Parfüm merakınız ilk ne zaman ve hangi kokuyla başladı ?

timberwolf

Pure Parfum
Satış Onaylı
Katılım
16 Ocak 2021
Mesajlar
1,032
2009 Avon True Force - çıraklık
2011 La Nuit de L'Homme - kalfalık
2018 OJ Black Gold - ustalık

Dönemlerimin dönüm noktalarını -tabiri caizse- bu şekilde ifade edebilirim. Bu arada, olur da bir yerde True Force'a denk gelirseniz haber verin lütfen, özledim keratayı.
 
D

daraldım

Misafir
anlatasım var uzun olacak : )

efenim benim çocukluğum, rahmetli babamın hobisi olan karate antrenörlüğü olması dolayısıyla, merdiven altı karate salonlarında geçmiştir. duvarlarında Chuck Norris ve Bruce Lee posterleri olan ve ter kokusunun her yere sindiği yerler. bu kesif koku rahatsız etmiyordu, rahatsız eden, antrenman sonrası herkesin aynı anda sıktığı deodorantlardı. kızlı erkekli 30 kişinin ter kokması, kızlı erkekli 30 kişinin aynı anda sıktığı deodarant kadar kötü gelmiyordu bana. genzim de yanıyordu. o zamanlar (yaklaşık 10 yaşıma kadar) deodarnt bana uzak duran bir şeydi : )
sonra baba ocağından uçup başka dojolara geçtim. orda da deodarant kullanıyorduk ama kullanmamak daha iyiydi : ) eğer biri elinizde deodorant şişesi görürse, o bitene kadar elden ele geçer, herkes kullanırdı. iyi yanı böyle durumlarda soyunma odası güzel kokardı : )

sonra lise başladı. karşı cins farkedildi (dojolarda fark edilmiyor muydu demeyin, dojoda kızlar bilinçli dövüyor, okulda risk düşük : ) ). parfümün varlığını burda öğrendim. anladığım kadarıyla, fahrenhayt (bilinçli olarak böyle yazıyorum) ve ya kenzo kullanan bir erkeğin karşı cinsi etkilemek için başka bir şeye ihtiyacı olmadığıydı. tabi bizim okul biraz gariban sayılacak bir okul olduğundan bizde böyle şeylere ulaşmak mümkün değildi (ki fahrenheit'ı 30 yıl sonra deneme fırsatı buldum ve hüsrandı : ) ).

neyse ki abim var : ) o da parfümcü değil ama benim yeni adım attığım yollardan o daha önce geçtiği için onun parfümleri vardı. iki tanesini hatırlıyorum. old spice ve first class. old spice'ü sevdiğimi söyleyemiycem (bu gün bile), first class da çok ilgimi çekmemişti ama onu biraz daha sevmiş olabilirim. olmayabilirim de çok hatırlamıyorum. fakat okuduğum lisede erkeklerin epey tercih ettiği bir parfümdü. yine de çok üstüne düşmedim. akşam spor salonunda, üzerine çöktüğümüz deodorantlar çok daha eğlenceliydi sonuçta.

üniversite ise daha da beter. deodorant mı kısa camel mi? tabi ki kısa camel (parfüm bile demiyorum bakın). yıkanmamışlıktan ve silinmemişlikten orjinal rengini hatırlayamadığımız perdelerin ve duvarların olduğu evlerde. bulaşığı bile kimin yıkayacağına (yine sigara ve alkole öncelik verildiğinden az yemek yapılır bu yüzden de bulaşık çok olmazdı. makarna ve pilav gibi yemekler de tabağa dağıtılmaz tencereden yenirdi, yine bulaşıktan kar ederdik) kağıt oyunu (king) oynarak karar verdiğimiz yerde parfüm kullanacaz he mi : ) yok öyle bir şey.

fakat ne zaman biri karşı cinsten biriyle ilk buluşmaya gidecek, o zaman güçler birleşirdi. kısa camel buluşmaya gidecek çocuğa verilir biz aramızda tekel 2000 ya da artık para neye yeterse onu alırdık. kimisi biryantinini verir, kimisi traş bıçağını. çok az arkadaşımızda parfüm olurdu ama onlar da paylaşırdı. tabi yazına kışına falan bakılmaz. maksat güzel kokmak. o zamanlar bizden biri bir kızla buluşmaya gidecekse, gördüğü yardımı ve hürmeti hayatının kalanında bile kolay kolay göreceğini sanmıyorum. müthiş bir dayanışma vardı : )

askerden dönünce farkına varılan, hayatın sonuna kadar çalışma mecburiyeti ve neşeli öğrenci hayatının bir daha gelmeyecek olmasının farkındalığının verdiği içine fil oturma hissiyle hayata devam ederken abimin evine uğramıştım. orda bir koku denedim "ck euphora men" epey hoşuma gittiydi. sonra kendime aldım. uzun süre yaz kış demeden kullandım. ne kimse övdü ne de sövdü. zaten çevreyi etkilemekten çok kendi paşa keyfim için sıkardım (bu gün de öyle tabi).

net tarihi verememem ama 1.5 - 2 sene önce olması lazım. önce spotify da koku programını buldum. parfümden çok koku ve koku ile ilgili inanılmaz genel kültür bilgileri veren bir abi vardı. vedat ozan isimli bu abimizin hemen hemen aynı anda youtube da başlayan "vedat ozan ile ufukun 2 katı" programı ve ardından aramızda bu konuda hiç bir konuşma geçmemesine ramen kız kardeşimin bu reyize ait aldığı koku kitap seti. bunlar bir işaret olmalıydı : )

bitirme tezi çalışır gibi bu konuları takip ettim. sonra da sanırım tanışma kısmında yazdığım gibi. euphoria men bulamayıp başka bir koku alınca, başka kokulara da bakmaya başladım. biraz daha bilir kişilerin sözlerini dinlemek lazım diyip soluğu burda aldım : ) geçen yapılan splite de katılarak başlangıcı yaptık diyebilirim : )

düzeltme: öncesinde old spice yazacağıma brüt yazmışım. neden yazdım bilmiyorum, ömrümde koklamadım bile : )
 

Sparfume

Perfume Lover
Satış Onaylı
Katılım
2 Nis 2018
Mesajlar
2,000
anlatasım var uzun olacak : )

efenim benim çocukluğum, rahmetli babamın hobisi olan karate antrenörlüğü olması dolayısıyla, merdiven altı karate salonlarında geçmiştir. duvarlarında Chuck Norris ve Bruce Lee posterleri olan ve ter kokusunun her yere sindiği yerler. bu kesif koku rahatsız etmiyordu, rahatsız eden, antrenman sonrası herkesin aynı anda sıktığı deodorantlardı. kızlı erkekli 30 kişinin ter kokması, kızlı erkekli 30 kişinin aynı anda sıktığı deodarant kadar kötü gelmiyordu bana. genzim de yanıyordu. o zamanlar (yaklaşık 10 yaşıma kadar) deodarnt bana uzak duran bir şeydi : )
sonra baba ocağından uçup başka dojolara geçtim. orda da deodarant kullanıyorduk ama kullanmamak daha iyiydi : ) eğer biri elinizde deodorant şişesi görürse, o bitene kadar elden ele geçer, herkes kullanırdı. iyi yanı böyle durumlarda soyunma odası güzel kokardı : )

sonra lise başladı. karşı cins farkedildi (dojolarda fark edilmiyor muydu demeyin, dojoda kızlar bilinçli dövüyor, okulda risk düşük : ) ). parfümün varlığını burda öğrendim. anladığım kadarıyla, fahrenhayt (bilinçli olarak böyle yazıyorum) ve ya kenzo kullanan bir erkeğin karşı cinsi etkilemek için başka bir şeye ihtiyacı olmadığıydı. tabi bizim okul biraz gariban sayılacak bir okul olduğundan bizde böyle şeylere ulaşmak mümkün değildi (ki fahrenheit'ı 30 yıl sonra deneme fırsatı buldum ve hüsrandı : ) ).

neyse ki abim var : ) o da parfümcü değil ama benim yeni adım attığım yollardan o daha önce geçtiği için onun parfümleri vardı. iki tanesini hatırlıyorum. old spice ve first class. old spice'ü sevdiğimi söyleyemiycem (bu gün bile), first class da çok ilgimi çekmemişti ama onu biraz daha sevmiş olabilirim. olmayabilirim de çok hatırlamıyorum. fakat okuduğum lisede erkeklerin epey tercih ettiği bir parfümdü. yine de çok üstüne düşmedim. akşam spor salonunda, üzerine çöktüğümüz deodorantlar çok daha eğlenceliydi sonuçta.

üniversite ise daha da beter. deodorant mı kısa camel mi? tabi ki kısa camel (parfüm bile demiyorum bakın). yıkanmamışlıktan ve silinmemişlikten orjinal rengini hatırlayamadığımız perdelerin ve duvarların olduğu evlerde. bulaşığı bile kimin yıkayacağına (yine sigara ve alkole öncelik verildiğinden az yemek yapılır bu yüzden de bulaşık çok olmazdı. makarna ve pilav gibi yemekler de tabağa dağıtılmaz tencereden yenirdi, yine bulaşıktan kar ederdik) kağıt oyunu (king) oynarak karar verdiğimiz yerde parfüm kullanacaz he mi : ) yok öyle bir şey.

fakat ne zaman biri karşı cinsten biriyle ilk buluşmaya gidecek, o zaman güçler birleşirdi. kısa camel buluşmaya gidecek çocuğa verilir biz aramızda tekel 2000 ya da artık para neye yeterse onu alırdık. kimisi biryantinini verir, kimisi traş bıçağını. çok az arkadaşımızda parfüm olurdu ama onlar da paylaşırdı. tabi yazına kışına falan bakılmaz. maksat güzel kokmak. o zamanlar bizden biri bir kızla buluşmaya gidecekse, gördüğü yardımı ve hürmeti hayatının kalanında bile kolay kolay göreceğini sanmıyorum. müthiş bir dayanışma vardı : )

askerden dönünce farkına varılan, hayatın sonuna kadar çalışma mecburiyeti ve neşeli öğrenci hayatının bir daha gelmeyecek olmasının farkındalığının verdiği içine fil oturma hissiyle hayata devam ederken abimin evine uğramıştım. orda bir koku denedim "ck euphora men" epey hoşuma gittiydi. sonra kendime aldım. uzun süre yaz kış demeden kullandım. ne kimse övdü ne de sövdü. zaten çevreyi etkilemekten çok kendi paşa keyfim için sıkardım (bu gün de öyle tabi).

net tarihi verememem ama 1.5 - 2 sene önce olması lazım. önce spotify da koku programını buldum. parfümden çok koku ve koku ile ilgili inanılmaz genel kültür bilgileri veren bir abi vardı. vedat ozan isimli bu abimizin hemen hemen aynı anda youtube da başlayan "vedat ozan ile ufukun 2 katı" programı ve ardından aramızda bu konuda hiç bir konuşma geçmemesine ramen kız kardeşimin bu reyize ait aldığı koku kitap seti. bunlar bir işaret olmalıydı : )

bitirme tezi çalışır gibi bu konuları takip ettim. sonra da sanırım tanışma kısmında yazdığım gibi. euphoria men bulamayıp başka bir koku alınca, başka kokulara da bakmaya başladım. biraz daha bilir kişilerin sözlerini dinlemek lazım diyip soluğu burda aldım : ) geçen yapılan splite de katılarak başlangıcı yaptık diyebilirim : )

düzeltme: öncesinde old spice yazacağıma brüt yazmışım. neden yazdım bilmiyorum, ömrümde koklamadım bile : )
Hersey guzel giderken birden zınk diye kesmissiniz Bi daha olmasin Okurken odagim kokulardan hoop o yillardaki hallerime kaydi.. O gunleri yasadim sanki... Aslinda hepimiz benzer seyler yasamisiz Sarayda doğup buyuyenler haric tabi... ( Adam hayatini ole bi anlatiyoki sanirsin İngiliz kraliyet ailesinden .. yazik) Tabi bizim evimiz sizinki kadar pis degildi
Okurken o yillarda gezindim... Yurtta ve evimdeki hallerim gozumun onunden gecti.. Ne kadar guzel ne kadar sorumsuz ne kadar eglenceli yillarmis... O yillarin hamburgeri... karisik kola fantanin tadi dersten cikip sanki imzaya yetisir gibi king oynamak icin Serenat kafeye kosmamiz... Heyyy gidi gunler hey...
Beni huzunlendirdiginiz icin saolun be... Esim gelsin birazdan aglicam.

CPH2219 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 
D

daraldım

Misafir
Hersey guzel giderken birden zınk diye kesmissiniz Bi daha olmasin Okurken odagim kokulardan hoop o yillardaki hallerime kaydi.. O gunleri yasadim sanki... Aslinda hepimiz benzer seyler yasamisiz Sarayda doğup buyuyenler haric tabi... ( Adam hayatini ole bi anlatiyoki sanirsin İngiliz kraliyet ailesinden .. yazik) Tabi bizim evimiz sizinki kadar pis degildi
Okurken o yillarda gezindim... Yurtta ve evimdeki hallerim gozumun onunden gecti.. Ne kadar guzel ne kadar sorumsuz ne kadar eglenceli yillarmis... O yillarin hamburgeri... karisik kola fantanin tadi dersten cikip sanki imzaya yetisir gibi king oynamak icin Serenat kafeye kosmamiz... Heyyy gidi gunler hey...
Beni huzunlendirdiginiz icin saolun be... Esim gelsin birazdan aglicam.

CPH2219 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
tamam bir daha zınk diye kesmiycem, en azından deniycem : )
ağlatmak istemezdim ama o günleri hatırlamak hüzünlü olsa bile güzel oluyor : )
 

Green

Pure Parfum
Satış Onaylı
Katılım
27 Şub 2016
Mesajlar
871
90'lı yılların sonu, 2000'lerin başlarında sevdiğimiz bir akrabamızın açtığı kozmetik mağazası ile başladı. Ortaokuldaydım. Okul çıkışı sık sık uğrardım ve istediğim tester'ı dilediğimce kullanabilirdim. Bir sürü koku deneyip, hiçbirini satın almadığım için bakışlarıyla söven çalışanlara da maruz kalmadım o yüzden :D O zamanların meşhur kokularını istediğim gibi fıslatabildim :) profil fotomdaki "roma uomo" beni benden alan ilk kokuydu. O yüzden yeri ayrıdır bende. Le male, azzaro pour homme, kouros vs çok satıyordu ve bu kokuların minik testerları geliyordu bir sürü. Bayram seyran, akraba buluşmalarında bu testerları hediye olarak alırdık. Harika günlerdi.
 
Son düzenleme:

Rayihaa

Pure Parfum
Satış Onaylı
Katılım
13 Mar 2022
Mesajlar
716
Parfümlerle ilgili en eski hatıram, ben 5 yaşlarındayken annemin kullandığı Babe marka, pudra pembesi teneke kutulu deodorant. Kokusuna o kadar hayrandım ki, kokuyu özler, kapağını açıp açıp koklardım. Bugüne kadar pek çok parfüm denesem de hiçbiri o kokunun bana verdiği mutluluk hissini vermedi desem yalan olmaz. İşin ilginç yanı, annemin o parfümü hiç hatırlamıyor oluşu.

Babe 1970'lerin ikinci yarısında, genç ve özgür kadın imajı ile Faberge tarafından piyasaya sürülmüş bir parfüm. O yıllarda çok popülermiş, üretimi 1990'ların başında sonlanmış. ("Acaba bulur muyum" diye araştırırken Gülse Birsel'in bu parfümle ilgili hoş bir yazısına rastlamıştım, hediye edildiği ilk gün elinden kayıp giden ve tekrar bulunamayan o bir şişe Babe'in acısı benim de içime oturmuştu...)

Bu yaşlarıma dair hatırladığım diğer parfüm, yine bir Faberge parfümü olan meşhur yeşil şişeli, madalyonlu Brut. Annem çalıştığından günü annanemin o çok sevdiğim evinde geçirirdim, ve o zamanlar 25 yaşlarında olan dayımın Brut'ünü sinsi sinsi ele geçirir, açıp koklardım.

Bir de içinde kolonya olmayan güzel bir kolonya şişesi vardı, büyük dayıların evinde. O şişeye de takıktım, her gidişimde mutlaka o da çaktırmadan durduğu yerden alınır, açılır, kokusuna bakılırdı. Adının "Kara Kedi" olduğunu öğrenmiştim. muhtemelen İzmir üretimi, Fransız Chat Noir kokusunun benzeri bir kolonya olmalı diye düşünüyorum. Bir de Nina Ricci'nin L'Air du Temps'i var aklıma kazınan, ilk kokladığımda beni yine çocukluğumun annane evine ışınlamıştı, ve avm'en çıkıp durakta beklerken ani bir kararla dönüp aldırtmıştı kendini. Herhalde annanem buna benzer bir kolonya kullanmış veya çekmecelerin içine benzer kokan sabunlar koymuş olmalıydı.

Babamın pek parfümle arası olmasa da bir dönem Old Spice sürüyordu. Ne zaman banyodan gelen Old Spice kokusunu duysak annemle birbirimize karşılıklı "yine mi, bitmedi mi hala bu şişe" bakışı atardık, ama babam seviyor diye belli de etmezdik. Baharatlı parfümlere olan nefretimin sebebi bu parfüm olabilir :) (Aynı bunun gibi kokan bir kek tarifim var ve nefis, yani sorun kokuda değil, parfüm olarak kullanılmasında)

Sabun ve makyaj kokularına hayrandım küçükken, hala da öyleyim. Blendax şampuan, Rexona Kadil sabun, Cire Aseptine krem, Tokalon fondöten, Helena Rubinstein rujlar, yine o dönemden hatırlayıp sevdiğim kokular. Bir de uzun otobüs yolculuklarında Adana civarındaki bir dinlenme tesisinde almayı iple çektiğim yeşil renkli Çimen Kolonyası.

Koku kullanmaya başladığım ortaokul-lise yıllarım türlü çeşit deodorantlarla geçti. Fa ve Impulse, mavi ve yeşil, taze kokanları tercih ederdim. Üniversitede ise şişelerce Johnson's Bebe Kolonyası Soft ve Ocean bitirmişliğim vardır. Bir de cam şişeli Nivea deodorant, çok severim. Emotion Green Leaves sanırım parfüm olarak satın aldığım tek ürün olabilir.

Bu yıllarda okulda yan masamda oturan bir arkadaşım nefis kokan bir parfüm kullanıyordu. Birgün dayanamayıp sordum, "Kenzo" dedi... Bu parfümü ne kadar beğendiysem, ertesi sene stajda bizden üst sınıftaki bir çocuğun her sabah yıkanıp geldiği parfümünden de öyle nefret etmiştim. Ama neyden nefret ettiğimi de bilmem gerekiyordu tabii... Sordum, "Kenzo" dedi. O gün parfümde dozun ne kadar önemli olduğu dersini almış oldum :)

Tasarımcı parfümleri ile tanışmam çalışma hayatına atılmamla oldu, lükse para harcamak için kendim kazanmalıydım, masraflı bir bölümde okuduğumdan ailemden bunu talep etmem yersiz olurdu çünkü.

Aldığım ilk "gerçek" parfüm Dior J'adore. 30 ml.'lik şişesini dibinde birkaç sıkımlık parfümle hala saklarım. 30 ml. benim için standarttı, gerçekten sevdiğime emin olursam daha büyük şişelerden alırım diye düşünüyordum, ki ikinci şişeyi aldıran ilk parfümüm Herrera 212 oldu. Tertemiz, çok karakterli, tam bir ofis kokusu (Yine alsam mı acaba?) Değiştirmeye karar verdiğimde çok parfüm denedim, Prada Iris ve Cacharel Noa arasında kararsızken Douglas'taki görevlinin tavsiye ettiği Chloe Love'a kokladığım an adeta aşık oldum ve birkaç yıl sürekli kullandım, ta ki üretimi durana kadar... Onun yerine parfüm arayışım parfümlerle ilişkimi kökten değiştirdi, ve bugünlere geldim...

Uzun zamandır elim gitmiyordu yazmaya, ama yazmak iyi geldi. Güzel günlerde güzel parfümler koklamayı diliyorum herkese...
 

reser

Extrait de Parfum
Satış Onaylı
Katılım
9 Kas 2021
Mesajlar
576
Ortaokul ve lise zamanlarında herkesin o dönemlerde kullandığı parfüm deodorant setler ile başladı lise sonrasında ilk aldığım Burberry Touch ile dönülmez bir yola girdim. Uzun süre bunu kullandım sonra terre d Hermes ile tanıştım uzunca bir süre de onu kullandım. Kokulara olan ilgim mağazalarda ara sıra denemekten öteye geçmese de ve genellikle tek bir parfüm kullanarak hayatımı idame ettirsem de toplayıcı bir yapıya dönüşüm çok uzun zaman almadı en fazla 4-5 sene diyebilirim. Genellikle mağazalardan deneme yoluna giderim bir kaç tester ya da dekant faciası yaşadım ve dekant işine uzak kaldım tester ürünü kapıdan içeri sokmam. Kör alıştan hiç korkmam, biraz koku hakkında araştırma ve yorum alıp notalara bakarım, kafama yatarsa yakınımda da mağaza varsa denemeye çalışırım eğer yoksa kör de alırım sonra beğenmezsem satarım.
 

egemen

Pure Parfum
Satış Onaylı
Katılım
5 May 2015
Mesajlar
720
Çocukken babamın Pino ve Snob kokularını tırtıklayarak başladım. sonrasında annem bir doğum günümde mükemmel bir jest yapıp o zamanların en iyi işlerinden biri olan Burberrys Men parfüm hediye etmişti. sanıyorum 95 veya 96 senesi. Zamk gibi ve rahat 1 gün kalan inanılmaz bir kokuydu, bir düş gibiydi sanki. Sonrasında da değişik kokular ile bu zamana ulaştık. Yalnız benim için ilginç olan Burberrys Men'in yaratıcısı Michel Almairac. ve kendisinin yarattığı bir çok koku hala daha en sevdiklerim; Zino, Joop Homme, Fahrenheit,Weekend,Gucci Rush. Sanıyorum ya dönemin ya da koku hafızasının etkisi.
 
Üst