayvansal bir kunduz ile oluşturulmuş tozlu ve oldukça kuru hayvansal bir deri akoru ile açılıyor Marlou D’ ambiguite. Buradaki Kunduz ve Kimyon iş birliği; Van Cleef Pour Homme, Leonard Pour Homme gibi old school derilerdeki tozlu saydam deri kemer oluşumuna fazlasıyla benzemekte, hatta HD bir selamı niteliğinde denilebilir, çünkü benim gözlemim; bu gibi eski maskülenlerdeki deri akoru biraz saydam ve aromatik yönlerin deri akorundan bir çizgi üstte olduğu şeklinde.

Kısa bir süre sonra; Kunduz yağının tam burun direğine vuran hafif sivri ekşimsi derili hayvansallığı ve kuru tensel kimyonun oluşturduğu %60 opak, geri kalanı saydam dumanlı deri akorunun köşelerden çekilip gerdirilmesi ve altının da güzel misk bileşenleriyle doldurup; miskin o kendine has sakızsı, ılık terli, buruk hayvansal tatlılığı ile birlikte pek fazla değişim göstermeden kurumaya devam ediyor, hatta o kadar kuru bir hale geliyor ki, en son durumunu kendi teninizden bile ayırt edemiyorsunuz D’ Ambiguite’ in.

Aslında aromatik yönlerinden arındırılmış Nina Ricci Phileas, Van Cleef Pour Homme, sabunsuluğundan ayrıştırılmış Kouros, aromatik yabani otları koparılmış bir Furyo, hatta hatta tema olarak çok farklı olsalar da ucundan Musc Koublai Khan gibi maskülenlere selam niteliğinde kaliteli bir misk olarak da düşünülebilir Marlou D’ Ambiguite. Yine D’ Ambiguite gibi zaman makinesi; aldehitler ailesine ve aromatikli derilere de uğrayıp, skalasını daha da geniş tutan bir de Fumabat var ki o apayrı bir konu. Çok kıyaslanılabilir olmasalar da Fumabat daha katmanlı ve ciddi diyebilirim, ama D’ Ambiguite kesinlikle daha eğlenceli.

Tene benzer kimyon kullanımı, animalik kunduz yağı ve katmanlı miski ile bana; Tüyleri ıslanmış ama derisi kupkuru bir sokak hayvanını, fön işlemi esnasında yanan saç tellerini, bir halı yıkama işletmesinin darağacındaki sahiplerine kavuşmayı bekleyen halıların önünden geçerkenki buruk rutubetli havayı, uzun süredir yıkanmamış ortası sararmış bir el havlusunu, basık bir Playstation salonundaki hiç değiştirilmeyen temizlenmeyen deri koltukları ve hızlıca yenilen tost ya da cips sonrası düşüncesizce ve acele ile dokunulan yağlı oyun konsollarını ve kafe tuvaletine oldukça yakın artık kaç numara ise bu masayı, yağlanmış saçları ve birkaç günlük birikmiş kirli sepetini anımsattığını da belirteyim. Aslında kısaca D’ Ambiguite için; deri ve tüy mevzusu da denilebilir hatta insan-hayvan-nesne. Ya da kurumuş yağlı bir şeyler.

D’ Ambiguite oldukça zor ve yoğun bir hayvansallık ile anılıyor, fakat ben o kadar zor bulmadım, hatta forumda ne kadar D’ Ambiguite dekantı varsa hepsini satın alıp boş bir tentürdiyot şişesinde birleştirip şarap mantarı ile ağızını kapatıp uzun vadede kullanma hayallerine kapılacak kadar da sevdim.

 

PerpetualBurn

Eau de Parfum
Katılım
8 Eyl 2017
Mesajlar
305
Kilian Single Malt

Ekşi elma likörü, malt deri parçaları, hafif sigara dumanı ve ekşi çürük fermente meyve bazlı viski-rom akoru ile başlayıp; ekşi mayalı, buruk, dolgun bir odunsu vanilya ile derinleşiyor ve diplerden yükselen acı, hafif baharatsı sedir tozları ile ahşap tonlar da yakalayıp, Paçuli - Amber kombinlerindeki kadife yayılımın biraz daha şeffaf ve boozy tabanlı hali ile köşelerde yayılım gösterip tenden uçuyor.

Klasik türk biralarına göre nispeten daha kaliteli olduğunu düşündüğüm; Weihenstephaner Vitus, Leffe Blonde - Brune gibi biralardaki güçlü maya kokularını çağrıştıran odunsu vanilyayı fazlasıyla beğendim, açılışındaki Viski akoru da bir o kadar doyurucu; fakat yaklaşık yarım saat sonra Bvlgari Black Orient ayarında biraz daha derinliksiz boozy bir şeylere dönüşmesi üzücü. İlk yarım saati ile elinde viski ve purosuyla Tony Montana’ yı beklerken sonrasında bir düğün salonunun arka bahçesinde hafif ticari bir aracın bagajında damat yakınları ile acele acele tekel ürünleri tüketirken buluyorsunuz kendinizi. Bu kokuyu bir iki sefer düğün vs. gibi bir organizasyonda Straight to Heaven ile Layer şekilde kullanmıştım, belki de ondan bu şekilde kaldı bende, bilemiyorum. Aslında her anlamda yine keyifli bir koku, ama mesele zaten fiyatı işte. Vanilyalı gövdeye geçişte malt ve kül pudralı kısım hafiften Ambre Narguile’ e dokunsa da tema olarak fazlasıyla farklı kokular, ama o likörsü hava itibariyle biraz benzeştiklerini söyleyebilirim, çok kısa süreli olsa da. Aslında Single Malt’ ın asıl aklıma düşürdüğü görüntü ise mutfakta bir yere dökülmüş Peynir Suyu oldu, sebebini bilmiyorum.
 

PerpetualBurn

Eau de Parfum
Katılım
8 Eyl 2017
Mesajlar
305
Memo Oriental Leather

Soyutça çimenlerin arasında soğuk, pudralı ve temiz, anason serinliğinde güçlü bir lavanta ve tatlı kremsi minik vanilya bulutu ile oluşan aldehidik yasemin ilüzyonu, Must de Cartier Pour Homme baharatları, şerbetsi benzoin ılıklığında transparan amber akoru ya da benzeri bir şeyler. Drydown’ da, kurutulmuş melankolik samansı papatyalar ve buruk ıhlamur yaprakları.

İçine girilmesi gerçekten çok zor bir koku Oriental Leather, hatta direkt girilemiyor, çünkü erişim izni yok. Tekil olarak algılanamayan, fakat bir şekilde ben buradayım diyen; sedirsi, sandalsı, ambersi, iso e super gibi transparan ve ılık, MFK tarzı çeşit çeşit sentetik bileşenlerle örülmüş bir kale diyebilirim Oriental Leather için. Mesela aranızda mesafe varken nemli topraksı bir paçuli yayılımı mevcut; yaklaştığınızda ise bunun bir yanılgı olduğunu farkediyorsunuz ve karşınıza şekersi ılık ambersi bir gövde çıkıyor, yaklaşıyorsunuz ve o da puff.

Bazen lavanta bezeli fujer izler taşıyor, bazen de Giorgio Beverly Hills for Men, Jacques Bogart One Man Show gibi aldehit tabanlı retro maskülenlerin aldehit sarmalları içinde yüzen ardıç, muskat, kakule gibi aromatik tatlı baharatlı karakterlerinden anımsamalar yapıyor. Bazen de Must de Cartier Pour Homme gibi baharatlı bir çaya dönüşebiliyor, ya da güncel olan Robert Piguet Baghari’ deki sevmediğim aldehidik köpüksü yasemin formunda bana; yeni temizlenmiş banyo derzlerindeki birikmiş temizlik kimyasalı kokusu ambiyansı yaşatıp tiksindiredebiliyor. Ardıçtan olsa gerek ki, Memo’ nun meşhur serisinin en naif üyesi Irish Leather ile arasında ufak benzerlikler de hissediliyor Oriental Leather’ ın, özellikle de barındırmadıkları derileri benziyor ama.

Anlaşılacağı üzere oldukça soyut katmanlar barındıran bir üye Oriental Leather. Bu da onu koklanabilir olmasından daha çok kullanılabilir kılıyor. Hiç şüphem yok ki, kullanana anosmi yaratan katmanları çevreye bir o kadar yayılacak, bir o kadar da beğeni kazanacaktır. Bu arada tüm bunları görmezden gelerek net olarak söyleyebileceğim şey ise; Oriental Leather’ ın toplanıp güneşte kurutulmuş mayıs papatyalarının, ıhlamur yaprakları ile birlikte French Presste demlenmiş bir tür çiçek çayı olduğudur ya da bir çeşit MFK ve Memo’ nun Irish Leather ortak yapımı olduğu.
 

PerpetualBurn

Eau de Parfum
Katılım
8 Eyl 2017
Mesajlar
305
EldO Putain des Palaces

Şarap, şampanya ve ruj izleri arasında; zencefil, kimyon, zerdeçal gibi oldukça kirli ve patates kabuğu kadar sert, tatsız buruk baharatlarla temellenip, oldukça kirli, endüstriyel izler taşıyan maskülen çiçek yaprakları ile bezenmiş fazlasıyla sert maskülen bir mazotlu deri akoru. Oldukça feminen, ama içinde bir o kadar da maskülen. Cronenberg’ in hastası olduğum Crash’ ını anımsatan; mekanik, şehvet, arzu ve beden bütünleşmesinin şişelenmiş hali. Tek sıkımlık hakkım olduğu için kendimi yiyorum şu an. Rien, Tom of Finland’ la falan yeterince asabım bozulmuştu zaten, hiç gerek yoktu gece gece. Neyse elinde olup da paylaşmak isteyen olursa

 

Ozfragrance

Pure Parfum
Satış Onaylı
Katılım
26 Nis 2018
Mesajlar
1,008
Frederic Malle Lys Mediterranee klasik beyaz ciceklerin agirlikli oldugu pudrali sabunsu bayan kokusu bu tarz designer bir cok parfum bulabilirsiniz.

RNE-L01 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 

Ozfragrance

Pure Parfum
Satış Onaylı
Katılım
26 Nis 2018
Mesajlar
1,008
Imaginary Authors Whispered Myths acilisindaki kavun saniyeler icinde kayboluyor.Sonrasi kirli tozlu oud.Performansi ortalama

RNE-L01 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 
Ü

Üye silindi 2804

Misafir
Francesca Bianchi Etruscan Water deneme şansım oldu. Yüksek konsantrasyon ve doğal içerik her zaman en iyisi demek olmuyor :) Bana çok ağır geldi ve nedense içinde midemi bulandıran bir şey var ama tam olarak anlayamadım. Tekrardan şans vereceğim
 

PerpetualBurn

Eau de Parfum
Katılım
8 Eyl 2017
Mesajlar
305
Tom Ford London

Tuzlu - Tatlı karışık tütsülenmiş baharat cümbüşü ve Castoreum’ vari misksi, dumanlı, kösele deri akoru ile başlıyor London. Baharatlardan; kirli ve kuru tensel kimyon, hafif yeşilsi sivri burukluğu ile kişniş daha ön planda, gövdede ise oldukça kuru ve ferah, hafif tatlı kabuksu kakule izleri var, fakat bunun kişniş kaynaklı mı olup olmadığını kestiremiyorum. Hatta kişniş bile kakule kaynaklı olabilir, ikisi de olmayabilir. En iyisi aklınızda tütsülenmiş genel bir baharat akoru canlanması galiba, kesinlikle bir baharat adı vereceksek; kimyon diyelim o zaman. Evet, çünkü gerçek bir kimyon bombası London. İlk birkaç denememde ilk yirmi dakikasıyla kimyon kaynaklı çok zorlamıştı beni hatta, ama tuhaftır giydikçe açılan bir koku London. İlk denemelerimdeki hayvansal kimyonlu dayak gibi açılışını artık istesem de bulamıyorum maalesef. Evet, toparlayacak olursak; tatlı, tuzlu ve tozlu, kuru, kirli, sıcak ama ferah olarak sıfatlanabilecek geniş skalalı ortadoğu esintili tütsülenmiş baharatlar ve terli misk tabanlı, dumansı kösele deri akoru olarak bahsedebiliriz açılışından.

İlk yarım saati biraz sert geçirsek de, balzamik yönü daha da güçleniyor London’ ın, hatta o genel kabul gören yumuşacık balzamik kokulardan birine dönüşüyor. Artık yeterince dinlenen tütsülü baharatları ile Serge Noire’ vari şöminelik cilalı ahşaplar (zararlıdır aslında) bütünleşiyor. Gövdede şişerek oluşan; tatlı reçineler ve laden bazlı fazlaca plastik amber akoru ile mevzu bahis baharatların kesişimi ile de London’ ın balzamik yönü oluşmuş oluyor. Buradaki yapı oldukça fenolsü, hatta kokladıysanız; sıkma (çakma) kehribar tesbihlerin buhar ya da farklı bir kaynakla ısı ile reaksiyonu durumundaki koku salınımı ile oldukça benzer ki, fenol kokusunun da bizzat kendisidir bu durum.

Evet, London; oryantal baharat cümbüşüyle, hayvansal miskli plastik ve kösele derisiyle ve tatlı balzamik yönüyle alışılagelmiş Tom Ford çizgisinin oldukça dışında bir Tom Ford, hatta benim en beğendiğim Tom Ford. Bahsettiğim balzamik profilin içinde tatlı vanilya, tütün, sandal gibi “soyutça” izler bulmuş olsam da, yazıyı sulandırmamak için bunlardan bahsetmek istememiştim. İlk yarım saati mi yoksa balzamik yönü mü derseniz; ben açılışını daha çok beğendim galiba. Uzun süre aç ve susuz kaldığınızda ağızda oluşan tat ve kokuyu, o dil ve çene etrafındaki yapışma hissini anımsatıyor, hatta plastik yönü; uzun süre tekrar tekrar doldurulup, kafaya dikerek kullanılan 1.5’ luk pet şişenin ağız kısmında oluşan misk kokusu ile de bağdaşıyor aklımda. Bu son yazdığımı umarım kimse tecrübe etmek zorunda kalmaz, ben öğrenci iken mecburi tecrübe etmiştim galiba. Bu arada London aşırı derecede ağız kurutan bir koku, her denememde en az 2 Litre falan su içtim. Deneyecek olanlar hazırlıklarını da yapsın derim. Farklı yorumlara baktığımda London’ ı Londra Metrosu ile bağdaştıranlar olmuş. Harika yakalamış bence, Londra’ da bulunmadım, fakat yaz aylarında Tramvay ve Metro ile ulaşımı fazlaca kullandım. Özellikle Ankara’ daki Batıkent - OSB Törekent metrosunu ilk yapıldığı yıllar kullandıysanız, London’ da benzer izler görmeniz de gayet mümkün.
 

elle61

Perfume Lover
Satış Onaylı
Katılım
4 Ocak 2016
Mesajlar
5,964
Hastalıkla enfekte olma korkusuyla neredeyse hiçbir yere gitmiyorum. Haliyle yeni parfüm test edemiyorum. :-(
 
  • Beğen
Tepkiler: HT
Üst